I've never seen that before tradutor Turco
535 parallel translation
" I've never seen that person before.
" O adamı daha önce hiç görmedim.
I'll show you sights that you've never seen before.
Size hiç görmediğiniz yerler göstereyim.
I've never seen blood like that before.
Önceden hiç böyle kan görmemiştim.
I've never seen that picture before.
Bu resmi daha önce görmemiştim.
I've never seen bleeding like that before.
Böyle bir kanama hiç görmemiştim.
I've never seen anything like that before.
Hayatımda böyle bir şey görmedim.
He has a talent for improvisation that I've never seen before.
Daha önce hiç görmediğim bir doğaçlama yeteneğine sahip.
- I've never seen them act like that before.
Hiç böyle davrandıklarını görmemiştim.
I've never seen Mason act like that before.
Mason'un bu şekilde davrandığını hiç görmedim.
There's a strange kid in that apartment. I've never seen him before.
Hiç görmediğim tuhaf bir çocuk var içeride.
I've never seen her like that before.
Onu daha önce hiç böyle görmemiştim.
- I've never seen that before.
- Daha önce böyle birşey görmemiştim.
I've never seen any planes like that before.
Daha önce hiç jet görmemiştim.
There are 206 bones in the human body, and I've never seen them that well-arranged before.
Ve ben asla, daha önce hepsinin bu kadar iyi düzenlendiğini görmemiştim.
I wonder why I've never seen that before.
Bunu daha önce nasıl görmemişim?
- I've never seen that lock before.
- Bu kilidi daha önce hiç görmemiştim.
Young woman. woman I've never seen before tells me she's involved in the biggest poker game that ever came down the pike.
Daha önce hiç görmediğim bu genç hanım bana şimdiye kadar ki en büyük poker oyununa bulaştığını anlatıyor.
I've never seen him like that before.
Onu daha önce hiç böyle görmedim.
I've never seen that key before.
Bu anahtarı daha önce hiç görmedim.
I've never even seen that much money before.
Hayatımda bu kadar parayı bir arada görmedim.
I've never seen him like that before.
Onu daha önce hiç bu halde görmemiştim.
I've never seen that sort before.
Daha önce hiç böyle bir şey görmemiştim.
You know, I've never seen you outside that store before.
Biliyorsun, sizi o mağazanın dışında daha önce hiç görmemiştim.
I've never seen that girl before.
O kızı hiç görmedim.
I've never seen a rat bite that size before.
Hiç bu büyüklükte bir fare ısırığı görmedim.
I've never seen one like that before.
Bunlardan görmemiştim daha önce.
I've never seen anything like that before.
Daha önce böyle bir şey görmedim.
I've never seen that done before.
Daha önce böyle bir şeyin yapıldığını hiç görmedim.
I've never seen that woman before.
Bu kadını daha önce hiç görmedim.
- I've never seen any like these before! - Isn't that sad?
- Daha önce bunlar gibisini hiç görmemiştim!
Would you be good enough, sir, though, to explain to my audience that I have never seen these cuffs before, and this is the first time we've ever attempted this?
Yine de efendim, izleyicilerime daha önce bu kelepçeleri hiç görmediğimi açıklar mısınız, ve buna ilk kez teşebbüs ettiğimizi?
Except I've never seen a face like that before.
Sadece daha önce bunun gibi bir yüz görmemiştim.
And that's only because I've never seen a 1 before.
Bu da daha önce, 1'lik kimse görmediğimden.
I've never seen anything like that before.
Daha önce buna benzer bir şey görmedim.
I've never seen the likes of that before, small as it is.
Böylesini daha önce görmemiştim, bu kadar ufağını.
- I've never seen you do that before.
- Bunu yaptığını hiç görememiştim.
Hmmm, I've never seen that underwear before. lt's very sexy.
Hımm, bu iç çamaşırını daha önce hiç görmemiştim. Çok seksiymiş.
I've never seen anything like that before in my entire life.
Ben parçalarını görmedim Hayatım boyunca böyle şey görmedim.
I've never seen that ring before.
Yüzüğünü daha önce görmemiştim.
- I've never seen that before in my life.
- Bunu daha önce hayatımda görmedim.
I've never seen that money before in my life!
O parayı daha önce hiç görmedim!
I've never seen a bird like that before.
Test yapmak için sabırsızlanıyorum.
I don't know why I've never seen this before but now that I have... let me help you child... stay away surely you will not hurt me Adora
Bunu daha önce nasıl görmedim bilmiyorum, ama artık biliyorum... Bırak sana yardım edeyim çocuğum... Uzak dur.
I've never seen that guy before.
Bu adamı daha önce hiç görmedim.
Man, I've never seen anything like that before.
Bu da neydi şimdi?
I've never seen nothing like that before.
Tanrım! Böylesini daha önce hiç görmemiştim.
I've seen you here before, and I never was able to say that you changed my life.
Sizi daha önce de burada gördüm ama hayatımı değiştirdiğinizi söylemedim.
I've never seen him like that before.
Hiç böyle yapmazdı.
I haven't seen him in a while and I've never been here before, but I will bet my bile duct that he's got some kind of success manual behind the bar.
Onu uzun süredir görmüyorum ve buraya ilk kez geliyorum ama... bahse girerim barın altında bir yerde bir tür "başarı kitabı" vardır.
A kind of light that I've never seen before.
- Marilyn, Phil, bu benim kızım, Lynn. - Merhaba.
You know, I've noticed here that your maneuvering thrusters are rigged in a configuration I've never seen before.
Manevra iticilerinde, daha önce hiç görmediğim ayar değişiklikleri saptadım.