I've never been so happy tradutor Turco
101 parallel translation
- I've never been so happy in my whole life.
- Jane üzgün? - Bütün hayatım boyunca bu kadar mutlu olmamıştım.
I've never been so happy as I am now
Hiç bu kadar mutlu olmamıştım.
Mrs. Custer I've never been so happy in my life.
Bayan Custer hiç böyle mutlu olmamıştım.
Bill, darling, I've never been so happy!
Bill, sevgilim, hiç bu kadar mutlu olmamıştım!
I've never been so happy in all my life.
Hayatım boyunca hiç bu kadar mutlu olmamıştım.
I've never been so happy to see anyone.
Kimseyi gördüğüme hiç bu kadar sevinmemiştim.
Ben, I've never been so happy.
Ben, hiç bu kadar mutlu olmamıştım.
I've never been so happy in my life.
Hayatımda hiç bu kadar mutlu olmamıştım.
I'VE NEVER BEEN SO COMPLETELY HAPPY
Güzel.
And I'm so happy now, as I've never been before.
Ama şimdi mutluyum. Daha önce hiç olmadığım kadar.
I've never been so happy before.
Daha önce hiç böyle mutlu olmamıştım.
Mom! I've never been so happy in all my life!
Anne, hiç bu kadar mutlu olmadım!
Oh, I've never been so happy.
Oh, hiç bu kadar mutlu olmamıştım.
I've never been so happy.
Evet... Çok mutluyum.
Oh, Boris, I've never been so happy in my entire life!
Boris, hayatım boyunca bu kadar mutlu olmamıştım.
I've never been so happy as I've been here with him.
Onunla burada hiç olmadığım kadar mutluyum.
I've never been so happy in my whole life.
Hayatımda hiç bu kadar mutlu olmamıştım.
"I've never been so happy, Johnny".
- hiç bu kadar mutlu olmadım, Johnny ".
That's easy : "I've never been so happy, Johnny".
- Bu çok kolay : "Hiç bu kadar mutlu olmadım".
Now this house is falling apart we're broke and I've never been so happy.
Bu ev dökülüyor meteliksisiz ve ben hiç bu kadar mutlu olmamıştım.
I've never been so tired, too happy.
Yorgum olmaktan hiç bu kadar mutlu olmamıştım.
- I've never been so happy.
- Hiç bu kadar mutlu olmamıştım.
I'm sorry to say it, but notwithstanding your excellent Mr. Bingley, I've never been so happy to leave a place in my life!
Bunu söyleyeceğim için özür dilerim ama senin mükemmel Bay Bingley'ine rağmen hayatımda hiçbir yerden ayrıldığıma bu kadar çok sevinmemiştim.
I've never been so happy to see anybody in my life.
Seni gördüğüme, bukadar sevinmemiştim.
I've never been so happy.
Hayatımda hiç bu kadar mutlu bir aşk yaşamamıştım.
I've never been so happy to see anyone in my whole...
Hayatımda birini gördüğüm için hiç bu kadar sevinmemiştim.
I've never been so happy to see you guys.
Sizi gördüğüme hiç bu kadar sevinmemiştim beyler.
I've never been so happy in my entire life.
Hayatım boyunca bu kadar mutlu olmamıştım.
I've never been so happy.
Hiç bu kadar mutlu olmamıştım!
I've... never been so happy.
Ben... hiç bu kadar mutlu olmamıştım.
So, you're in favor of it? I've never really been the president of the Mel fan club, but she does seem to make you happy, and as we were reminded this morning, life is not to be taken in baby steps. Well...
Bunu destekliyor musun yani?
Oh God, I've never been so happy to be beaten up by a woman.
Bir kadından dayak yediğime hiç bu kadar sevinmemiştim.
I've never been so happy to see you in my life!
Hayatımda seni görmekten bu kadar mutlu olmamıştım hiç!
I've never been so happy.
Hiç bu kadar mutlu olmamıştım.
I'VE NEVER BEEN SO HAPPY HEAR HIM SCREAM HIS LUNGS OUT.
Bu kadar uzun süre ağlamasına hiç bu kadar sevinmemiştim.
I've never been so happy as since I met you.
Hiç bu kadar mutlu olmamıştım.
I've never been so happy.
- Hiç bu kadar mutlu olmamıştım.
And I've never been so happy to be proven wrong.
Yanıldığım için hiç bu kadar mutlu olmamıştım.
Because i've never been so happy.
Çünkü hiç bu kadar mutlu olmamıştım.
The French are coming! I've never been so happy to hear the French.
Fransızca'yı duyunca, hiç bu kadar sevinmemiştim!
I've never been so happy to hear French!
Duyduğuma hiç bu kadar sevinmemiştim.
I've never been so happy. I'm alive!
- Hiç bu kadar mutlu olmamıştım.
I'd never been so happy when you came to me with the children and asked my help.
Ve bize yine yardım ettin. Seni aldatmış olmaktan nefret ettim.
I've never been so happy to hear the French!
Fransızcayı duyduğuma bu kadar mutlu olmamıştım!
I've never been so happy to hear someone say my name.
Birisinin ismimi söylediğine hiç bu kadar sevinmemiştim.
I've never been so happy to see a salad in my entire life.
Salata gördüğüme hiç bu kadar sevinmemiştim.
Well... I was gonna tell you, but ever since we decided to move you... you've been so happy and smiley... and you're never that way except for when you kill a deer.
Sana söyleyecektim ama taşınmaya karar verdiğimizden beri ceylan öldürmüşsün gibi mutluydun ve gülümsüyordun.
I've never been so happy before...
Daha önce hiç bu kadar mutlu olmamıştım...
I want you to say that, whatever it is, we're gonna face it together and you've never been so happy. And everything's gonna be okay.
Söylemeni istediğim şey... olay her ne olursa olsun, beraberce üstesinden geleceğimiz... daha önce hiç bu kadar mutlu olmamış olman... ve herşeyin harika olacağı.
OH, ARTHUR, I'VE NEVER BEEN SO HAPPY IN MY LIFE.
Arthur, hayatımda hiç bu kadar mutlu olmamıştım.
I've never been praised before, so it makes me happy, but
Önceden hiç övülmemiştim. Bu beni mutlu ediyor.