I couldn't care less tradutor Turco
374 parallel translation
- I couldn't care less!
Çabuk aç!
I don't know what's between you two, and I couldn't care less.
Aranızda ne olduğunu bilmiyorum ve bu benim umurumda da değil..
I couldn't care less.
Umurumda değil.
I couldn't care less.
Bu umurumda bile olmaz.
I couldn't care less.
Benim umurumda değil.
I couldn't care less about that...
Ona ne olacağı umurumda bile değil...
I couldn't care less and neither could you.
Hiç umumrsamıyorum, siz de öyle.
But I couldn't care less!
Bundan bana ne!
- I couldn't care less about your dad.
Pek sayıImaz.
Last night I was furious, but now I couldn't care less.
Dün akşam çok kızmıştım, ama şimdi bilmiyorum.
I couldn't care less about your problems.
Sorunların beni hiç ilgilendirmiyor.
I couldn't care less about your car.
Sizin arabanız umurumda bile değil!
Believe me, Sandy, I couldn't care less.
Bana inan Sandy, daha çok endişelenemezdim.
Tom, I maintain that in order to get the information that you want, we should get somebody that not only nobody knows, but someone that couldn't care less about our problems or anybody else's.
Tom, istediğin bilgiyi elde etmek için, sadece kimsenin tanımadığı birini olması dışında, bizim veya başkalarının sorunlarına duyarsız olmayacak biri gerekli.
I couldn't care less.
Hiç umurumda değil.
- I paid! I couldn't care less!
Eğer yoksa git o zaman!
- I couldn't care less, as long as she takes care of the cows.
- Hiç umursamıyorum... O sadece inekler ile ilgileniyor çünkü.
I couldn't care less about my fever.
Ateşimin olması umurumda değil.
- I couldn't care less.
- Umurumda olmaz.
I couldn't care less about the Dedham Shipping Company.
Dedham Nakliye Şirketine hiç ilgim yok.
In fact, I couldn't care less.
İşin doğrusu, bundan daha az umurumda olamazdı.
I couldn't care less what happens to me.
Bana olabilecekleri daha az önemseyemezdim.
I couldn't care less if you had Liz Taylor out there.
Arabada Liz Taylor olsa bile benim için fark etmez.
I couldn't care less, water's the most valuable thing there is.
Hayırlısı da hayırsızı da benim olsun sudan güzeli var mı bu Dünya'da?
I couldn't care less what you do to yourself, but... must you do it in front of the children?
Sağlığınızı düşünmüyorum, çocukların önünde yapmanız şart mı? - Değil.
- I couldn't care less.
- Umrumda değil.
That means, "peek as much as you like. I couldn't care less."
Bunun anlamı, istediğin kadar göz at, umurumda değil. "
I couldn't care less who you pick as your top dog.
Şimdi kimin burada sürübaşı olacağı benim için önemli değil..
You couldn't care less if I'm cheerful or glum
# Umurunda bile değil Ha neşeli olmuşum ha suratsız #
You may take it any way you like, I couldn't care less.
İstediğin şekilde anla, umurumda değil.
I know all about you and I couldn't care less.
Hepiniz hakında bilgim var ve umrumda bile değil.
I couldn't care less
Hiç umrumda olmaz!
I couldn't care less what you think of me.
Hakkımda ne düşündüğün umurumda değil.
I couldn't care less.
Umurumda değilsin.
I couldn't care less.
Çok da merak etmiyordum. Öylesine sormuştum.
- I couldn't care less.
- Umurumda değildi.
I couldn't care less what they do to those two.
O ikisine ne yapacakları umrumda değil.
- I couldn't care less.
- Çok da şeyimdeydi...
I couldn't care less.
Umrumda bile değil.
I couldn't care less.
Umurumda bile değil.
- I couldn't care less.
- Umurumda değil.
I couldn't care less about petty details like manners.
O zaman nezaket kuralları, şımarıklık dediğin önemsiz şeylere neden üzülelim?
I'm not afraid, I couldn't care less what you do.
Senden korkmuyorum. Ne yapacağın da umurumda değil.
I couldn't care less
Hiç mi hiç ilgilendirmiyor beni.
I couldn't care less.
Hiç mi hiç ilgilendirmiyor beni.
But I couldn't care less.
Ama umurumda değil.
I couldn't care less who you are, do you know what the times is?
Kim olduğun hiç umurumda değil, saatin kaç olduğundan haberin var mı?
I told the police what she said she would do but... they couldn't care less
Bana bütün söylediklerini... polise anlattım. Ama umursamadılar bile.
- I couldn't care less.
- Ben daha az bakım olabilir.
I couldn't care less about freemasonry.
Masonluk hiç ama hiç umurumda değil.
I couldn't care less what my father thinks about you.
Babamın senin hakkında ne düşündüğü hiç umrumda değil.
i couldn't agree more 197
i couldn't find it 44
i couldn't find you 43
i couldn't resist 80
i couldn't stand it 38
i couldn't hear you 49
i couldn't help it 192
i couldn't stop 53
i couldn't agree with you more 58
i couldn't 1105
i couldn't find it 44
i couldn't find you 43
i couldn't resist 80
i couldn't stand it 38
i couldn't hear you 49
i couldn't help it 192
i couldn't stop 53
i couldn't agree with you more 58
i couldn't 1105