I came to help you tradutor Turco
372 parallel translation
Yeah. I Came To Help You Pack Up Your Things.
Eşyalarını toplamana yardım etmeye geldim.
I came to help you gather willow.
- Sadece sana yardım etmeye gelmiştim.
I came to help you clean up.
Temizlikte sana yardım etmek için geldim.
- I came to help you.
- Size yardıma geldim.
I came to help you with the suitcases.
Valizleri almak için yardım etmeye geldim.
- I came to help you.
- Sana yardım etmeye geldim.
It's not as though I came to help you.
Sana yardım etmek için değil elbette.
- I came to help you, Arnie.
- Sana yardım etmeye geldim, Arnie.
I came to help you get those guys out.
Adamları kurtarmak için sana yardıma geldim.
I came to help you, not connected to our religious, national or political disagreements.
Size yardıma geldim, dini, ulusal veya politik anlaşmazlıklarımıza, bağlı olmadan.
I thought you might forget something, so I came down to help you.
Düşündüm ki bir şeyleri unutabilirsin, o yüzden sana yardıma geldim.
Anytime I could help you, ran across a good story I came running to you with it.
Sana yardım etmek için iyi bir haber bulduğumda... hep koşa koşa sana getirdim.
That's why I came to you for help.
Bu yüzden size geldim.
Yes, I heard that you were in trouble and came over to see if I could help you out.
Evet, başınızın dertte olduğunu duydum, yardımım dokunabilir mi diye geldim.
- I came to help you.
- Sana yardıma geldim.
You may wonder why I never came to you for help.
Neden, yardım istemek için sana gelmediğimi merak ediyorsundur.
I came back because I wanted to help you.
Sana yardım etmek istediğim için geri döndüm.
I came here to help you, not to kill.
- Yardım etmeye geldim, öldürmeye değil.
I came here to help you out.
Buraya yardım etmeye geldim.
I came here to help you.
Size yardım etmek için geldim.
Don't call me an idiot. I came over here to help you.
Bana budala diyemezsin, sana yardım etmeye geldim buraya.
I came early to ask if you'd help Black George's daughter.
Black George'un kızına yardım eder misin diye sormak için erkenden geldim.
Hikozo, I came in person partly to help you, but I really came after Ichi.
Hikozo, şahsım olarak buraya sana yardım etmeye geldim, ama gerçekte Ichi'nin peşinden geldim.
I just came here to tell you about Kisuke, not to help you.
Buraya size Kisuke'yi söylemeye geldim, yardım etmeye değil.
Oh, please believe me I only came here to see if I can help you.
Sadece size yardımcı olabileceğim bir şey var mı diye düşünerek geldim, lütfen bana inanın.
No, I came here to help you and to get help.
Hayır, buraya size yardım etmeye ve yardım almaya geldim.
- How dare you speak to me so! I only came here to help you.
Ben size yardım etmek için geldim.
I hope you forgive us for coming at this hour but we heard you were in trouble and so we came over to see if we could help.
Bu saatte geldiğimiz için bağışla ama başının belada olduğunu işittik ve yardımımız dokunur mu acaba diye geldik.
Back where I came from I hired you to help
Geldiğim yere geri dönüyorum yardımınız için sizi tutmuştuk
Your Majesty, I came here to save you, not to help you die.
Majeste ben sizi korumak için buradayım ölmenize yardım etmek için değil.
I mean, what if a person came to you, you know, that was a murderer or a criminal of some kind and they wanted some kind of help? Would you have to turn them in?
Peki, ya biri... size gelip de, yani bir katil ya da bir suçlu... gelip de sizden yardım isterse... onu ele verir misiniz?
I came back to help you.
Birazdan geri döneceğim.
I was trying to help her before you came along.
Siz gelmeden önce ona yardım etmeye çalışıyordum.
Listen, Billy... The reason why I came talk to you is that... I have a little problems and maybe you could you help me.
Dinle Bill buraya gelip seninle konuşmamın asıl sebebi ufak bir sorunumun olması ve senin yardım edebileceğini düşünmem.
enough now, for the last time help me capture Adora and return to the world I came from and I leave you in peace, otherwise... your threats don't scare me but I'll help you if only
- Yeterli. Son kez bana Adora'yı yakalamamda yardım et ve ben de geldiğim yere döneyim ve seni barış içinde bırakayım, aksi halde... Tehditlerin beni korkutmaz.
I know you came here to help me, and I really appreciate it... and it's really sweet, and it's really not working.
Bana yardım etmeye geldiğini biliyorum ve minnettarım ve bu çok hoş ama işe yaramıyor.
- I heard that you were feeling ill headache, fever and a chill I came to help restore your pluck'cause I'm the nurse who likes to...
- Duydum ki hastaymışsın başağrısı, nezle ve de soğuk algınlığı iyileşmene yardımcı olmak için geldim çünkü ben bir hemşireyim ve...
Well, you see, I came here to help Mr. Miyagi. And all this stuff, I feel so helpless.
Buraya Bay Miyagi'ye yardım etmeye geldim ama bu olanlar karşısında çaresiz kaldım.
I know you came back to help me, and I know that you're my friend.
Bana yardım etmeye geldin, ve benim dostumsun, biliyorum.
I came here to help you guys.
Size yardım için geldim.
I came by myself to help you out.
Sana yardım etmek için tek başıma geldim.
Look, I came to you for help.
Senden yardım istedim.
I came here to help you.
Ben buraya yardıma geldim.
Dr. Smith, I didn't come here to help you. I came here to help me.
Dr. Smith ben buraya size yardım etmeye gelmedim, Kendime yardıma geldim.
Fay told me, that you were going to help her out, when I came by this afternoon.
Fay senin ona yardımcı olacağını söylemişti. Bu öğlen uğradığımda.
Dorothy, you remember you told me that if I came to your room you might be able to help me
Dorothy, eğer odana gelirsem bana yardımcı olacağını söylediğini hatırlıyorum.
I can't believe you came to help me get this promotion.
Bu terfide bana yardım etmeye geldiğine inanamıyorum.
I came here to help you.
Yardım etmeye geldim.
- I just came to see if I could help you.
- Yardım istermisin diye sormaya geldim.
I came here to help you.
Buraya sana yardım etmeye geldim.
Look, I know you came to me because you thought it would help to have a black attorney, but understand this is a difficult situation.
Siyah bir avukat istediğinizi biliyorum ama bu zor bir durum.