I came here to help you tradutor Turco
112 parallel translation
I came here to help you, not to kill.
- Yardım etmeye geldim, öldürmeye değil.
I came here to help you out.
Buraya yardım etmeye geldim.
I came here to help you.
Size yardım etmek için geldim.
No, I came here to help you and to get help.
Hayır, buraya size yardım etmeye ve yardım almaya geldim.
I came here to help you guys.
Size yardım için geldim.
I came here to help you.
Ben buraya yardıma geldim.
I came here to help you.
Yardım etmeye geldim.
I came here to help you.
Buraya sana yardım etmeye geldim.
I came here to help you with Merlin.
Buraya size Merlin'le yardımcı olmaya geldim.
Rebecca, I came here to help you.
- Rebecca, buraya yardıma geldim.
OK, well, I came here to help you.
Tamam, ben buraya size yardıma geldim.
Now, I came here to help you... but now... I'm gonna get even.
Şimdi, ben sana yardım etmek için buraya gelmiştim ; fakat eşit olacağız.
I came here to help you understand that when you finally do, you're gonna be okay.
Buraya sana şunu anlatmaya geldim : eğer anlatırsan, iyi olacaksın.
I came here to help you.
Sana yardım etmek için geldim.
- Look, I came here to help you.
- Bak, sana yardım etmek için geldim.
I came here to help you put him away, not set him free.
Onu hapse atmanız için buraya size yardıma geldim, özgür bırakmanız için değil. Buraya ülkene yardım etmeye geldin, haksız mıyım?
I came here to help you.
Buraya size yardım etmeye geldim.
I came here to help you.
Sana yardım etmeye geldim ben.
Look, I came here to help you guys, okay?
Bakın, buraya yardımcı olmaya geldim.
No, I came here to help you, as hard as that is for you to believe.
Hayır, inanmak ne kadar zor olsa da size yardım etmek için geldim.
I came here to help you, bitch!
Buraya yardıma gelmiştim, kaltak!
Don't call me an idiot. I came over here to help you.
Bana budala diyemezsin, sana yardım etmeye geldim buraya.
I just came here to tell you about Kisuke, not to help you.
Buraya size Kisuke'yi söylemeye geldim, yardım etmeye değil.
Oh, please believe me I only came here to see if I can help you.
Sadece size yardımcı olabileceğim bir şey var mı diye düşünerek geldim, lütfen bana inanın.
- How dare you speak to me so! I only came here to help you.
Ben size yardım etmek için geldim.
Your Majesty, I came here to save you, not to help you die.
Majeste ben sizi korumak için buradayım ölmenize yardım etmek için değil.
I know you came here to help me, and I really appreciate it... and it's really sweet, and it's really not working.
Bana yardım etmeye geldiğini biliyorum ve minnettarım ve bu çok hoş ama işe yaramıyor.
Well, you see, I came here to help Mr. Miyagi. And all this stuff, I feel so helpless.
Buraya Bay Miyagi'ye yardım etmeye geldim ama bu olanlar karşısında çaresiz kaldım.
Dr. Smith, I didn't come here to help you. I came here to help me.
Dr. Smith ben buraya size yardım etmeye gelmedim, Kendime yardıma geldim.
I came here to help you.
Faith, yapma. Buraya sana yardım etmeye geldim.
I came all the way here to help you!
Sana yardım etmek için ta nereden geldim!
I came here cos I wanted you to help find my mom.
Buraya annemi bulabilmek için geldim.
I came here because I need you to help me find her.
Buraya onu bulmama yardım etmeni istediğim için geldim.
Look, Gallant, you came here to help me get on base, and I got on base.
Gallant üsse girmeme yardım etmek için geldin. Şu anda üsteyim.
If you came here to live, I can help you.
Eğer buraya yaşamaya geldiysen, sana yardım edebilirim.
That's why I came here today...'cause I want to help you to do it sooner.
Çünkü bunu daha erken yapmana yardım etmek istiyorum.
You heard about the foreclosure... and you knew I lied about the doll expo, so you came up here to help me move my stuff.
Bizim haciz olayını duydun ve bebek fuarıyla ilgili yalan söylediğimi bildiğinden taşımaya yardım etmeye geldin.
I'm honored that you came here to help me celebrate forty wonderful years on the stage.
Sahnede geçirdiğim harika 40 yılı kutlamama yardım ettiğiniz için teşekkürler.
I came to help you understand what's going on in here.
Evet. Sana yardım etmek neer olduğunu anlmak için geldim.
I came here to try to help you.
Buraya sana yardım etmeye geldim.
I suppose you're gonna tell me you came here to help.
Sanırım, buraya yardım için geldiğini mi söyleyeceksin?
You know, I came here because Matt asked me to help him help you.
Tahmin edeceğin gibi, buraya geldim çünkü Matt sana yardım edebilmek için benden yardım istedi.
I came here for you to help me.
Buraya senden yardim istemek için geldim.
LOOK, I CAME HERE BECAUSE... I KNOW THAT NED LIKES YOU, AND I WANT TO HELP.
Bak, buraya geldim, çünkü Ned'in senden hoşlandığını biliyorum ve yardım etmek istiyorum.
You came here to help foremost those of us who are sick, those who are in need.
Buraya yardım almak için geldiniz. En çok da aramızdakilerden hasta olanlar, asıI yardıma muhtaç olanlar onlar.
I came here so you can help me get out of this wheelchair and I'm going to do whatever it takes to make that happen.
Buraya geldim çünkü böylelikle, bu sandalyeden kurtulmam için bana yardım edebilirsin ve ne olursa olsun bunu yapacağım.
I came here for your help, not for you to shit on my head, and shit Levi Strauss on me.
Bana yardım et diye gelmiştim, kafamın içine sıçasın diye değil, hele de Levi Strauss sıçsın diye hiç değil.
I just came here to get those... you know, those little white pills, the ones that help you sleep.
Hayır, hayır. Ben buraya sadece o ufak haplardan almaya gelmiştim, uyumana yardımcı olan haplardan.
I'd like to help you get what you came back here for.
Buraya geri gelmenize neden olan şey konusunda size yardım etmek istiyorum.
Dad... Dad I came up. I came up here because I wanted to tell you why I downloaded the Intersect, that I'm... that I'm special, and that I can help people.
Baba, geldim çünkü sana Bilgisayar'ı neden yüklediğimi söyleyecektim.
I came here asking you to help me.
- Buraya senden yardımını istemeye geldim.