I care about you tradutor Turco
4,144 parallel translation
I care about you more than I should.
Seni gerektiğinden daha çok önemsiyorum.
I care about you.
Sana değer veriyorum.
I care about you.
Seni önemsiyorum.
I care about you.
Seni düşündüğümden yaptım.
I care about you.
Ben de seni umursuyorum.
You don't care about everyone that I've killed.
Öldürdüğüm hiç kimseyi önemsemiyorsun.
So how about you loan me the Blade and I take care of business?
Bıçağı bana vermeye ne dersin ben de işi hallederim.
Listen, I don't care about the'tard, I'm talking to you.
O geri zekalıdan bana ne, seninle konuşuyorum.
You know, five years ago, I wouldn't care about many things.
Beş yıl önce birçok şeyi önemsemiyordum.
Sweetie, I know you care about him.
Hayatım ona değer verdiğini biliyorum.
Then make the ask.'Cause I know you don't care about the subsidy.
O zaman isteği yap. Depolamayı umursamadığını biliyorum.
Now, Tom, I know that you care about this young man, and I respect you as a journalist. But these questions?
Tom, bu genç adamı önemsediğini biliyorum, ve sana gazeteci olarak saygı duyuyorum ama bu sorular mı?
I says, "I didn't join this board to watch you turn it from people who care deeply about palm terrace to a bunch of newbies who never sat on a condo board before, never dealt with special assessments before, never dealt with shit, frankly."
Toplantıdan önce, palmiyeli terasta yenilerle oturup konuşmaktan. özel değerlendirmeler ele almadan önce... özel değerlendirmeleri ve boktan konuları ele almadan önce toplantı da senin dönüşünü izlememek için katılmayacağım " dedim açıkça.
I mean, Brunson doesn't care about you and obviously NCIS does.
Yani, Brunson'ın seni umursadığı yok ama NCIS'in umursadığı ortada.
If you did, you know I'd never allow someone I care about to come to harm.
Anlasaydın, sevdiğim birinin asla gelip zarar vermesine izin vermeyeceğimi bilirdin.
I know you care about her, but you almost got that woman killed.
Ona değer verdiğini biliyorum ama neredeyse kadının ölmesine sebep oluyordun.
I know that it's you and I know that you care about Nadia.
Sen olduğunu biliyorum ve de Nadia'ya değer verdiğini de biliyorum.
Joe's gonna kill you and Lily and everyone else that you care about.
Joe seni, Lily'i ve önem verdiğin herkesi öldürecek.
Now, you don't care about broken satellites. You don't want to know the how. You want to know the why can't I make my goddamn phone call?
Bozuk uydular umurunuzda değildir, nasılını öğrenmek istemezsiniz neden telefon edemediğinizi öğrenmek istersiniz.
- In your rightful spot. - No, you and me Both know, tio, my dad does not care about what I have to say.
Hayır Tio ikimiz de biliyoruz ki babam söyleyeceğim şeyleri ciddiye almaz.
I want you to know universal child care is something I'm going to be passionate about in my campaign.
Evrensel çocuk bakımının kampanyamda çok önemli bir yeri olduğunu bilmeni istiyorum.
I'm sorry about that, Mr. Tuttle, and promise we will take excellent care of you.
Kusura bakmayın Bay Tuttle. Sizinle çok iyi şekilde ilgileneceğimize söz veriyorum.
See, what you don't understand about me, rich, is I don't care. I've got nothing to lose.
Benimle ilgili anlamadığın şey Richard, benim umurumda değilsin kaybedecek bir şeyim yok.
Oh, you think I care about resources right now?
Şu an kaynaklar umrumda mı sanıyorsun?
You think I care about my house?
- Sence evim umurumda mı?
Like you, I've lost people I care about... more than I'd like to admit.
Senin gibi ben de değer verdiğim çok kişiyi kaybettim. Kabullenmek istediğimde de çok.
- You think I care about...
- Sence bunu önemsiyor...
After all this time, to keep hoping, thinking if I care about him, maybe at some point I cared about you.
Bunca zamandan sonra seni hala önemsediğimi mi düşünüyosun, daha önemli olan başka seyler varken.
What I do care about is you not sending any more shitkickers to your house, interrupting my evening.
Ama evine gecemi bozacak başka serseriler yollamaman umurumda.
I don't care what you talk about, as long as you're alone and the meeting is on the books.
Senin orada olup toplantının da kayıtlarda olduğu sürece ne konuştuğun umurumda değil.
Listen, Cleaver..... all Jan and I care about is Bec, you understand?
Dinle, Cleaver Jan'le benim tek dert ettiğimiz kişi Bec, anlıyor musun?
Even though you show it in amazingly stupid ways sometimes, I know you guys care about me.
Bazen bunu saçma sapan yollarla gösterseniz bile beni önemsediğinizi biliyorum.
And if there was a truth gun to my head, I really care about you, too.
Eğer kafama doğru söylemem için bir silah dayasaydın seni de önemserdim gerçekten.
But just so you know, I care a whole lot about your mom.
Ama şunu bilmeni isterim, annene değer veriyorum.
And because of that, I care a lot about you, too.
Bu yüzden, sana da çok fazla değer veriyorum.
I just needed someone to care about me and all you did was use me, you son of a bitch.
Birinin korumasına muhtaçtım ama sense beni kullandın adi şerefsiz!
Now, Rabbit, I'm not gonna force you to do anything, but if you care about Wonderland, what it once was and what it can be again, then I'm gonna need you to help me.
Bak, Tavşan, seni bir şey yapman için zorlamayacağım, fakat eğer Harikalar Diyarı'nı umursuyorsan, önceden nasıl olduğunu ve yeniden nasıl olabileceğini umursuyorsan, o zaman sana, yardım etmen için ihtiyacım var.
I've come to care deeply about you both.
İkinize de çok derinden değer vermeye başladım.
I've come to care deeply about you both.
Sizi çok önemsemeye başladım.
I guess we both care about you.
Galiba ikimizde seni önemsiyoruz.
I even respect your need to do this without the Bureau's help, but you put the people that you care about in danger, and I don't understand or respect that.
Bunu, Büro'nun yardımı olmadan yapma ihtiyacına bile saygı duyuyorum. ... ama değer verdiğin insanları tehlikeye atıyorsun ve ben bunu ne anlarım, ne de saygı gösteririm.
I blame you. After all my overtures of friendship, you once again sided with Marcel, forcing me to do horrible things to someone you care about.
Bütün arkadaşça yaklaşımlarıma rağmen bir kez daha Marcel'le iş birliğinde olup beni önemsediğin kişilere karşı çok kötü şeyler yapmaya zorluyorsun.
I just care about you too much to be with you.
Ben sadece seninle olmak çok önemsiyorum.
And how it will endure. I do care about you but I also have a reputation to maintain.
Ben de sana değer veriyorum ama aynı zamanda itibarımı korumam gerekiyor.
Like, you don't actually care about Gavin the dead rabbit.
Aslında ölü tavşan Gavin'i dert ettiğin falan yok.
I mean, do you even care about your friends at all?
Hiç arkadaşlarını düşünmüyor musun?
Wait. I care about what happens to you, more than you know.
Bekle, başına gelenleri sandığından daha çok umursuyorum.
I really care about you, ok, I really do... but...
- Sana gerçekten önem veriyorum ama... - Beni sevmiyorsun.
Because, you care about them. I do.
- Çünkü onlara önem veriyorsun.
I'm your mom first, and I care more about defending you than I do about keeping my job.
İlk olarak ben senin annenim ve işimden çok senin savunmak için yaptığım şeyler benim için önemli.
And you can trust me. Because I don't care enough about you to lie.
Ve bana güvenebilirsin çünkü seni yalan söyleyecek kadar önemsemiyorum.