I don't know what to do tradutor Turco
5,411 parallel translation
I don't know what to do.
Ne yapacağımı bilmiyorum.
Makes me so damn angry, I don't know what to do with myself.
Bu, beni çok sinirlendiriyor. Ne yapacağımı bilemiyorum.
You don't want to know what I do.
Ne iş yaptığımı bilmek istemezsin.
Get this, get this. I gave this young lady my best "you don't want to know," and she still refused to ask me what I do.
Bu genç bayana en iyi "bilmek istemezsin" lerimden veriyorum oysa hâlâ ne iş yaptığımı öğrenmek istemiyor.
Why the hell would he be headed there? I don't know. What do you want me to do?
Bu akşam Neil Gaiman okuyabilir miyiz?
Wh... I don't know what else to do.
- Başka ne yapabilirim bilmiyorum.
I don't, but what I do know is that we worked so hard to get back together again and now we're just, what, gonna split up again?
Bilmiyorum, Ancak bildiğim bir şey var ki o da tekrar bir araya gelmek için çok çaba saffettik. Ne uğrunaydı? Tekrar ayrılmak için miydi?
But... I can't think straight, I don't know what to do.
Ama düzgün düşünemiyorum, ne yapacağımı bilmiyorum.
Your confidence in my integrity moves me in ways I don't even know what to do.
Onuruma duyduğun güven beni o kadar etkiliyor ki ne yapacağımı bile bilmiyorum.
Um, I don't really know what to do. This seems kind of simple.
Ne yapayım şimdi bilemedim.
- I don't know what to do, Mom.
- Ne yapacağımı bilmiyorum, anne.
Yeah, well, we could sit around here and try to figure it out, but we got a date South of the border, so what do you say we just, I don't know, let those little moments go?
Burada kalıp ne olduğunu çözmeye çalışabiliriz. Ama güneyde gidilecek bir yerimiz var. O durumu kendi haline bırakabiliriz.
I know. Mom, I don't know what to do.
Anne, ne yapacağımı bilmiyorum.
I-I don't even know what it looks like, but you-you have to do something, you have to save him.
Ben nasıl göründüğünü bile bilmiyorum ama bir şey yapmalısın, onu kurtarmalısın.
I... I don't know what to do with it.
- Ne yapacağımı bilemedim.
I still don't know what it is you think you're going to do to him.
Adama ne yapmayı düşünüyorsun, ben hâlâ anlamadım.
I don't know what they're gonna do to me.
Bana ne yapacaklar bilmiyorum.
Know what, henry? I don't know what I'm going to do, But that's a good idea.
Aslına bakarsan Henry, henüz ne yapacağıma karar vermedim ama bu güzel fikirmiş!
[clears throat] I don't really, uh... I don't really know what to do with myself right now, you know?
Şu an... ne yapmam gerektiğini hiç bilmiyorum?
I don't know what to do.
- Ne yapmam gerektiğini.
I don't know what to do with him.
Ne yapacağımı bilemiyorum.
Yeah. I don't know what to do.
Ne yapacağımı bilmiyorum.
I don't know what to do with ruby.
Ruby'le ne yapacağımı bilmiyorum.
I still don't know what this has to do with sweets.
Bunun şekerlemelerle ilgisi ne hala bilmiyorum.
Now, I don't want to know what it is, but I do know that you've either got to kill it or to cure it.
Ne olduğunu bilmem gerekmiyor. ama onu ya yok edeceksin ya da tedavi edeceksin.
And I don't care if it's the drugs or what, but do you want to know what you are to me, in this house?
Uyuşturucudan olup olmaması umurumda değil bu evde benim için nesin biliyor musun?
But I don't know what to do.
Ama ne yapacağımı bilmiyorum.
I don't know what's going on, but I got nothing to do with this.
Burada ne oluyor bilmiyorum ama bununla bir ilgim yok benim.
And I don't think I saved it the last time I went through it and I don't know what to do.
Son yaptıklarımı kaydetmedim ve şu an ne yapacağım bilmiyorum.
If you don't, I... I don't know what they may do to him.
Eğer vermezsem ona ne yaparlar, bilemiyorum.
I mean, sometimes I have to tie a rope from my ankle to the bed'cause I don't even know what I do at night.
Yani, bazen ayak bileğimi yatağa bağlamak zorunda kalırım. çünkü ben bile geceleyin ne yaptığımı bilmem.
You don't even know what I am going to do.
Daha ne yapacağımı bile bilmiyorsun.
And I don't even know what'll happen to her, so do you see w-why...
Ve Lina'ya ne olacağını bilmiyorum bile.
I don't know what you're trying to do here, son, but you're doing it the wrong way.
Ne yapmaya çalıştığını bilmiyorum evlat. Ama yanlış şekilde yapıyorsun.
Well, I guess we should just go to Ba Sing Se and try our luck there. I don't know what to do.
Pekala, bence doğrudan Ba Sing Se'ye gidelim ve şansımızı orada deneyelim.
And long story short, he hates me, and I could really use Jessica's help to run some interference, but I'm the new guy, it's only my second case, and I don't know what to do.
Uzun lafın kısası adam benden nefret eder. Bu konuda Jessica'nın yardımı çok makbule geçer. Fakat burada yeniyim ve bu ikinci davam.
I don't know what I'm supposed to do.
- Ne yapacağımı bilmiyorum.
- I don't know what to do.
- Ne yapacağımı bilmiyorum.
I just don't know what to do about it.
Bu konu hakkında ne yapacağımı hiç bilmiyorum.
I just don't know what to do.
Ne yapacağımı hiç bilmiyorum.
I mean, so many suggestions, I don't know what to do.
Bir sürü öneri var, ne yapacağımı bilemedim.
I don't know what to do with you.
Seninle ne yapacağımı bilmiyorum.
Look, I don't know what I'm gonna do about alison, But I am going to that stupid audition.
Alison'la ne yapacağım hiç bilmiyorum ama o aptal seçmeye gideceğim.
I don't know what to do. - Maybe I should text her.
Oldukça tuhaf ve ben ne yapacağımı bilmiyorum.
I don't know how... How to start. Or what to do...
Nasıl yapacağımı, nasıl başlayacağımı ya da ne yapacağımı bilmiyorum.
Yeah. I don't know what else to do with it.
Evet, bunlarla başka ne yaparım bilmiyorum.
But I don't know what I am supposed to do?
Ne yapacağımı bilmiyorum ki ama.
I don't know what to do.
Ne yapacağım, bilemiyorum.
I don't know what I'm going to do yet.
Şimdilik ne yapacağımı bilmiyorum.
And I don't know what to do with it or where to put it, I just...
Bu sinirimle ne yapacağımı veya nasıl yatıştıracağımı bilmiyorum.
I don't know what to do.
- Ne yapacağımı bilmiyorum.