I've got to work tradutor Turco
1,364 parallel translation
I know you took the rope out of the inner tube and made the tourniquet, but it didn't work and she bled to death before she got ashore, isn't that true?
İpi iç lastikten çıkarıp turnike yaptığını biliyorum. Ama işe yaramadı. Ve karaya çıkamadan kan kaybından öldü, değil mi?
I've got my own crew to do the work, some of them are pretty fair engineers.
Bu işi yapmak için ekibim var, bazıları oldukça iyi mühendistir.
I got up and went back to work just now, didn't I?
Kalktım ve işe gittim değil mi?
I've got work to do.
Yapmam gereken işler var.
- Carla had to work, so I scarfed down a bunch of fast food and got back home at around seven.
- Carla'nın işi vardı, o yüzden ben hazır bir şeyler aldım ve saat 7 gibi eve geldim.
Gorgeous, I've got work to do here.
Güzelim, çalışmam gerekiyor.
- I've still got a lot of work to do, then.
- O zaman hala çok işim var demek ki.
I've got a team of specialists in Metropolis to work on it.
Metropolis'te bir grup uzman üzerinde çalışacak.
If you don't mind, I've got a lot of work to do around here.
Müsaade edersen, yapacak çok işim var.
I'm sorry, but I've got work to do.
Üzgünüm, ama yapacak işlerim var.
I've still got some work to do.
Benim hala yapacak işlerim var.
So, if you'll excuse me... I've got work to do.
Şimdi, eğer izin verirseniz yapacak işlerim var.
Maybe you forgot... but I've got a lot of work to do.
Belki sen unuttun... ama ben yapmam gereken çok iş olduğunu unutmadım.
No, I got to go to work, man, and so do you.
Hayır, işe gitmem gerek, adamım ve senin de.
I got the mouse out as fast as I could and drove back to work.
Fareyi yakalayabildiğim kadar hızlı yakaladım ve işe geri döndüm.
Now if you'll all excuse me, I've got a lot of work to do.
Şimdi izin verirseniz, yapılacak çok işim var.
I had a broccoli and asparagus casserole planned for you and me, right there in front of the TV, and we're not going to be able to do that either,'cause I got to go in to work.
Bende aslında seninle televizyon... karşısına geçip, brokoIi ve kuşkonmazlı güveç... yemeyi çok isterdim. Ama bu gece çok iş var. Çalışmam lazım.
Listen, I really gotta get back to work, and since you got your TV Guide and,
Dinle, ben gerçekten işime dönmeliyim, ve Tv Rehberini bulduğuna göre...
I don't think I got to say before how much I respect the work you've done.
İşine ne kadar saygı duyduğumu söylememiştim galiba.
- Excuse me. Excuse me, I've got to get back to work.
Affedersin, işime geri dönmem lazım.
I've got to go to work.
İşe dönmeliyim
You know I've got to work.
Biliyorsun ki çalışmam gerek.
I've got to get to work.
İşe gitmem lazım.
How should I know? Excuse me. I've got work to do.
İzninizle, yapacak işlerim var.
I've got to get to work.
Çalışmam gerek.
If that's all you have to say, sir, I've got work to do.
Söyleyecekleriniz bu kadarsa, efendim, yapacak işlerim var.
" Your mother has work to do, I've got papers to grade.
Annenin işi var, ben de sınav değerlendireceğim.
- I've got to work this weekend.
Bu hafta sonu çalışmak zorundayım.
Well, I've been studying the statistics all over the country and the positive thing to say about it is that you haven't got any crime to support your work.
Tüm ülkede İstatistikleri araştırıyorum ve söyleyeceğim olumlu şey şu ki işinizde uğraşacağınız hiçbir suç yok.
- I've got to go to work.
- Ama-- - İşe gitmeliyim.
Now I've got work to do.
Şimdi, yapacak işlerim var.
I've got work to do
Yapacak çok işim var.
And when I got the opportunity to work at his showroom... I didn't want to lose it.
Ve onun mağazasında çalışma fırsatı bulduğumda o işi kaybetmek istemedim.
Now, if you'll excuse me, I've got some work to take care of.
Şimdi, izin verirseniz, l've dikkat çekmek için bazı işler var.
Kiffany, I've got a lot of work to do here.
Kiffany, tatlım, bir sürü işim var.
See if I don't pay for something, it's not mine, and I've got to own your work here.
Eğer bir şeye para ödemezsem, o şey bana ait değildir, ve ben senin buradaki çalışmana sahip olmalıyım John.
I've got work to do.
Yapacak işlerim var.
I've got some work to finish off down here. No, no, certainly.
Bay Hawksley, bana zaman ayırdığınız için teşekkür ederim.
I've got to work.
Çalışmam lazım.
The truth is, you've been complaining about work since the second I got here, dying for an excuse to blow it off.
Gerçek şu ki geldiğimden beri işinizden yakınıyorsunuz. İşten kaytarmak için bir neden arıyorsunuz.
You haven't asked why I called your work, pretended to be your sister, got your address, and showed up late at night.
Neden hastaneyi arayıp kız kardeşin olduğumu söyleyerek adresini aldığımı ve gece yarısı buraya geldiğimi merak ediyorsundur.
I'm at Steve's, and he had to go to work... and I got stuck helping him make 20 cupcakes... for his girlfriend's birthday.
Steve'in oradayım ve işe gitmesi gerekti. Sevgilisinin doğum günü için ona 20 kek yaparken takıldım.
I've got a ton of work to do.
Çok işim var.
Well, heh, whatever I've got, I owe to hard work, honest living and flossing my teeth, tail and toes.
Sahip olduğum her şeyi çok çalışmama dürüst yaşamama, diş ipi kullanmama ve tırnaklarımı kesmeme borçluyum.
I just got off work and I need to relax.
İşten daha yeni çıktım ve rahatlamak istiyorum.
I've got to work.
Çalışmak zorundayım.
But when push come to shove... I'm the one who's got to take that responsibility... and y'all are leaving me very little to work with right now.
Fakat işler sona yaklaştığında bütün sorumluluğu alacak olan benim ve hepiniz beni bırakıp gideceksiniz.
I, uh... I got a chance to see all of Annie's work and... I brought something I thought you might like to see.
Annie'nin bütün çalışmalarını izlemeye fırsatı buldum ve size görmek isteyebileceğiniz bir şey getirdim.
Yeah, I've got to work.
Evet, çalışmam gerek.
Homie, I know you've got a lot of work to do but this really isn't the same as eating dinner with your family.
Homie, yapacak çok işin olduğunu biliyorum ama. ... bu, ailenle yemek yemenle aynı şey değil.
- No, Rory and I've got to go to work.
- Hayır, Rory'le işe gitmemiz lazım.
i've got this 271
i've got your back 60
i've got you covered 19
i've got you 463
i've got 661
i've got an appointment 28
i've got it 1049
i've got to 132
i've got a headache 42
i've got an idea 313
i've got your back 60
i've got you covered 19
i've got you 463
i've got 661
i've got an appointment 28
i've got it 1049
i've got to 132
i've got a headache 42
i've got an idea 313
i've got to go 756
i've got your number 23
i've got a car 16
i've gotta go 294
i've got nothing to lose 16
i've got a job 38
i've got this one 21
i've got a family 22
i've got one 130
i've got her 83
i've got your number 23
i've got a car 16
i've gotta go 294
i've got nothing to lose 16
i've got a job 38
i've got this one 21
i've got a family 22
i've got one 130
i've got her 83