English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ I ] / I didn't mean anything

I didn't mean anything tradutor Turco

640 parallel translation
I mean, even though she didn't buy anything.
Yani, hiçbir şey almasa da.
I'm sorry, Jordan. I didn't mean anything.
Özür dilerim Jordan. Öyle demek istemedim.
I didn't mean anything, Doc.
Niyetim kötü değildi ahbap.
I mean, he didn't leave you anything.
Sana hiçbir şey bırakmamış.
I didn't mean anything.
Bir şey demek istemedim.
I didn't mean anything against your father, Eb.
Babana kötü bir söz söylemek istemedim, Eb.
I just said, "Judas." It didn't mean anything.
Sadece "Vay be" dedim. Hiçbir anlamı yok.
- But I didn't mean anything.
- Kötü bir niyetim yoktu.
I didn't mean anything I said.
Söylediğim hiçbir şeyi ciddiye almayın.
- I didn't mean to say anything against Mrs. Danvers.
Ben, Bayan Danvers aleyhinde bir şey söylemek istememiştim.
I didn't mean anything by it.
Bir şey ima etmedim.
I didn't mean anything, I guess.
Hiçbir şey demek istemedim, sanırım.
I didn't mean anything, Homer.
Öyle bir niyetim yoktu, Homer.
Johnny, I didn't mean anything.
Johnny, kötü bir niyetim yoktu.
I didn't mean anything by that, Keechie.
Onu demek istemedim Keechie.
I didn't mean to do anything wrong.
Yanlış bir şey yapmak istememiştim.
"I didn't mean to do anything wrong." Half the time, you don't know what you're doing.
"Yanlış bir şey yapmak istememiştim!" Çoğu zaman ne yaptığını bilmezsin bile.
I didn't mean anything by it.
Kötü bir şey demek istemedim.
I didn't know and it doesn't mean anything to me, you ought to know that.
Bilmiyordum ve bunun benim için bir önemi olmadığını bilmen gerekir.
Betty, about yesterday, if I said anything, I didn't mean it.
Betty, dün istemeden bir şeyler söylemişsem.
I didn't mean anything.
Hiçbir şey.
Just'cause I let you walk me home from school couple of times... didn't mean anything.
Sadece birkaç kere okuldan eve beraber yürümemizin hiçbir anlamı yok.
All right, all right, I didn't mean anything.
Tamam, tamam, hiçbir şey demedim.
I didn't mean anything.
Ciddi değildim.
Oh, I mean I knew it wasn't something on the level, but I didn't think it was anything big like a bank.
Oh, yani dürüst bir şey olduğunu sanıyordum, banka gibi büyük bir şey olduğunu hiç düşünmemiştim.
- I didn't mean anything.
- Kötü bir niyetim yoktu.
Captain, I didn't mean any disrespect or anything yesterday.
Kaptan, dün size karşı bir saygısızlık etmek istememiştim.
I mean, she didn't have to go to work or anything like that. He left her a little money.
İşe gitmesi gerekmedi, babam ona biraz para bırakmıştı.
I didn't mean to imply anything as drastic as that.
Bu kadar a § llr bir gay ima etmek istemedim.
Listen, I didn't mean anything.
Bana bak, kötü bir şey demek istemedim.
I mean, I didn't want anything to do with it right from the start.
- Hayır. Başından beri benim bu işle bir alakam yok.
I didn't mean to do... anything that wasn't of a kind nature.
Kötü birşey yapmak istemedim.
I'm sure he didn't mean anything by it.
Ama kötü bir niyetle değildir bence.
Oh, you know, I didn't mean anything by that.
Oh, bilirsin, ben bunu kastetmemiştim.
'Cause I really didn't mean to interrupt anything.
Çünkü gerçekten muhabbetinizi bölmek istemedim.
- I didn't mean anything by it.
- Bununla bir şey ima etmedim.
I really didn't mean anything by that, it was just...
- Şimdi götüreceğimiz toplantı. - Gidelim mi? - Hay hay!
I knew a lot of kids with Butterfield, and it just didn't mean anything.
Butterfield'lı bir sürü çocuk tanıyorum, ve hiçbir şey ifade etmiyor.
- I mean, I really understood... the fact that they didn't have any money and that they didn't have anything.
- Hiç paralarının olmamasını, hiç bir şeylerinin olmaması gerçeğini anlayabiliyorum.
- I didn't mean anything.
- Hiçbir manası yok.
- I didn't mean anything.
- Bir şey ima etmedim.
I didn't mean anything.
Böyle olsun istemedim.
Oh, yes. I mean, between Milo Janus and me, he didn't have anything but problems.
Sonunda buraya karar verinceye değin, ona üç düzine yer göstermiş olmalıyım.
- I didn't mean anything.
- Ben bir şey yapmadım.
Actually I didn't mean anything in particular.
Seni rahatsız etmek istemezdim. Bu tamamen raslantı.
Oh I'm sorry dear, I didn't mean to interrupt anything.
- Affedersin canım, bölmek istememiştim.
- I didn't really mean anything.
- Kabalaşmak istemedim.
I DIDN'T MEAN ANYTHING BAD.
Verdiği acıdan kurtulmak istedim.
Shit, piss, fuck, cunt cocksucker, motherfucker, tits, and I knew I had ones that could never be said cause they didn't mean anything else.
Am, göt, meme, sikerim, piç, orospu çoçuğu, ibne. Ama başka anlamlara gelmedikleri için hiçbirini kullanamayacağımı biliyordum.
On my small talk. Hey, I didn't mean anything
Evet, umurumda değil.
Oh, listen. I didn't mean anything.
Bak kötü birşey demek istemedim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]