I can't go any further tradutor Turco
97 parallel translation
I can't go any further.
Ama ben daha fazla gidemem.
Blackie, I can't go any further. We can't get out of here.
Blackie, daha fazla gidemiyorum.
I can't go any further
Daha fazla gidemem.
I can't go any further.
Daha fazla gidemem.
I can't go any further.
Daha fazla devam edemem.
I can't go any further.
- Daha ileriye gidemem.
I can't go any further.
Daha ileri gidemem.
There's only three days left, and I can't go any further.
Sadece 3 gün kaldı ve daha fazla dayanamayacağım.
At this point, I don't think we can go any further.
Bu noktada, daha ileri gidebileceğimizi sanmıyorum.
I can't go any further without them.
Hayır, benimle ilgisi yok, Komiser. Deschler hüküm giymiş bir gaspçı, çok zeki biri.
I can't go any further.
- Ben daha fazla devam edemeyeceğim.
I can't go any further.
Daha fazla ilerleyemem.
- I can't go any further.
- Artık koşamam.
Put me down, I can't go any further.
Beni indir.
I can't go any further!
Daha fazla gidemem.
My friends, I can't ask you to go any further.
Dostlarım, sizden daha ileri gitmenizi isteyemem.
I can't go on any further.
Devam edemeyeceğim.
- I can't go any further.
- Daha fazla gidemem.
I just can't go any further in.
Sadece, daha fazla ileri gidemem.
I can't go any further.
- Daha uzağa gidemem.
- I can't let you go any further,
- Buna daha fazla müsaade edemem.
I can't go any further
Ben daha fazla gidemem.
I've seen her a couple of times since then and I know I can't go any further, but....
O zamandan beri birkaç kez görüştük.. .. ve daha fazla ileri gidemeyeceğimi biliyorum, ama..
I can't go any further.
Daha uzağa gidemem.
So, we're gonna have to stop... because I can't go on any further.
Artık bitirmemiz gerek çünkü daha fazla ileri gidemem.
I can't go any further.
Devam edemeyeceğim.
I can't go any further.
devam edemeyeceğim.
I can't go any further.
Artık gidemem ben.
I can't go any further.
Devam edemiyorum.
I can't go any further
İlerleyemiyorum.
I can't go any further.
Benim halim kalmadı.
I can't go on any further.
Daha fazla gidemeyeceğim.
- I can't go any further...
- Daha fazla gidemeyeceğim...
I can't go any further.
Daha fazla gidemem!
K-Mart does care about this, but I can't go any further right now.
Kmart bunu önemsiyor. Ama şimdi gitmeliyim.
Hurry! Misha, I can't go any further.
Acele edin!
If you go any further, I can't help you.
Daha fazla ileri gidersen sana yardım edemem.
I can't go any further
Daha fazla devam edemeyeceğim.
I can't go on any further. I am too old.
Ben yaşlıyım. Daha fazla yürüyemeyeceğim.
Sweetheart, I can't go down any further than I already am.
Hayatım, tüylerinin içine bundan fazla gömülemem.
I can't go any further until I have the bullet trajectories.
Mermi yolları belli olana kadar benim yapacağım bir şey kalmadı.
I don't think I can go on any further.
Daha fazla devam edemeyeceğim.
I can't - I can't go any further.
Daha uzağa gidemem.
No, I'm telling you, I can't go any further.
Sanan söylüyorum daha fazla gidemem.
I can't go any further.
Çocuk ıpıslak oldu araba nerde?
I can't go any further.
Daha fazla gidemeyeceğim.
I can't go any further. - Let me see.
Daha ileri gidemeyiz.
I don't think I can go any further, you know?
Daha fazla gidebileceğimi sanmıyorum, bilirsin.
All right, gentlemen I'm taking over now. I can't go any further.
Pekâlâ beyler dizginleri elime alıyorum.
I can't go any further than that right now.
Şu an bundan daha fazlasını yapamam.
I don't think we can go back any further than that unless you know who dropped the penny.
Eğer o senti kimin düşürdüğünü bilmiyorsan bundan daha geri gidebileceğimizi zannetmiyorum.