I don't care what you have to do tradutor Turco
60 parallel translation
You don't have to convince me of anything. You don't care what I think as long as I don't do anything about it.
Bu konuda hiç bir şey yapmadığım sürece ne düşündüğüme de kulak asma.
I don't care what you have to do.
Ne yaptığın umurumda bile değil.
I don't care what you do with it just as long as I never have to see it again.
Onunla ne yaptığın umurumda değil, Onu bir daha asla görmeyeceğim kadar uzak olsun.
I don't care what you have to do. - Just find the chair!
Leo, ne yaparsan yap, her yere bak ama o koltuğu bulmadan gelme.
I don't care what you have to do to them to get them.
Onları ele geçirmek için ne yapman gerektiği umurumda değil.
I don't care what you do or who you do or who you have to grease, I need that information and I need it now.
Ne yapacağın, kiminle yapacağın, kime yalakalık yapacağın beni ilgilendirmiyor. Bu bilgiye ihtiyacım var. Hem de hemen.
I don't care what you have to do.
Ne yapmanız gerektiği umurumda değil.
I don't care what I have to do you'll be in the script, I promise.
Ne yapmak zorunda olduğum umrumda değil. Senaryoda olacaksın, söz veriyorum.
I don't care what you have to do!
Yapman gereken umurumda değil!
I don't care what it costs or what you have to do... just keep me walking.
Ne kadar tutacağı veya neler yapacağınız önemli değil... sadece beni ayakta tutun.
You don't really care to hear much what I have to say, do you?
Ne söylemem gerektiği aslında umurunda değil, doğru mu?
I have to take care of Dino. You do what you have to do and don't worry about us.
Sen ne gerekiyorsa yap, ve bizim için endişelenme.
I don't know what you have to do and I don't care.
Ne yapman gerekiyor bilmiyorum ve umrumda da değil.
HENDERSON : I don't care what you have to do!
Ne yapacağın umurumda değil.
I DON'T CARE WHAT UNSPEAKABLE ACTS OF PERVERSION YOU TWO FREAKS COMMIT IN PRIVATE, DO YOU HAVE TO FLAUNT IT IN THE FACES OF DECENT, GOD-FEARING CITIZENS?
Siz iki ucubenin baş başayken hangi ağza alınmayacak sapkınlıkları yaptığınız umurumda değil ama bunu, Tanrı korkusu olan ahlaklı insanların gözüne sokmak zorunda mısınız?
Look, I don't care what you have to do. Get more bodies down here now!
Ne yaptığın umurumda değil hemen buraya topla herkesi.
I don't care what you do, but I just have to say one thing.
Ne yapacağın umurumda değil, ama bir şey söylemek zorundayım.
I don't care what it costs what you have to do, you understand me?
Kaça patlayacağı, ne yapman gerektiği, umrumda değil, anladın mı beni?
There is no more money. I don't care what you have to do, but get that item from him.
Beni dinle, başka param yok, ne yapman gerektiği umurumda bile değil ama o aleti ondan alman gerekiyor.
I don't care what you have to do!
Ne yapmanız gerektiği umrumda değil!
I don't care what you have to do.
Ne yapman gerektiği umrumda bile değil.
I don't care what you have to do.
Ne yapman gerektiği beni ilgilendirmiyor.
I don't care what you have to do, you get us there faster!
Ne yaparsan yap ama bir an önce oraya gidelim!
You don't have to worry about it, and I could care less what you do with it.
Endişelenmene gerek yok, onunla ne yapacağın zerre umurumda değil.
I don't care what you have to say or do. Just get it done.
Ne ve nasıl yapacağın umurumda değil, ama hallet şu işi.
- I don't care what you have to do.
- Umurumda değil.
I don't have a reasonable right to care what you do beyond this because this is as far as we go.
Bundan sonrasını umursamak için bir sebebim yok. İlişkimizi bu kadar çünkü.
All right, I don't care what you have to do and who you have to piss off.
Ne yaparsın veya kimi kızdırırsın bilmem.
I don't care about what you have to do.
Ne yapmanız gerektiği beni ilgilendirmiyor.
What do you mean, you don't care what I have to say?
Ne demek diyeceklerim umurunda değil?
I don't care what you have to do, Just make sure that those cowards from Overland suffer today.
Ne yaparsın artık bilmiyorum sadece Overland'in o korkaklarının bugün acı çekmesini sağla!
No, you don't have to get back to work, And you do care what I think. Why is that, exactly?
Hayır, işe geri dönmek zorunda değilsin ayrıca düşündüğüm şeyle ilgileniyorsun.
I don't know what I meant to do, but I don't want you to feel like you have to do anything or take care of me or be my dad or whatever.
Ne düşündüğümü bilmiyorum. Ama, her hangi bir şey yapmak zorunda olduğunu,... benimle ilgilenmen gerektiğini ya da babalık yapman gerektiğini falan düşünmeni istemiyorum.
Look, I don't care what kind of top secret stuff you have to do, but you've got to get rid of this cooties!
Bak, ne çeşit çok gizli şeyler yaptığınız umurumda değil ama bu bitlerden kurtulmam gerek.
I don't care what you have to do to get him to Dubai.
Onu Dubai'ye götürmek için ne yapacağın umurumda değil.
I don't care what you have to do to get it done, just do it.
Bu işi bitirmek için ne yapmak zorunda olduğun umurumda değil, yap şunu.
I don't care what you have to do.
Ne yapacağınız umrumda değil.
I don't care what I have to do, I will find a way to pay you back for everything that has been done.
Ne yapmam gerektiği umurumda değil tüm bu olanlar için size geri ödeyeceğim bir yol bulacağım.
I'm here because of you, Pete, okay, so I don't care what you have to do.
Senin için buraya geldim Pete, o yüzden neler yapman gerektiği umurumda değil.
So I don't care what you have to do right now.
Şu an ne yapman gerektiği umrumda değil.
Well, for the record, I don't care. Why don't you just try to wrap your little machiavellian brain around the fact that your father and I are gonna be together no matter what you do? So you're gonna have to get used to me, sweetheart.
O sinsi aklına iyi sok şunu babanla ben ne olursa olsun birlikte olacağız anladın mı yani alışsan iyi edersin tatlım.
I don't care what you have to do.
Yargıç olarak ne yapmanız gerektiği beni ilgilendirmiyor.
I don't care what you have to do.
Ne yapmak zorunda olduğun umurumda değil.
- I don't care what you have to do, you get them!
Ne yapacağın umurumda değil, yeter ki onları getir!
I don't care what you have to do, you get them!
Ne yapacağın umurumda değil, yeter ki onları getir!
I don't care what you have to do.
Ne yapacağınız umurumda bile değil.
I don't care what you have to do.
Ne yapmanız gerektiği umurumda bile değil.
I don't care what you have to do.
Ne yapman gerektiği umurumda değil.
I mean, I think Jude and Callie are great kids, I really do, but they've only been here a little while, you don't really know what they have been through and you've got three other kids you need to take care of.
Bence Jude ve Callie harika birer çocuk ama daha bu evde yeni sayılırlar. Neler yaşadıklarını da bilmiyorsun. Ve ilgilenmen gereken üç çocuk var.
- I don't care what you have to do.
- En kısa zamanda. - Ne yapman gerektiği umurumda değil.
I want that stake, and I don't care what you have to do to get it.
O kazığı istiyorum. Nasıl alacağın da umurumda değil.