English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ I ] / I've seen that before

I've seen that before tradutor Turco

974 parallel translation
I've seen that before.
Bunu önceden de görmüştüm.
" I've never seen that person before.
" O adamı daha önce hiç görmedim.
I'll show you sights that you've never seen before.
Size hiç görmediğiniz yerler göstereyim.
I've seen that fella's face somewhere before.
O adamýn yüzünü daha önce bir yerde gördüm.
I've never seen blood like that before.
Önceden hiç böyle kan görmemiştim.
But I've seen that face before.
Ama ben bu yüzü tanıyorum.
I've never seen that picture before.
Bu resmi daha önce görmemiştim.
I've never seen bleeding like that before.
Böyle bir kanama hiç görmemiştim.
I've never seen anything like that before.
Hayatımda böyle bir şey görmedim.
He has a talent for improvisation that I've never seen before.
Daha önce hiç görmediğim bir doğaçlama yeteneğine sahip.
You know, I have the strangest feeling that I've seen that ship before.
Sanki bu gemiyi daha önce görmüşüm gibi garip bir hisse kapıldım.
- I've seen that look before.
- Onu daha önce görmüştüm.
I've seen that face before.
Bu yüzü daha önce gördüğüme eminim.
- I've never seen them act like that before.
Hiç böyle davrandıklarını görmemiştim.
I can't say that I've seen you around here before.
Seni daha önce burada hiç görmemiştim.
I tell you I've seen this man before, and somehow that maid!
Size daha önce bu adamı ve kızı bir şekilde gördüm diyorum!
I've seen that look before.
Bu bakışını tanırım.
I've never seen Mason act like that before.
Mason'un bu şekilde davrandığını hiç görmedim.
There's a strange kid in that apartment. I've never seen him before.
Hiç görmediğim tuhaf bir çocuk var içeride.
I've seen that look before and I know what it used to mean.
O bakışı daha önce de gördüm. Eskiden ne anlama gelirdi biliyorum.
I've never seen her like that before.
Onu daha önce hiç böyle görmemiştim.
- I've never seen that before.
- Daha önce böyle birşey görmemiştim.
I've never seen any planes like that before.
Daha önce hiç jet görmemiştim.
There are 206 bones in the human body, and I've never seen them that well-arranged before.
Ve ben asla, daha önce hepsinin bu kadar iyi düzenlendiğini görmemiştim.
I've seen you like that once before, your hands at a woman's throat,
Sizi bir kere daha böyle görmüştüm, eliniz bir kadının boğazındaydı.
I wonder why I've never seen that before.
Bunu daha önce nasıl görmemişim?
Things I've known before or that I've seen in others.
Daha önceden bildiğim şeyler, yada gördüğüm.
I've seen a glow like that before, in a radiation lab.
Daha önce böyle bir parıltıyı bir radyasyon laboratuvarında görmüştüm.
- I've never seen that lock before.
- Bu kilidi daha önce hiç görmemiştim.
Young woman. woman I've never seen before tells me she's involved in the biggest poker game that ever came down the pike.
Daha önce hiç görmediğim bu genç hanım bana şimdiye kadar ki en büyük poker oyununa bulaştığını anlatıyor.
Captain, I've seen the look before, and if something isn't done, sooner or later, I'm gonna have to hurt him. Tell him to leave me alone. And that wouldn't be good for him right now.
Kaptan, o bakışı daha önce de gördüm ve bir an önce bir şey yapılmazsa, er ya da geç onu üzeceğim, beni rahat bırakmasını söyleyeceğim ve bu da şu an onun için hiç iyi olmaz.
I've never seen him like that before.
Onu daha önce hiç böyle görmedim.
I'm sure that I've seen that face somewhere before.
Ama ben, onu bir yerde gördüğümden eminim.
I've never seen that key before.
Bu anahtarı daha önce hiç görmedim.
We'll take that one. I've seen him before
Ona daha önce göz koymuştum.
I've never even seen that much money before.
Hayatımda bu kadar parayı bir arada görmedim.
I've never seen him like that before.
Onu daha önce hiç bu halde görmemiştim.
Strange, I feel like I've seen that beach before
Tuhaf, onu daha önce görmüş gibi hissediyorum.
I've never seen that sort before.
Daha önce hiç böyle bir şey görmemiştim.
You know, I've never seen you outside that store before.
Biliyorsun, sizi o mağazanın dışında daha önce hiç görmemiştim.
I've never seen that girl before.
O kızı hiç görmedim.
I've been told that he's seen every morning on the steppe, just before dawn learning to ride again.
Bana dediklerine göre her sabah şafaktan önce bozkırda, yeniden ata binmeyi öğreniyormuş.
I've seen that kind of good time before.
Daha önce de bu tür eğlenceler gördüm.
I've never seen a rat bite that size before.
Hiç bu büyüklükte bir fare ısırığı görmedim.
I've never seen one like that before.
Bunlardan görmemiştim daha önce.
That man I just know that I've seen him somewhere before!
Bu adamı gözüm bir yerden ısırıyor ama nereden?
I've never seen anything like that before.
Daha önce böyle bir şey görmedim.
I've never seen that done before.
Daha önce böyle bir şeyin yapıldığını hiç görmedim.
I've never seen that woman before.
Bu kadını daha önce hiç görmedim.
I've seen that before.
Onu daha önce görmüştüm.
I've seen you do that before.
Daha önce bunu yaptığını gördüm.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]