I don't care what you believe tradutor Turco
64 parallel translation
I don't care what you believe.
Neye inandığın umurumda değil.
I don't care what you believe, just keep your hands off her.
- Ellerini bayandan çek.
I don't care what you believe what you've done
Neye inandığınız, ne yaptığınız umurumda değil.
There are people who care what you believe. I don't see them here.
İnanıp, inanmamanı önemseyenler olabilir ama, burada öyle biri yok.
I don't care what you believe.
Neye inandığın beni ilgilendirmiyor.
I don't care what you believe!
Neye inandığım umurumda değil!
You know, I don't know what you all believe and I don't really care, but you have to admit, beliefs are odd.
Biliyorsunuz, neye inandığınızı bilmiyorum ve gerçekten umursamıyorum. Ama kabul etmelisiniz : inançlar, tuhaftır.
I don't care what you believe!
Neye inandığın umrumda değil!
I don ´ t care what you believe.
Neye inandığın umurumda değil.
- I don't care what you believe.
- Neye inandığın önemli değil.
I can't believe you... it's bad enough what you did to me tonight, but you don't even care how I feel about it.
İnanamıyorum. Bu gece bana yaptıkların yeterince kötüydü. Ama ne hissettiğimi bile umursamıyorsun.
I don't care what you believe.
Neye inandığın umrumda değil.
- I don't care what you believe.
- Neye inandığın umurumda değil.
And believe me I don't care what you've done or who you did it with.
İnan bana neden yaptığın umurumda değil ya da kiminle yaptığın.
I really don't care what you believe!
Neye inandığın hiç umurumda değil!
- I don't care what you believe.
- Neye inandığınız umrumda değil.
Look, I don't care what you guys believe, but with all the crazy stuff that goes on in this town, isn't it possible, just possible, that something I don't understand happened here?
Neye inandığınız umurumda değil. Fakat bu kasabada olan biten bunca çılgınca şeyden sonra, benim anlamadığım bir şey olmasının hiç mi ihtimali yok?
- I don't care what you believe.
Neye inandığın umrumda değil.
- I don't care what you believe.
- Neye inandığın umrumda değil.
I honestly don't care what you believe.
Doğrusu, neye inandığınla ilgilenmiyorum.
- I don't care what you believe.
Bir şeyi inanıp inanmaman gibi bir beklentim yok.
My daughter is missing so right now I don't care if you believe me or what you do to me,
Kızımı kaçırdı Bundan dolayı şu andan itibaren bana inanıp inanmamanla... Veya yapacaklarınla ilgilenmiyorum.,
I don't care what you think. I'm always gonna believe in people.
Ne düşündüğün umurumda değil, insanlara her zaman inanacağım.
I actually don't care What you believe.
- Neye inandığın umurumda değil.
- Well, I don't really care what you believe.
Neye inandığınız umurumda değil.
I know you think this country failed you, and I don't care what kind of ideology you believe in now.
Bu ülkenin sana sahip çıkmadığını düşündüğünü biliyorum. Şu an nasıl bir ideolojiye inanıyorsan da yolu bu yaptığından geçmez.
I don't care what you think about yourself, but I believe in you, ok?
Kendi hakkında düşündüklerin de umrumda değil, ama sana inanıyorum, tamam mı?
I don't care what you believe.
Neye inandığınız umurumda değil.
I really don't care what you believe, sissy.
- Neye inandığın umurumda değil, kardeşim.
- I don't care what you believe, Fitz.
- Neye inandığın umurumda değil, Fitz.
Listen. I simply don't care what you people believe.
Sizlerin neye inandığınız umurumda bile değil.
I do believe in kind of saints that you can look up to... when you're young and you're starting out... and you don't fit in anywhere and you want to do something in the arts. And you know really early you want to do it, and you know that you're gonna cause trouble with what you want to do. And you don't care really.
Ben gençken gördüğümüz bu tür ermişlere inanıyorum ve başlarsın, ve hiçbir yere uymazsın, ve sanatsal bir şey yapmak istersin, ve erkenden yapmak istediğini biliyorsundur, ve sorunlar çıkartacağını bilirsin yapmak istediklerinle, ve hakikaten korkmazsın.
I don't care what you believe.
Nasıl istiyorsan öyle inan.
You said, and I quote, " we don't care what you believe in, mr. Whatley.
" Neye inandığını umursamıyoruz, Bay Whatley?
I don't care what you believe, Gaius!
Neye inandığın umurumda değil, Gaius!
I don't care what you believe.
Neye inandığın sikimde değil.
Look, I don't care who you are or what you believe in.
Bak kim olduğun ya da neye inandığın beni ilgilendirmez.
I don't care what you believe. I-I didn't do it.
Neye inandığın önemli değil.
I don't care what you believe.
Neye inandığınız umrumda değil.
I don't care what you believe!
- Shane, dur. - Neye inandığın umurumda değil!
I don't care what you believe.
Ne sandığın umrumda değil!
I don't care what you believe.
- Neye inandığın umurumda değil.
- I don't care what you believe.
Neye inandığın umrumda değil, Kaz.
- I don't care what you believe.
- Neye inandığın umurumda bile değil.
I don't really care what you believe, Marco.
Neye inandığın pek umurumda değil, Marco.
I don't care what tricks or nonsense you have in your scrapbook, Martha Stewart, but there's no way you're gonna get me to believe there's some outside force controlling my destiny.
- Bak. Karalama defterinde ne numaralar veya saçmalıklar var, umurumda değil Martha Stewart ama dışarıdan bir gücün, benim kaderimi kontrol ettiğine beni inandıramazsın.
I don't care what you believe in... that's the tradition.
Neye inandığınız umurumda değil. Gelenek böyle.
I don't really care what you believe.
Gerçekten neye inandığınız umurumda değil.
I don't care what anyone else says, I believe you.
Başkaları ne derse desin ben sana inanıyorum.
I don't care what you are or how you do what you do, but I believe you're here for a reason, hey...
Ne olduğun ya da ne yaptığın umurumda değil. Ama bence burada olmanın bir sebebi var.
I won't go into details, and I don't care whether you believe what I'm gonna say or you don't. I understand.
Detaylara girmeyeceğim ve söyleyeceklerime inanıp inanmaman zerre umurumda değil.