I don't know how this happened tradutor Turco
129 parallel translation
I don't know how this happened to me.
Bunu nasıl başardığımı bilmiyorum.
Do you know, I don't even remember how this happened.
Biliyor musun, bunun nasıl olduğunu bile hatırlamıyorum.
I don't know how this happened.
Bunu nedenini bilmiyorum.
I don't know how even to put this into words but I'm beginning to think that what happened to you... was not just a hallucinatory experience.
Nereden anlatmaya başlayacağımı bile bilmiyorum... ama senin yaşadığın şeylerin sadece... bir halüsinasyon olmadığını düşünmeye başladım.
I don't know how this happened.
Bu nasıl oldu bilmiyorum.
I don't know how this happened.
Nasıl oldu, anlamadım.
I don't know how this happened.
Bu nasıl oldu, bilmiyorum.
I don't know how this happened.
Bu iş nasıl böyle oldu, bilmiyorum.
I don't know how this happened to her, of all people.
Bu nasıI oldu bilmiyorum. Hem de ona.
Well, I don't know how amusing this is, but this is the most amazing thing that ever happened to me.
Bu ne kadar komik bir hikaye bilmiyorum ama bu başıma gelen en harika şeydi...
I don't know how all this happened.
Bütün bunlar nasıl oldu bilmiyorum.
I don't know how this could've happened.
Bu iş nasıl oldu anlamadım.
I don't know how this could have happened.
Bunun nasıl olabildiğini bilmiyorum.
I don't know how to say this, but something happened to Sara last night.
Nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum ama dün akşam Sara'nın başına bir şey geldi.
I don't know how this happened.
Nasıl olduğunu bilmiyorum.
I don't know how this happened.
Nasıl oldu anlamıyorum.
I don't know how this happened to you or why, but you may just be the luckiest man on Earth.
Bunun sana nasıl ve niçin olduğunu bilmiyorum,.. ... fakat sen dünyadaki en şanslı erkek olabilirsin.
I don't know how this happened.
Kesinlikle.Bu nasıl oldu bilmiyorum.
I don't know how this happened.
Bunun nasıl olduğunu bilmiyorum.
But I don't know how this happened.
Ama bunun nasıl olduğunu bilmiyorum.
I don't know how this could have happened.
Bu nasıl olmuş hiç bilmiyorum.
I don't know how this happened, but let me explain.
Açıklamama izin ver.
I had a chance to go back and look at your file... and I don't know how this happened, but it seems Dr. Wiggins misread the mri.
Geri dönüp dosyana bakma fırsatım oldu ve bunun nasıl olduğunu bilmiyorum ama Dr. Wiggins MRI'yı yanlış okumuş.
I don't know how this happened.
Nasıl oldu bilmiyorum.
I don't know how this could've happened.
Nasıl olduğunu hala anlayabilmiş değilim.
Scud, I don't know how this happened to me, but being bad doesn't feel good anymore.
Scud, bunun bana nasıl olduğunu bilmiyorum ama kötü olmak artık güzel değil.
At one moment, I don't know why, I don't know how, this happened...
- Bir an geldi, bilmiyorum neden, nasıl olduysa şöyle bir şey oldu...
I don't know how this could've happened.
Nasıl olabildi bilmiyorum.
I... I don't know how this happened.
Bunun nasıl olduğunu bilmiyorum.
Well, I really don't know how this happened... but I guess this is the last time I get to see you.
Pekala, bunun nasıl olduğunu gerçekten bilmiyorum... ama sanırım bu seni son görüşüm.
Apparently, I'm officially in this conversation. - Don't know how it happened, but...
Ve resmen bu sohbete girmiş bulunuyorum.
[George] I don't know how this happened.
Bu nasıl oldu bilmiyorum.
- I don't know how this happened. - Of course you do.
- Nasıl olduğunu bilmiyorum.
What happened? I don't know how, but they broke into my apartment and they tore the place up, and they left this note.
Bilmiyorum ama daireme girmişler ve her yeri dağıtmışlar ve bu notu bırakmışlar.
I just don't know how this could have happened.
Bunun nasıl olabildiğini bilmiyorum.
Look, Rita, I don't know how this happened, okay?
Bak, Rita, nasıl böyle olduğunu ben de anlamadım, tamam mı?
I don't know how that happened this time.
Bu kez nasıl yanıldım bilmiyorum.
- Look, I don't know how this happened.
- Dinle, neler olduğunu bilmiyorum.
Oh, I just don't know how this happened.
Sadece bunun nasıl olduğunu bilmiyorum.
I don't know how this all happened.
Tüm bunlar nasıl oldu bilmiyorum.
I don't know exactly how this happened, but one of her friends started passing around some stuff and they said that it was clove cigarettes.
Tam olarak nasıl oldu hala bilemiyorum ama,... kızın arkadaşlarından biri etrafta dolanmaya ve.. .. sigara gibi olduğunu söylediği şeyleri göstermeye başladı.
- I don't know how this happened.
- Bu nasıl oldu bilmiyorum.
I don't know how this happened!
Bunun nasıl olduğunu bilmiyorum.
I don't know how this happened.
Nasıl bu hale geldi, bilmiyorum.
I am, sir. I don't know how this happened.
Evet, Amirim öyle.
I don't know how this could've happened.
Bu nasıl olabildi bilmiyorum.
I don't really know how this happened, but the trunk came forward into the back seat.
Bunun nasıl olduğunu tam olarak bilmiyorum ama ağaç neredeyse arka koltuğa kadar girdi.
Well, I don't know how this all happened.
Bu nasıl oldu bilmiyorum.
And then, this you-and-I happened and I thought... I don't know, maybe. And I guess I should have told you but I really needed to know exactly how you felt first.
Sonradan sen ve ben başladık ve düşündüm ki, bilemiyorum belki, belki de sana söylemeliydim ama tam olarak nasıl hissettiğini bilmem gerekiyordu.
I don't know how this happened.
Nasıl bu hale geldim, bilmiyorum.
I don't know how it happened, but you seem to have some communion with this island, John.
Ne şekilde bilmiyorum, ama bu adayla bir bağın var gibi gözüküyor John.