English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ I ] / I'm your mom

I'm your mom tradutor Turco

2,223 parallel translation
And I got a package for you, Dr. Hart. It's from your mom.
Size de annenizden bir teslimatım var, Dr. Hart.
Actually, I came by to tell you that I took your advice and I called my mom.
Aslında, sana, tavsiyene uyduğumu ve söylemek için geldim. Annemi aradım. Öyle mi?
I'm sorry about your mom.
- Annen için üzgünüm. - Teşekkürler.
Hey, I'm glad you found out your mom was trying to do the right thing.
Annenin doğru olanı yapmaya çalıştığını öğrenmene sevindim.
Your mom's a lot smarter than I am, and she helped me realize I was avoiding making this commitment, but it's not because I don't love Isabel.
Annen benden çok daha zeki ve bu sorumluluktan korktuğumu anlamamı yardım etti. Isabel'i sevmediğimden değil.
I'm doing it for your sister and your mom.
Kız kardeşin ve annen için yapıyorum.
If your mom's not saying no, I'm not saying no, either.
Eğer annen hayır diyorsa Ben de hayır diyorum.
I wasn't always good to your mom, Zach.
Annene her daim iyi davranan biri olmadım Zach.
I know, but if your mom catches you up this late, she's gonna kill us both, okay?
Annen bu zamana kadar ayakta kaldığın duysa, ikimizi de öldürür. Tamam mı?
I'm kinda your mom...'S friend.
Ben annen... in arkadaşı sayılırım. Sen kafana takma.
Well, I'd bet I could help you find that skirt your mom made.
Eminim annenin yaptığı o eteği bulmana yardım edebilirim.
If your mom has a problem with me walking you to a school bus, I am more than happy to have that chat.
Annenin, okul otobüsüne kadar yürümemizle ilgili bir sorunu varsa onunla bu konuyu konuşmaktan büyük zevk duyarım.
I'm sure your mom told you about the divorce by now,
Eminim annen şimdiye kadar boşanmadan bahsetmiştir.
But I'm hoping that it's enough for you to realize that you don't need to tell your mom about this.
Ama olanları annene anlatmaman için yeterli olacağını anlayacağını umuyorum.
All I'm thinking about right now is your mom, and this family.
Şu anda tek düşündüğüm annen, ve bu aile.
I'm just hoping that this can be less about that and more about protecting your mom.
Bunun o konuyla ilgili değil de... anneni korumakla ilgili olduğunu umuyorum.
- If I were your mom- -
- Eğer annenin yerinde olsaydım- -
I-lave you found your mom or what?
- Anneni bulamadın mı hâlâ?
Hey. I hit your mom's spot last week.
Geçen hafta anana çaktım.
I know you think I'm the mean mom who wouldn't let you marry your boyfriend, but someday you're gonna realize, I-I did what had to be done.
Beni, erkek arkadaşınla evlenmene izin vermeyen acımasız anne olarak gördüğünü biliyorum ama bir gün yapılması gerekeni yaptığımı anlayacaksın.
Actually, it's not your mom that I'm worried about.
Aslında, endişelenmemin sebebi annen değildi.
- Sure, your mom's got kind of a little weird side going on, but my mom is insane. I've met your mom.
Annenle tanıştım.
When I'm not home, your mom's in charge.
Ben evde yokken, tüm yetki annenizde.
I was just surprised when you sprung the whole living-with-your-mom stuff on me.
Bir anda annen ile yaşamak fikrini ortaya atınca çok şaşırdım sadece.
I told you I don't do pantsuits. - How's your mom?
Sana takım giymeyeceğimi söylemiştim.
I'm good, how's your mom doin'?
İyi.
I'm going to get your mom back.
Annenizi geri getirmeye gidiyorum.
Oh, I would, buddy, but, uh, your mom's all over me to change a bunch of lightbulbs.
Yapardım, evlat ama annen ampulleri değiştirmem için başımın etini yiyor.
I told you, I gotta change the lightbulbs and then help your mom with those signatures.
Üzgünüm ama dediğim gibi, ampulleri değiştirdikten sonra imzalar için annene yardım edeceğim.
Yeah, but your mom and your sister are down there, so I'll have to put on pants.
Evet, ama annen ve kardeşin de orada olacak yani pantolonumu giymek zorundayım.
Well, I'm sure your mom was scared, too.
Eminim annen de çok korkmuştur.
Got some good news, I think I found a pretty great apartment downtown, not too far from your mom, and I got a lead on a job giving'guitar lessons.
İyi haberlerim var, sanırım şehir merkezinde güzel bir daire buldum, annene daha yakın bir yer.
I think she could be your new mom.
Sanırım yeni annen o olabilir.
You came so close to keeping her safe, you really did, but I'm gonna kill you and then I'm gonna kill your mom.
Güvenliğini sağlamaya çok yaklaştın, cidden öyle ama seni öldüreceğim sonra da anneni öldüreceğim.
I think your mom needs a break.
Sanırım annenin biraz ara vermesi gerek.
I don't know yet- - your mom wants to go to Aunt Jo's to give birth, and I'm supporting it.
Bilemiyorum. Annen, doğum yapmaya Teyzen Jo'nun yanına gitmek istiyor ben de ona destek oluyorum. - Hayır, bunu yapmak istemezsin.
I'm saying Mom's crazy and it's your fault.
Annemin delirdiğini ve suçlusunun sen olduğunu söylüyorum.
I promise you, Kelly, we can help save your mom's life, but we need your help to do it.
Sana söz veriyorum Kelly, annenin hayatını kurtarmaya yardım edebiliriz ama bunu yapmak için yardımın gerekiyor.
I'm gonna get your mom to stop drinking if it's the last thing I do.
Sana söz veriyorum..... son yapacağım şey olsa bile annenin içkiyi bırakmasını sağlayacağım.
I'm Will Gardner, your mom's boss.
Ben Will Gardner, annenin patronuyum.
I'm gonna go buck your mom.
Anneni bacak omuza yapacağım.
Frankly, Mom, I'm encouraged to see how advanced your group has become- - willing to sail out into the ocean without fear of falling off the edge.
Açıkçası anne, grubunun bu denli geliştiğini görmek beni çok mutlu etti. Dünyanın kenarından düşme korkunuz olmadan okyanusa açılıyorsunuz.
I say you people need to stop ruining my mom's visit with your sushi, and your sadness and your slutty shirts.
Annemin ziyaretini suşinizle, üzüntünüzle ve fahişe bluzlarınızla mahvetmeye artık bir son vermeniz lazım derim. Kesin artık!
Reagan, I'm sorry, but you've gotta have a better relationship with your mom.
Reagan, üzgünüm ama annenle daha iyi bir ilişki kurmalısın.
I don't suck hot girl's titties, only your mom's.
Seksi kızların memesini değil, sadece anneninkini yalarım ben.
Your mom's going to need you. When I'm not around.
Buralarda olmadığımda annenin sana ihtiyacı olacak.
Yeah, I have work friends, and your mom and I have couples friends, and there are my college friends, but they're scattered all over the country.
- Evet, iş arkadaşlarım annenle ortak arkadaşlarımız ve üniversiteden arkadaşlarım var ama onlar da ülkenin dört bir yanına dağılmış durumdalar.
Don't you think I want to be all smooth and make your mom happy out there? I'm trying.
Deniyorum.
All I'm saying, Eric, is that you went through your mom's diary for a reason!
Söylemeye çalıştığım şey, Eric annenin günlüğünü karıştırmanın bir nedeni var.
I got nobody to gripe about my day to except your mom and your sister.
Günümün nasıl geçtiği hakkında mızmızlanacağım annen ve kız kardeşin dışında kimse yok artık.
Look... when I left your mom, I did absolutely everything I could to keep you out of the proceedings.
Bak, annenden ayrılırken seni davanın dışında tutmak için elimden gelen her şeyi yaptım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]