I can't remember a thing tradutor Turco
54 parallel translation
So, why can't I remember a damn thing?
Niye hiçbir şey hatırlamıyorum?
I can't remember a thing.
Hatırladığım kadarıyla hiçbir işim yok.
Before that, I can't remember a thing.
Ondan öncesini hiç hatırlıyamıyorum.
No matter how hard I try, I can't remember a thing I've done in that office over the last thirty years.
Ne kadar uğraşırsam uğraşayaım o ofiste son otuz yıl içerisinde yaptığım tek bir şeyi bile hatırlayamıyorum.
I can't remember a thing.
Ben hiçbir şey hatırlayamam.
I can't remember a thing.
Tek bir şey hatırlamıyorum.
I can't hardly remember a thing.
Hiçbir şey hatırlayamıyorum.
Kel, I can't remember a thing.
Kell, ben bir şey hatırlamıyorum.
I can't remember a thing from my childhood.
Ben çocukluğuma dair hiçbir şey hatırlamıyorum.
The only comfort I can offer is my promise that tomorrow you won't remember a thing.
Tek teselli olarak yarın hiçbir şey hatırlamayacağına söz verebilirim.
Funny thing is, you know now that she's gone I can't seem to remember a single mistake.
Komik olan sey o simdi gitti ve bir kücük hatasını bile hatırlamıyorum.
I can't... ... remember a thing.
Hiçbir şey hatırlayamıyorum.
I can't remember a thing from last night.
Dün geceyle ilgili hiçbir şey hatırlamıyorum.
I was so drunk I can't remember a single thing from getting into the car to waking up when I got back. Happy now?
O kadar sarhoş olmuşum ki, arabaya bindiğim andan itibaren, uyanana kadar olan hiçbir şey hatırlamıyorum.
I can't remember a thing.
Birşey hatırlayamıyordum.
I can't remember a thing.
Hiçbirşey hatırlamıyorum.
To tumble. "'God, four years of French, I can't remember a thing.
Yuvarlanmak. " Fransızca'mı tamamen unutmuşum.
No, sorry. I quit smoking, I can't remember a thing.
Hayır üzgünüm, sigarayı bıraktım, hiçbir şeyi doğru dürüst hatırlayamıyorum.
I can tell you that unlike anyone else, there's a terrorist organization trying to find out the one thing that I can't remember.
Bir terör örgütü hatırlamadığım bir şeyi öğrenmeye çalışıyor.
I just can't remember a time when thing's were this bad.
Sadece işlerin böyle kötü olduğu bir zamanı hatırlamıyorum.
- I can't. You don't remember a thing about the guy?
- Yani hiçbir şey hatırlamıyorsun.
Fact is, i can't actually remember a single thing about the rest of my life at the moment. I'm not absolutely sure what Tuesday is.
Salının ne olduğundan bile emin değilim.
I've got an entire building full of agents who can't remember a damn thing.
Bir bina dolusu tek bir şey hatırlamayan ajanım var, ne güzel.
I can't remember a thing.
Hiçbir şey hatırlamıyorum.
Look, Simon, I can't remember a thing right now, but don't you worry, all right?
Bak, Simon, su an hiçbirsey hatırlayamıyorum, Fakat endiselenme, hersey yolunda mı?
I swear. I can't remember a thing!
Yemin ederim, hiçbir şey hatırlayamıyorum!
I can't remember a thing.
Bir tek şey dahi hatırlamıyorum.
I can't remember a goddam thing!
Bir bok hatırlamıyorum!
I can't remember a thing about it.
Bu konuda hiçbir şey hatırlamıyorum.
I tried to do the intake, but he can't remember a thing, and he refuses to try.
Ben giriş yapmaya çalıştım, ama hiçbir şey hatırlamıyor ve reddetmeye çalışıyor.
I understand why you wanted to get drunk, and you're insisting you can't remember a thing...
Sarhoş olmak istemenin nedenini anladım ve hatırlamadığın konusunda ısrarcısın.
Fine. I understand why you wanted to get drunk, and you're insisting you can't remember a thing...
Tamam.Neden içtikten sonra beni aradığını anladım ve neden hatırlamamakta direndiğini..
I can't remember a fucking thing.
Bir sikim hatırlamıyorum.
But I can't remember a thing...
Bir kelimesi aklımda kalmadı...
I can't remember a thing.
Tek bir şey bile hatırlamıyorum.
I can't remember a thing from the last week.
Geçen haftaya dair hiçbir şey hatırlayamıyorum.
Sweetheart, I won't remember a thing in an hour.
Canım, bir saat içinde unuturum.
I don't know if you've felt it before but... the last romantic thing I can remember doing, bro, you know, like I say, it's been a while, and I wined and dined her, you know, did the whole nine yard thing.
Sen de yaşadın mı bilmem ama Yapıp hatırlayabildiğim son romantik şey Daha önce de söylediğim gibi
I just thought if anyone would know about my parents giving up a child, it'd be my Aunt Gert, but she can't even remember her own name, poor thing.
Ailemin evlatlık verdikleri çocuklarını Gert halam mutlaka biliyordur. Ama zavallı kadın kendi adını bile hatırlamıyor.
I have this thing where I can't remember anything that happened, like, more than a month ago.
Bir sorunum var. En fazla bir ay öncesinden daha eski olayları hatırlayamıyorum.
- I have this thing, where I can't remember anything that happened, like, more than a month ago.
Bir sorunum var. En fazla bir ay öncesinden daha eski olayları hatırlayamıyorum.
I. I have this thing where I can't remember anything that happened, like, more than a month ago.
Bir sorunum var. En fazla bir ay öncesinden daha eski olayları hatırlayamıyorum.
I honestly can't remember a thing.
Gerçekten hiçbir şey hatırlamıyorum.
Oh, I can't remember a thing.
Oh, ben bir şey hatırlayamıyorum.
I can't even remember a thing about this place.
Burayla ilgili bir şey hatırlamıyorum ki.
I can't remember a thing!
Tek bir şey hatırlayamıyorum!
Well, I can't remember a fucking thing but otherwise I'm fine.
Hiçbir bok hatırlamıyorum. Onun dışında gayet iyiyim.
I can't remember a thing.
Hiçbir şeyi hatırlayamıyorum.
I can't remember a fucking thing!
Tek bir şey bile hatırlamıyorum.
I can't remember a fucking thing...
Zırnık hatırlamıyorum.
I think it's a good thing you can't remember the bad stuff.
Kötü şeyleri hatırlayamaman bence güzel bir şey.