I didn't know where to go tradutor Turco
229 parallel translation
I used to sleep on his floor when I didn't know where else to go.
Gidecek başka bir yer bulamadığımda, odasında yerde uyuyordum.
I've no right to come here, but I didn't know where else to go.
Buraya gelmeye hakkım yok, ama başka nereye gideceğimi bilemedim.
I didn't know where to go. I didn't know who to talk to.
Nereye gideceğimi, kiminle konuşacağımı bilemedim.
I didn't know where to go.
Nereye gideceğimi bilemedim.
I didn't know where to go, so we went into a church.
Nereye gideceğimizi bilmiyorduk. Sonra bir kiliseye daldık.
I didn't know where to go.
Nereye gitsem bilemedim.
I didn't know where else to go.
Ben başka nereye gideceğimi bilemedim.
Remember, Golde, yesterday I told you I didn't know where to go, what to do with these old bones.
Hani dün sana demiştim ya, bu yaşlı gövdeyi nereye sürükleyeceğimi bilmiyorum diye.
I didn't know where to go, so...
Nereye gideceğimi bilmiyordum... yani demek istiyorum ki...
But I didn't know where to go.
Fakat nereye gideceğimi bilemedim.
I didn't know where else to go.
Başka nereye gitsem bilemedim.
I didn't know where to go.
Orası tehlikeli olmaya başladı.
- I didn't know where else to go.
- Nereye gideceğimi bilemedim.
Since I played lucky last night and didn't get blown to hell, I'll go around that end of the house,'cause I know where the trip wires of the claymores are.
Dün gece şansımı denediğimde bir tarafım uçmadığına göre, ben evin bu ucuna giderim, ne de olsa dikenli tellerle hançer tuzağının nerede olduğunu öğrendim.
I didn't know where else to go.
Gidecek başka yer düşünemedim.
- I didn't know where else to go for help.
Bak, başka nereden yardım buluruz bilemedim.
I didn't know where else to go.
- Başka nereye gideceğimi bilemedim.
I didn't know where else to go.
Başka nereye gideceğimi bilemedim.
And I didn't know where else to go, so. Please, Dr. Horvath, look him over.
Başka nereye gideceğimi bilmiyordum, lütfen Doktor Horvath, onu muayene edin.
I'm sorry, I didn't know where else to go. Donna.
Özür dilerim, nereye gideceğimi bilemedim.
I didn't know what else to do, where to go.
Nereye gideceğimi, ne yapacağımı bilemedim.
I didn't know where else to go
Gidecek başka bir yer bilmiyordum.
Besides you, I didn't know where else to go.
Senden başka, kime gideceğimi bilemedim.
I didn't know where to go.
Nereye gidilir bilmiyordum.
I didn't know where to go, and I know we've drifted apart.. but you're the only person I know here.
Nereye gideceğimi de bilemedim ve yollarımız ayrılmış olmasına rağmen bu şehirde tanıdığım tek kişi sendin.
I didn't know where to go with that.
Bu hisle ne yapacağımı bilemedim.
I know I don't know you very well... but I just didn't know where else to go.
Seni çok iyi tanımıyorum ama başka nereye gideceğimi bilemedim.
I DIDN'T KNOW WHERE ELSE TO GO.
Gidecek başka yerim yoktu.
I'm sorry, Arthur, I didn't know where else to go.
Özür dilerim Arthur, başka nereye gideceğimi bilemedim.
I didn't know where it was going to go.
Nasıl biteceğini bilemedim.
I didn't want to be alone, and didn't know where to go.
Yalnız kalmak istemedim. Nereye gideceğimi de bilemedim.
I'm sorry. I just... I didn't know where to go, and Donna has the kids.
Özür dilerim ben sadece nereye gideceğimi bilemedim.
I didn't know where to go, I got lost- -
Nereye gideceğimi bilmiyordum, kayboldum...
I DIDN'T KNOW WHERE ELSE TO GO.
Nereye gidebileceğimi bilemedim. Geldiğine sevindim.
I didn't know where else to go.
Nereye gideceğimi bilemedim.
I didn't know where else to go.
Nereye gideceğimi bilemedim. Panikledim!
Do you think I'd get on a bus and come to a city where I didn't know a soul with no money and no job if I had a place to go back to?
Bu şehire, kimseyi tanımadan, işsiz ve parasız bir şekilde otobüse binip birşey bulamazsam, geri dönerim diye geldiğimi mi sanıyorsunuz?
I didn't know where to go, but I was running on empty so I pulled in here at this place.
Batıya doğru gittim. nereye gittiğimi bilmiyordum boşluğa doğru gidiyordum sonra burada durdum.
You didn t even get the parts where I, I cried in bed because tears came to my face because I m, I invited two women to have Thanksgiving me and uh I didn t know which one to go to.
Kapital bir toplumda herkes inişli çıkışlı günleri hissediyordu.
I went to Littleton Colorado where the Columbine shooting took place and I didn't know this, but when I arrived I learned what the primary job is of the parents of the kids who go to Columbine High School.
Colorado'da Littleton'a gittim Columbine katliamının olduğu yere ve bunu bilmiyordum ama Columbine Lisesine giden çocukların ailelerinin esas işinin ne olduğunu oraya varınca öğrendim.
I didn't know where else to go.
- Gidecek başka yer bulamadım.
I didn't know where else to go and didn't have your number.
Başka nereye gideceğimi bilemedim. Telefon numaran bende yoktu.
I didn't know where else to go.
- Çalacak başka kapı bulamadım.
- I didn't know where else to go.
- Gidecek başka bir yerim yoktu.
I'm sorry to show up like this, I just didn't know where else to go.
Kusura bakmayın. Başka kapım yok.
I just didn't know where else to go and I thought you were cool. I know, I'm sorry.
Biliyorum, üzgünüm.
I'm sorry. I didn't know where else to go.
Üzgünüm, gidecek başka bir yer aklıma gelmedi.
I didn't know where to go, after I left the house.
Evden ayrılınca nereye gideceğimi bilemedim.
I wanted to go somewhere different, but I didn ´ t know where.
Başka bir yere gitmek istiyordum, ama, nereye gideceğimi bilemiyordum.
I wanted to go somewhere different, but I didn ´ t know where.
Farklı bir yere gitmek istiyordum, ama nereye gideceğimi bilemiyordum.
Well, I didn't know where else to go.
- Başka nereye gideceğimi bilemedim.