I didn't mean to do it tradutor Turco
158 parallel translation
I think I'm gonna give myself up, tell'em I didn't mean to do it.
Gidip teslim olacağım, onlara kötü bir niyetim yoktu diyeceğim.
I did it, but I didn't mean to do it.
Tamam yaptım ama isteyerek değil.
I didn't mean to do it.
Yapmak istemedim.
I've done a very wrong thing, but I didn't mean to do it.
Çok yanlış bir şey yaptım, ama niyetim bu değildi.
I didn't mean to do it!
Bunu yapmam anlamsız!
Joe, I didn't mean to do it.
Joe, Bunu yapmak istememiştim.
Sean, I didn't mean to do it!
Sean, bilerek yapmadım!
- Aunt Belle, I didn't mean to do it! - Holy mackerel!
- Belle teyze, ben aslında bunu kastetmiyordum!
I mean, I didn't want anything to do with it right from the start.
- Hayır. Başından beri benim bu işle bir alakam yok.
I didn't mean to do that. He made me do it.
Yapmak istemezdim ama beni o zorladı.
I didn't mean to do it!
Öyle yapmak istememiştim.
I didn't mean to do it, Carlo.
Öyle yapmak istemedim, Carlo.
I didn't mean to do it, Johnny.
Böyle olsun istemedim, Johnny.
I didn't mean to do it.
Asla böyle olsun istememiştim.
It's easy to do, but I didn't mean to hurt your feelings.
Bunu yapmak her ne kadar kolay olsa da kasıtlı değildi.
- I didn't mean to do it.
- Bunu yapmak istememiştim.
- I didn't mean to do it!
- İstemeden oldu!
I mean, he didn't do anything wrong, and it's not nice to lock somebody up in their own jail.
Yani o yanlış bir şey yapmadı ve birini kendi hapishanesine kilitlemek hoş bir şey değil.
I didn't mean to do it.
Bunu istemedim!
- I didn't mean to do it, spaz.
- Bilerek yapmadım, spastik.
I meant that it's okay that you did it once, but I didn't mean for you to do it again!
Yani tamam bir kere yaptın. Bir daha yapmanı kastetmedim.
I didn't mean to do it.
Bilerek yapmadım.
I didn't mean to do it
# Onu yapmak istememiştim
I didn't mean to do it, but I loved him and... he left me for another woman!
Böyle olsun istememiştim ama onu sevmiştim ve o beni başka bir kadın için terk etti!
I didn't mean to do it.
Ben bunu yapmak istemedim.
I understand why you have to do this but I wish you didn't have to just cause you're leavin doesn't mean I'm lettin you go there doing things that um give it the cool factor, the music
Bunu neden yapmak zorunda olduğunu anlıyorum. Ama keşke buna mecbur olmasaydın. Buralardan gidiyor olman seni bırakacağım anlamına gelmiyor.
I didn't mean to do it.
Çok özür dilerim. Bunu yapmak istemezdim.
I DIDN'T MEAN TO DO IT.
İstemeden oldu.
I didn't mean to do it.
Bunu yapmak istememiştim.
I didn't mean it. I never wanted to do...
Yaptığım şeyi bilmiyorum.
She didn't mean to do it but I think it still counts.
Tamam, bilerek yapmadı ama bence yine de sayılır.
I didn't mean to do it.
Böyle olsun istemedim.
I didn't mean to do it this way. Uh...
Böyle olsun istemezdim...
I didn't mean to do it. I was just up on a ladder checking her smoke alarms, and bam, it happened.
Merdivene tırmanmış duman alarmlarını kontrol ediyordum...
Leo... you got to know I didn't mean to do it. You know that.
Leo, inan bana niyetim bu değildi.
- No. I didn't even mean to do it.
Seni öpmek istemedim.
When I said I wanted to do this since I was a little kid... I didn't mean that I would do anything to get it.
Çocukluğumdan beri bunu yapmak istiyordum derken elde etmek için her şeyi yaparım anlamına gelmiyordu.
I didn't mean to do it.
Amacım bu değildi.
LOOK, I DIDN'T MEAN TO DO IT.
Bak, böyle olacağını bilmiyordum.
I didn't mean to do it so...
Bunu yapmak istememiştim.
I didn't mean to do it.
Bunu yapmanı demek istemedim.
I didn't mean to do that, I just wanted to buy it!
Bunun olmasını istememiştim, sadece satın almak istiyordum!
I mean, I came to New Gotham looking for something and I didn't even know what it was, but now I do.
Demek istediğim, yeni Gotham'a birşey aramak için geldim şu ana kadar da ne olduğunu bilmiyordum, ama artık biliyorum.
I told you, I didn't mean to do it.
Size söyledim, istemeden oldu.
I didn't mean to do it.
İsteyerek olmadı.
I'm sorry, I didn't mean to do it.
Özür dilerim. Böyle olsun istememiştim.
- There's so much blood - I didn't mean to do it, I...
Çok fazla kan var, bunu yapmak istemedim, ben..
- There's so much blood. - I didn't mean to do it, I...
Çok fazla kan var, bunu yapmak istemedim, ben..
I didn't mean to do it
Böyle olsun istememiştim.
I didn't mean to do it.
İstemeden oldu.
Sorry, the kid didn't mean to do it, I swear to mama...
Canım sakin ol, çocuk istemeden yaptı...