I don't care about that tradutor Turco
864 parallel translation
You don't think I care about that, do you?
Bunu umursamadığımı düşünmüyorsun ya?
- I don't care about that.
- Umurumda değil.
I don't care about that.
Umurumda bile değil.
I see now that you don't care one iota about them.
Onlara zerre kadar değer vermediğinizi görebiliyorum.
You don't think I care anything about that money, do you?
Sence ben sadece bu parayı mı önemiyorum?
- I don't care about that.
- Bu umurumda değil.
Ivy, I don't care about any of that.
lvy, hiçbiri umurumda değil.
I don't care about that.
Bu, umurumda değil.
I don't care anything about that but money.
Onunla sadece para için uğraştım.
- I don't care about that!
- Umurumda değil! Josip, acele et!
I don't care what you are talking about, just haul that saddle out of here.
eyeri dışarı çıkar buradan.
Now I don't care about that.
Bu umurumda bile değil.
I don't care about Jett Rink, but you, Papa, that's different.
Jett Rink benim umurumda değil, ama sen başkasın baba.
Oh, I don't care about that sort of thing.
Oh, o türlü şeyler umurumda değil.
Don't worry about that. I'll take care of him.
Üzülme ben hallederim.
- Betty, I don't care about that.
Betty, bu umurumda değil.
I don't care about things like that.
Ben böyle şeyleri umursamıyorum.
I don't care about that.
Zaten aldırmıyorum da.
I don't care about that old car, not now.
O eski araba şu an umurumda değil.
I don't care about that old horse if it's gonna worry you.
O at o kadar da önemli değil. Yeter ki sen üzülme.
- I don't care about that.
- Bu beni ilgilendirmiyor.
Don't you understand, that I don't care about a brother stranded like you?
Anlamıyor musun? Senin gibi sıkıntıda kalmış bir kardeşi umursamıyorum.
I don't care about that.
Umurumda değil.
- I don't care about that...
- Hiç umurumda değil...
- No, I don't care about that.
- Bu umurumda değil. - Benim umurumda.
I don't care about... clothes and money and jewels... and furs, and things like that.
Ben parayla pulla, mücevherlerle pek ilgilenmem- - kürklerle, veya öyle şeylerle.
I don't care about that.
O beni ilgilendirmiyor.
I don't care about that.
Bu umurumda değil.
- I don't care about that.
- Bence bu önemli değil.
I don't care about that. I love you. That's more important.
Seni seviyorum ve bu daha önemli.
Tonight, I want you to go see your Aunt Dori and tell her you don't care about working here, you're quitting, and tomorrow, you release that statement to the press.
Bu gece teyzene gideceksin, ona artık burada çalışmak istemediğini, istifa edeceğini söyleyeceksin... Ve yarın da basına bir açıklama yollayacaksın...
Hey, I don't care anything about the money, you know that.
Hey, para umurumda değil, bunu biliyorsun.
I don't care about that!
Hiç umurumda değil!
I don't care a damn about that.
Umurumda bile değil.
I don't care about that.
Beni ilgilendirmiyor.
I don't care about that.
Umrumda değil.
- I don't care about that.
- Umrumda değil.
Well, I don't care about that!
Söylersen, Seryozha öğrenir.
- I don't care about that now.
Onunla ilgilenmiyorum şu an.
I don't care about that.
Önemli değil.
Damn! I told you, didn't I? I don't care about that dirty business with locals.
Sana söylemiştim, bu civarda yaşayanlara ne yaptığın umurumda değil!
- Oh, I see. You don't care that I had an affair with another man, you just care about dishonesty?
Dürüst olduğum sürece başka bir adamla ilişki yaşamam umurunda değil, öyle mi?
I don't care about that.
Hapis umurumda degil.
I don't care about that stuff.
Ben öyle şeyleri umursamıyorum.
But I don't care about any of that now.
Ama artık hiçbiri beni ilgilendirmiyor.
I don't care about the things that happen in the outside world.
Dış dünyada olup bitenler beni hiç ilgilendirmiyor.
Don't you think I would care about something like that, that I'd want to do something about it?
Böyle bir şeyi önemsemeyeceğimi mi düşündün bu konuda bir şeyler yapmayacağımı mı?
- I don't care about that!
- Ama umurumda değil!
Derail that son of a bitch! I don't care about engines!
Raydan çıkarın şu orospu cocugunu Motor umrumda bile değil
I don't care about the rest, but I'm going to miss that bay.
Diğerleri pek önemli değil ama çaldıkları ata çok üzüldüm.
I know you don't care about him that much.
Onu fazla önemsemediğini biliyorum.