I can't take it anymore tradutor Turco
685 parallel translation
- I can't take it anymore.
- Artık dayanamıyorum.
I can't take it anymore.
Daha fazla dayanamam.
I'm sorry, Susan, but you have to understand, I just can't take it anymore.
Üzgünüm Susan ama şunu anlamalısın ki artık bunu kaldıramıyorum.
I can't take it anymore!
Artık buna dayanamıyorum.
I can't take it anymore, I can't go on living, I can't!
Buna daha fazla katlanamıyorum! Bu şekilde yaşayamam! Yaşayamam!
I can't take it anymore!
Dayanamıyorum artık!
I can't take it anymore!
Daha fazla mızmızlanmana dayanamayacağım.
I can't take it anymore.
Artık oturalım.
I... I just can't take it anymore, Fante.
Artık dayanamıyorum, Fante.
Always the same story, I can't take it anymore.
Tam tersine, kötü örnek oluyor.
I can't take it anymore.
Bu kadarı yeter.
I can't take it anymore.
Artık dayanamıyorum.
I can't take it anymore.
Buna artık dayanamıyorum.
I can't take it anymore!
Eve gitmek istiyorum!
I can't take it anymore!
Daha fazla dayanamayacağım!
I'll tell ya, Kuma, I can't take it anymore!
Ama verdiği çok azdı.
I can't take it anymore. I'm leaving tonight.
Artık buralarda duramam, Bu gece kaçacağım.
I can't take it anymore.
Buna daha fazla katlanamayacağım!
I can't take it anymore.
Daha dayanamayacağım.
I can't take it anymore!
Dayanamıyorum artık. Dayanamıyorum!
I beg of you. I can't take it anymore.
Yalvarıyorum. Artık dayanamayacağım.
I can't take it anymore!
Artık dayanamıyorum!
The horse is killing me. I can't take it anymore.
Kanım durmuyor bir türlü.
Listen, Juliet? I can't take it anymore!
Dinle Juliette, artık katlanamıyorum.
I can't take it anymore, Felix.
Artık dayanamıyorum, Felix.
I can't take it anymore!
- Artık dayanamıyorum!
I like that, I like that- - "I can't take it anymore."
- Bunu beğendim! Bunu beğendim : "Artık dayanamıyorum!"
I can't take it anymore
Artık dayanamıyorum.
I've had it, I can't take anymore!
Yetti artık, daha fazla dayanamayacağım!
I can't take it anymore
Yetti gari! Defol lan burdan!
I can't take it anymore.
Daha fazla dayanamıyorum.
Help me down! I can't take it anymore!
Dizlerimin üstünde yalvartacak mısın?
Listen, you can stay here if you want, but I can't take it anymore. I'm not coming back to this house.
Komiser Pini, bu beyefendi kocam olur.
I can't take it anymore!
Daha fazla dayanamıyorum!
I just can't take it anymore, Jess.
Buna daha fazla katlanamıyorum Jess.
I can't take it anymore!
Artık dayanamayacağım!
I can't take it anymore!
Ben daha fazla dayanamam!
I can't take it anymore.
Dayanamıyorum artık.
I can't take it anymore, Ruben.
Artık dayanamıyorum Ruben.
I can't take it anymore!
Buna daha fazla katlanamıyorum!
- I can't take it anymore.
Ar... artık dayanamıyorum.
I can't take it anymore, y'know!
Daha fazla tahammilim kalmadı biliyorsun?
I just can't take it anymore.
Artık dayanamıyorum.
I can't take it anymore, sir.
Artık dayanamayacağım efendim.
I can't take it anymore.
Daha fazla katlanamam.
Jesus, I just can't take it anymore.
Tanrım, artık dayanamıyorum.
- I can't take it anymore.
- Daha fazla dayanamayacağım.
I can't take it anymore.
Bunu daha fazla kaldıramam.
I can't take it anymore at all!
Artık daha fazla dayanamıyorum!
I've had enough, I can't take it anymore!
Ben yeteri kadarını yaptım. Daha fazlasını yapamam.
I can't take it anymore!
Daha fazla almayayım.