I can't say anything tradutor Turco
507 parallel translation
I don't remember anything, but... I can't say that I didn't'cause I don't- - I don't know what happened.
Hiçbir şey hatırlamıyorum ama yapmadım diyemem çünkü ne olduğunu bilmiyorum.
I can't say anything but thanks, everybody.
Size nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum.
I can't say anything.
Hiçbir şey söyleyemem.
- I can't say anything!
- Bir şey diyemem!
I can't think of anything more to say.
Söyleyecek başka söz bulamıyorum.
- You can say anything you like about me... but I won't hear one word against Juan — not a word.
- Bana istediğini diyebilirsin... ama Juan'a tek kelime bile etmiyorsun - tek kelime bile.
Now I can't say anything.
Şimdi hiçbir şey söyleyemiyorum.
- Nothing you can say or do - I didn't say anything.
Bir şey demedim.
I wonder why I can't say anything in a businesslike manner.
Neden sağduyulu bir şeyler söyleyemediğime şaşıyorum.
Can't say why. But I didn't do anything bad.
Ama kötü bir şey yapmadım.
Looking at you, I can't say anything. I'm not being sarcastic.
Size bakıyorum ve bütün kelimeler uçup gidiyor.
I can just say that my visit didn't have anything to do with Villette's death.
Tek söyleyebileceğim, ziyaretimin Villette'in ölümüyle ilgisi yok.
Isn't there anything I can say to change things?
Bunu değiştirmek için birşey söyleyemez miyim?
But I can't say anything else today
Ama bugün başka bir şey söyleyemem.
- I can't say anything.
- Bir şey diyemiyorum.
I won't say anything against you and the others but I can't stand you, I'm darned if I can.
Senin veya diğerlerine karşı birşey söyleyemem ama... çekilmezsin, seni çekiyorsam lanetleneyim.
Sherry, can't I ever say anything at all without you joking me about it?
Sherry, her söylediğimle dalga geçmek zorunda mısın?
Chief, how can I help if you won't say anything?
Patron, bir şey söylemeyeceksen, nasıl yardım edebilirim?
"I don't care." Can't you say anything but that?
"Umurumda değil." Bundan başka söz bilmez misin?
Wait for me! What can I say? I don't know anything.
Ne söyleyebilirim ki?
If you say that, I can't do anything.
Sen öyle dersen, ben bir şey yapamam.
I can't say anything.
Bir şey diyemem.
I'll do anything you say, but I can't take anymore.
Ne derseniz yaparım, ama artık dayanamıyorum.
I can't think of anything else to say.
Aklıma söyleyeceğim başka bir şey gelmiyor.
- I... I don't suppose there's anything I can say that might...
Sanırım, bu konuda söyleyebileceğim birşey yok.
I can see they like each other very much that's why I didn't say anything
Zaten birbirlerini çok sevdiklerini fark ettiğim için... O an hiç sesimi çıkarmadım!
Isn't there anything I can say?
Ne söyleyebilirim?
- I can't say anything definite yet.
- Şimdilik, tam olarak bir şey söyleyemem.
I can't say anything about you blaming me.
Beni suçlamana diyecek sözüm yok.
If she doesn't say, "Oh, Jon, is there anything I can do?"
Eğer o, senin için ne yapabilirim John derse.
Captain I would give anything to claim I was like those men who died there today truly brave but I can't say that.
Yüzbaşı bugün orada cesurca ölen adamlarım gibi olduğumu söyleyebilmek için her şeyimi verirdim ama değilim.
How can I understand you, if you don't say anything?
Bir şey söylemedin ki, seni yanlış anlayayım!
And now that I am, I can't think of anything to say, except this is a very great honour.
Ve şimdi bu programdayım, nutkum tutuldu valla, benim için büyük bir onur bu.
I can't say anything inside his house, old sport.
Onun evinde bir şey söyleyemezdim, yaşlı tilki.
Don't ask me any questions I... can't say anything
Bana hiç soru sorma. Hiçbir şey söyleyemem.
I can't say anything. I'm sorry.
Daha fazla bir şey söyleyemem. Üzgünüm.
I can't say anything.
Hiçbir şey diyemem.
No, don't say anything, I know why you are here does it still hurt?
Hayır, bir şey söyleme, neden buraya geldiğini biliyorum, hala canın acıyor mu?
I can't say anything anymore.
Artık bir şey söylemeyeceğim.
I can't stand it when you don't say anything.
Bir şey söylemediğinde, buna dayanamıyorum.
And anything I might say in my sleep to the contrary can't be held against me.
Ve uykumda bunların aksini sayıklayabileceğim birşey de yok.
When you were hopping around, ranting about your hump saying this was a bell tower, I didn't say anything.
Sen ortalikta sekerek, burnunla ilgili atip tutarken yok çan kulesiymis filan derken, hiçbir sey demedim.
" I can't say anything until he does.
'Ondan önce bir şey diyemem.
I really can't say anything.
Gerçekten bir şey söyleyemem.
I can't say anything about Ramirez.
Ramirez hakkında hiçbir şey söyleyemem.
I'm sorry, can you speak louder, I don't understand anything you say...
Lütfen, biraz daha yüksek sesle konuşabilir misiniz?
I can do anything I want, you don't say a word.
Ben istediğimi yapacağım, sen itiraz etmeyeceksin.
I can't think of anything else to say.
Başka ne söyleyeceğimi bilmiyorum.
- I can't say anything.
- Hiçbir şey diyemem.
Can't I say anything?
Hiçbir şey söyleyemeyecek miyim?
If I can talk and I can move, who's to say I can't do anything I want?
Eğer konuşup hareket ediyorsam, istediğimi yapamayacağımı kim söyleyebilir?
i can't 15664
i can't take it anymore 303
i can't wait to see you 50
i can't talk right now 218
i can't hear you 865
i can't take it 249
i can't stand it 217
i can't believe it 1829
i can't tell you 532
i can't wait 554
i can't take it anymore 303
i can't wait to see you 50
i can't talk right now 218
i can't hear you 865
i can't take it 249
i can't stand it 217
i can't believe it 1829
i can't tell you 532
i can't wait 554
i can't see 575
i can't breathe 689
i can't sleep 442
i can't stay mad at you 19
i can't remember 638
i can't see shit 25
i can't do this anymore 331
i can't see you anymore 48
i can't help it 628
i can't explain it 227
i can't breathe 689
i can't sleep 442
i can't stay mad at you 19
i can't remember 638
i can't see shit 25
i can't do this anymore 331
i can't see you anymore 48
i can't help it 628
i can't explain it 227