I am very disappointed in you tradutor Turco
55 parallel translation
I am very disappointed in you.
Beni büyük hayalkırıklığına uğrattın.
Really? I am very disappointed in you, cousins.
Beni çok hayal kırıklığına uğrattınız, kuzenler.
I am very disappointed in you, Don Octavio.
Beni büyük hayal kırıklığına uğrattın, Don Octavio. Büyük hayal kırıklığına.
I am very disappointed in you, young man.
- Beni hüsrana uğrattın.
I am very disappointed in you young man.
Beni hayal kırıklığına uğrattın genç adam.
Eric, I am very disappointed in you for fighting.
Eric, Kavga etmenden dolayı çok ama çok hayal kırıklığına uğradım.
I am very disappointed in you!
Brian beni çok kızdırdın.
I am very disappointed in you.
Beni hayal kırıklığına uğrattın.
I am very disappointed in you.
senin için çok üzgünüm.
I tell you what, you son of a bitch. I am very disappointed in you today. Very upset with you.
Ne diyeceğim seni orospu çocuğu, Bugün beni hayal kırıklığına uğrattın.
I am very disappointed in you, young lady, very disappointed.
Beni hayal kırıklığına uğrattın küçük hanım! Hem de çok.
I must say... I am very disappointed in you.
Şunu söylemeliyim ki beni hayal kırıklığına uğrattın.
I am very disappointed in you.
Beni büyük bir hayal kırıklığına uğrattın.
I am very disappointed in you and your small-mindedness.
Senden ve senin küçülmenden hayal kırıklığı duyuyorum.
Ahsoka, I am very disappointed in you.
Ahsoka, senin adına hayal kırıklığına uğradım.
Quite frankly, I am very disappointed in you.
Dürüst olmak gerekirse, hayal kırıklığına uğradım.
I am very disappointed in you.
Beni çok büyük hayal kırıklığına uğrattın.
I am very disappointed in you guys.
- Beni hayal kırıklığına uğrattınız çocuklar.
I am very disappointed in you, Will.
Beni ciddi hayal kırıklığına uğrattın, Will.
Frost, I am very disappointed in you.
Frost, beni büyük hayal kırıklığına uğrattın.
Well, I-I don't- - I never thought that I would say this, but I am very disappointed in you.
Sana bunu söyleyeceğim hiç aklıma gelmezdi ama beni hayal kırıklığına uğrattın.
Danielle, I am very disappointed in you.
Danielle, beni çok büyük bir hayal kırıklığına uğrattın.
I am very disappointed in you.
Beni hayal kırıklığına uğrattınız
William, I must tell you that I am very disappointed in you.
William, söylemeliyim ki beni çok hayal kırıklığına uğrattın.
I am very disappointed in you.
Beni büyük hayal kırıklığına uğrattın.
Dylan, I am very disappointed in you.
Dylan, beni çok hayal kırıklığına uğrattın.
I am very disappointed in you.
- Ne? Beni hayal kırıklığına uğrattın.
Elsbeth, I am very disappointed in you.
Elsbeth, beni hayal kırıklığına uğrattın.
as the person who's completely in charge here, i am very disappointed in you.
Komutadaki kişi olarak hayal kırıklığına uğradım.
I am very disappointed in you, young lady.
Beni büyük bir hayal kırıklığına uğrattın küçük hanım.
Well I have to say I am very disappointed in you Dora.
- Üzgünüm efendim. - Beni hayal kırıklığına uğrattın Dora.
I am very disappointed in you, Joshie.
Beni büyük bir hayal kırıklığına uğrattın Joshie.
Well, I... I am very disappointed in you, Mr McMoon.
Şey, ben... çok hayal kırıklığına uğradım, Bay McMoon.
I am very disappointed in you.
Büyük hayal kırıklığına uğradım.
I am very disappointed that you, such a good host, should risk the honor of your guest, by obliging him in a competition with a coachman!
- Beni hala kırıklığına uğrattınız. Sizin gibi nazik bir ev sahibi nasıl olur da konuğunun onurunu bir arabacı parçasıyla yarışmaya zorlayarak lekeler?
I must say that I am personally very disappointed in you, Vir.
Beni büyük bir hayal kırıklığına uğrattığını söylemeliyim, Vir.
And by the way, I am very disappointed in the rest of you.
Bundan dolayı sizi serbest bırakmayacağım.
I expected more rational behavior and am very disappointed in you.
Daha mantıklı davranmanızı beklerdim. Beni hayal kırıklığına uğrattınız.
Dylan, Phoebe, I am very disappointed in both of you.
Dylan, Phoebe, beni hayal kırıklığına uğrattınız.
I am so very disappointed in you, Norman.
Beni çok büyük hayal kırıklığına uğrattın, Norman.
I am so very, very disappointed in you, Sam.
Beni çok büyük bir hayal kırıklığına uğrattın, Sam.
'I know you are still so very angry and disappointed in me,'but I am at your mercy and I beg you to forgive me,'if not for my sake,'then for William's, the son you loved.
'Biliyorum bana hala çok kızgın ve kırgınsınız,'fakat merhametinize sığınıyor, beni bağışlamanız için yalvarıyorum. 'Kendim için olmasa bile,'sevdiğiniz oğlunuz, William için.
I am very, very disappointed in you.
Ellie, neredesin? Hadi, Hadi.
I am very, very..... disappointed in you.
Beni çok büyük bir düş kırıklığına uğrattın.
I am very disappointed... in all of you.
Hepiniz beni hayal kırıklığına uğrattınız.
I am very disappointed in all of you!
Hepiniz beni hayal kırıklığına uğrattınız.
You tell me you have that GTO in the parking lot, or I am gonna be very... disappointed.
Bana aracı park yerine getirdiğini söyle yoksa fena bozulacağım.
You know, I am very disappointed that I won't be able to celebrate Howard's accomplishment tonight.
Açik konusayim, Howard'in basarisini bu aksam kutlayamayacağim için çok üzüldüm.
( grunts in frustration ) You know, I am very disappointed in both of you.
İkiniz de beni çok hayal kırıklığına uğrattınız.
I am very disappointed in both of you.
İkiniz de beni büyük hayal kırıklığına uğrattınız.
As your commanding officer, I am very disappointed in both of you.
Üstünüz olarak ikiniz de beni hayal kırıklığına uğrattınız.