I've been thinking about this tradutor Turco
442 parallel translation
I was just sitting here thinking about you, and, you know, how amazing you've been during this painful, awful time.
Seni düşünüyordum... Bu acılı, kötü zamanımda yanımda olmanı.
I've Been Thinking About This Last Year, And... Dad, I've Done Things That I Never Thought I'd Do.
Geçen yılı düşündüm de, hiç yapmayacağımı düşündüğüm şeyler yaptım baba.
Mr. Kralik I've been thinking all day about what you said this morning.
Bay Kralik tüm gün boyunca sabah bana söylediklerinizi düşündüm.
I've been thinking. What about this fella, Owens?
Owens'a ne dersin?
I've been thinking it's not safe for you to roam Chicago looking for this George Kaplan you've been telling me about.
Düşündüm de... şu sözünü ettiğin George Kaplan'ı bulmak için... Şikago'da dolaşman hiç güvenli olmaz.
I've been thinking about it a lot, and I fear my father may no longer be of this world.
Bir süredir düşünüyorum da babamın hayatta olmamasından korkuyorum.
Yeah, I've been thinking about this thing.
Evet, ben bu şeyi düşünüyorum.
Listen, Dan, I've been thinking about this.
Dinle Dan, bu konuyu düşündüm.
I've been lying in this bed for three weeks now thinking about it, and all I know is I don't want to go to prison, and I can't play Cathcart's game.
Üç haftadır bu yatakta bunu düşünüyorum ve tek bildiğim hapse gitmek istemediğim ve Cathcart'ın oyununu oynayamayacağım.
Sonja, I've been thinking about this.
Sonja, hep bunu düşünüyorum.
You're a young woman now, and - I have been thinking about this a great deal.
Artık genç bir kadınsın ve bunun iyi bir teklif olduğunu düşünüyorum.
Diane, I've been thinking about this carefully.
- Bu konuyu dikkatle düşündüm.
I've been thinking about this, Mr. Hand.
Bunun hakkında düşünüyordum da, Bay Hand.
This is what I've been thinking lately about my profession.
Son zamanlarda profesyonelliğim ile ilgili böyle düşünüyorum.
Okay, so I've been thinking about this.
Sanmıyorum. Çok dikkatli dinliyordum.
You know, Crockett, I've been doing some thinking about that possible leak, and, uh, well, how well do you know this Lieutenant Rodriguez?
Biliyor musun, Crockett, şu bölümdeki sızıntı olayı biraz kafamı kurcaladı... Şu Teğmen Rodriguez'i ne kadar iyi tanırsın?
I've been thinking about this
Ben bunu düşündüm.
I've been thinking about this all day and I'm willing to sell... if you keep Nigel as part-owner.
Bütün gün bunu düşünüyordum, eğer Nigel'ı ortak olarak alırsanız... burayı satmayı kabul ederim.
-.. or want to! Even if I did listen... - I've been thinking about this.
-... ya da istemediğim için dinlemedim...
Hey, I've been thinking about this whole thing and it's really getting complicated with the group.
Hey, bu konuyu düşünüyordum da grupta işler karıştı.
I've been thinking about this Harvard thing.
Harvard hakkında düşünüyordum.
I've been thinking about it. I don't think we should go through with this.
Düşündüm de bu olay böyle devam etmemeli.
I've been thinking about this daddy business.
Babalık meselesini düşünüyordum da.
I've been thinking, Homer, and you know what bothers me the most about this whole thing?
Düşünüyordum, Homer, Bütün bu olayda, beni en çok rahatsız eden şey ne biliyor musun?
This is hard to say but I've been thinking a lot about it and we can't have a relationship.
Bunu söylemek zor ama ben bunu çok düşündüm ve biz birlikte olamayız.
I've been thinking about this because I've heard it before.
Bunun hakkında bir süredir düşünüyorum çünkü bunu daha önce de duydum.
Listen, I haven't told this to anybody but I've been thinking about what's been happening to me lately, to us lately and I'm gonna stop saying The Nation of Islam's behind this.
Dinle, bunu kimseye söylemedim son zamanlarda bana olanları düşünüyorum, bize olanları "bunun ardında İslam ulusu var." demeyi bırakacağım.
This might be a tangent but it's something I've been thinking about...
Konu dışı olabilir, fakat üzerinde kafa yorduğum şey...
Al, honey, I've been thinking about this and I think we better go home.
Al, hayatım, düşündüm de artık eve dönsek daha iyi olacak.
But I've been alone on this journey and I find myself thinking about the curious questions you asked.
Ama bu yolculukta çok yalnızım ve kendimi sürekli sizin sorduğunuz meraklı soruları düşünürken buluyorum.
I've been thinking about it all week long. This music can be mine.
Bütün hafta düşündüm, bu müzik benim müziğim olabilir.
I've been thinking about this.
Düşünüyordum da.
- I've been thinking about this.
- Ben de bunu düşünüyordum...
- I've been thinking about this.
- Ben de bunu düşünüyordum.
Dana, I've been thinking about this and I have a theory.
Dana, bu konu hakkında düşünüyordum ve bir teorim var.
Dana, I've been thinking about this and I have a theory.
Dana, bu konu hakkında düşünüyordum ve bir teorim var. Bu pek çok şeyi açıklayabilir.
I've been doing some thinking about this. and...
Ben de bunun hakkında düşünüyordum ve...
You know, I've been thinking about this for a long time.
Biliyor musun, uzun zamandır bunu düşünüyordum.
I've been thinking about this salute Jack gave me in his cell.
Hücrede Jack'in verdiği selamı düşündüm.
Although recently I've been thinking about this friend of mine.
Yalnız şu sıralar aklım arkadaşlarımdan birinde.
But I've been thinking about this off and on for the past two years.
Ama son iki yıldır aralıklı olarak bunu düşünüyordum.
I've been thinking about this whole situation.
Olayı düşünüyordum.
I've been thinking about this for a while.
Bir süredir bunu düşünüyordum.
I've been.... I've been thinking about this....
Bunu düşünüyordum..
You know, I've been thinking about this suit. And the dinghy. Think there could have been an accident?
Bu takım elbise ve sandal hakkında düşünüyordum da acaba bir kaza olmuş olabilir mi?
I've been thinking about this a lot, and I know what I have to do now.
Bunun hakkında çokça düşündüm, ve şimdi ne yapmam gerektiğini biliyorum.
I've been thinking about this a lot.
Bu konuya çok kafa yordum.
I've been thinking about this.
Ben bunun üzerinde düşünüyorum.
Look, August, I've been thinking about this.
Bak, August.
You know, I've been thinking about this. Every time I turn on the Tv or open a magazine, I see people like me.
Düşünüyorum da, ne zaman televizyonu açsam ya da dergiye baksam, hep bana benzer insanlar görüyorum.
Um, I've been thinking about this trip you're taking to Risa.
Um, Biz Riza gezisi hakkında Sizinle konuşuruz diye düşündük