I've got to find him tradutor Turco
88 parallel translation
Oh, I don't know, but we've got to find him.
Bilmiyorum, ancak onu bulmalıyız.
I've got to find him!
Onu bulmak zorundayım!
Well, I've got to find him.
Onu bulmam gerek.
- I've got to find him.
- Onu bulmak zorundayım.
- I've got to find him.
- Onu bulmalıyım.
I've got to find him.
Onu bulmam gerek.
I've got to get away before they find him.
Ölüsü bulunmadan kaçmam lazım.
I've got to find him!
Onu bulmam lazım!
I've got everyone trying to find him.
Polis ekiplerinin yarısı da dahil herkes onu bulmaya çalışıyor.
- I've got to find him!
Onu bulmam gerek!
Oh, but I've got to find him.
Ama onu bulmam gerek.
I've got to find him.
Onu bulmalıyım.
Then I've got to find a way to help him.
O zaman ona yardım etmenin bir yolunu bulmalıyım.
I've got to find him. Thank you, gentlemen.
Acele etmeliyim.Onu bulmalıyım.Teşekkürler, beyler.
I've got to find him.
Ona başka bir koca bulmalıyım.
Wherever he is, I've got to find him,
Her neredeyse, onu bulmam gerekiyor.
If I have to search every street, every house, every alley, every inch of this town, I've got to find him,
Her sokağı, her evi, her köşeyi, şehirin her santimini aramam gerekse de onu bulmalıyım.
I lost him, and I've got to find him.
Onu kaybettim ve bulmam gerek.
Just a minute. Before I give you a name, I've got to find him...
Size bir isim vermeden önce onu bulmalıyım...
I've got to find him.
Onu bulmak zorundayım.
We've got to get somebody to go out and find Anthony and bring him back.
Gidip, Anthony'i bulup, geri getirecek birini bulmamiz lazim.
I've got to find him, Bill.
Onu bulmalıyım, Bill.
Here's what we'll do. I'll tell him that after the bus accident, your stuff got mixed up with my mom's stuff at the hospital, and... I just happened to find this letter.
İşte şöyle yapacağız.Ona diyeceğim ki otobüs kazasından sonra, hastanede senin eşyaların benim annemim eşyalarıyla karışmış, ve... ben de bu mektubu buldum.
Alfred, I've got to find some way to stop him.
Alfred, onu durdurmak için bir yol bulmalıyım.
We'll find him and Hockridge and we've got ourselves a team. - I'm in. Good to see you.
Onu ve Hockridge'de bulursak ekip tamamlandı demektir.
I know you're afraid, but you've got to find him... and you've got to tell him how you really feel.
Korktuğunu biliyorum ama onu bulmalısın... - Ve duygularını anlatmalısın.
He wired or rather the lawyer did to say I was to find you if you weren't in and you're to get there as soon as possible and I'd got him a nice piece of mackerel for his tea.
Telgraf çekmiş ya da daha doğrusu avukatın dediği, eğer içeride olmasaydınız sizi arıyordum Oraya mümkün olduğunca çabuk gidin. ve çayı için iyi bir parça uskumrum var.
I've been trying since we got divorced to find him someone.
Boşandığımızdan beri ona birini bulmaya çalışıyorum.
I've got to find him before he makes any more mistakes.
Başka yanlışlar yapmadan onu bulmalıyım.
I promise I'll tell him. I've just got to find the right moment.
Söz, ona söyleyeceğim sadece doğru anı bulunca.
I wanted to see if I could help him find Teddy's killers and it turns out that they got the guys last night, so...
Teddy'in katillerini bulma da yardım edebilir miyim diye bir baktım. Onlar herifleri dün gece yakalamışlar ve..
I've got to go find him.
Onu bulmak zorundayım.
I've got to find him, though.
Onu bulmam lazım.
I've got to go find him!
Gidip onu bulmalıyım!
I can't, I've got to find him.
Yapamam, onu bulmam gerek.
I've got to find him, the operation must continue.
Operasyonun devam etmesi için onu bulmak zorundayım.
I've got to find him before ntac does.
Onu NTAC'ten önce bulmamız gerekiyor.
I've got to find him.
Onu bulmalıyız.
I've got to find a way to convince him that what he's doing is obviously very bad for everyone.
Yaptığı şeyin herkes için ne kadar kötü olduğuna onu ikna etmek için bir yol bulacağım.
The DA's afraid if we deny him access to his client, he'll find a sympathetic Judge and - have cause to have the execution delayed. - I got it.
Savcı yardımcısı, müvekkiline ulaşmasını engellersek anlayışlı bir jüri bulmasından ve idamın ertelenmesinden korkuyor.
That's why I've got to find him.
Bu yüzden onu bulmalıyım.
I've got to find him, Annie.
Onu bulmalıyım, Annie.
I've got to find him another one.
Başka bir tane bulmam lazım.
I'm his next target. I've got to find him before it's too late.
Çok geç olmadan onu bulmam lazım.
I got to try and find him.
Denemem ve bulmam gerek.
But you got a fractured ankle, and I can't find anyone else willing to partner up with him.
Ama senin bileğin kırık ve onunla partner olmak isteyecek bir başkasını bulamam.
And I hope they find something because even if we nab King, we got nothing to hold him on past today.
Ve umarım bir şey bulurlar çünkü King'i yakalasak bile onu bugün içeride tutacak hiçbir nedenimiz yok.
I've got to help find him a date.
Ona bir eş bulmalıyım.
I've got to find him.
- Onu bulmam lazım.
So, I want to find his guy, bit the crap out of him but the April and the other guy got him first.
Bu yüzden, onu vurmak için arıyordum ama galiba April ve diğer tip onu benden önce buldular.
I go off the grid and I help you find this guy you've got to promise that you will hand him over to me alive.
Sistemden çıkarım Ve bu adamı bulmana yardım ederim, ama onu bana teslim edeceğine Dair söz vermelisin Canlı olarak.