I feel sorry for her tradutor Turco
203 parallel translation
I feel sorry for her.
Onun için üzülüyorum.
But I feel sorry for her
Ama onun için üzülüyorum.
Anyway, I feel sorry for her.
Her neyse, ondan özür diliyorum.
I feel sorry for her!
- Kıza acıyorum.
I feel sorry for her.
Ben de kızcağıza acıyorum.
To be honest, I feel sorry for her.
Dürüst olmak gerekirse, kız için üzülüyorum.
- I feel sorry for her.
- Kız için üzülüyorum.
I feel sorry for her.
Ona acıyorum.
Well, I feel sorry for her, you know?
Aslında, ona acıyorum. Biliyorsun, takma bir gözü var.
And I feel sorry for her.
Ve onun için üzülüyorum.
I don't care about you, but I feel sorry for her.
Sen umurumda değilsin, ama onun için üzülüyorum.
I feel sorry for her, but what can I do?
Onunn adına üzgünüm, fakat ne yapabilirim?
I heard she urged him to be the Captain, but I feel sorry for her.
Kaptan olması için onu teşvik ettiğini duydum, ama kendine yazık etmiş işte.
Look, I feel sorry for her. I want to help her.
Bak, onun için üzülüyorum, yardım etmek istiyorum.
Yeah. Well, I feel sorry for her, Mama.
Onun için çok üzülüyorum, anne.
I feel sorry for her family.
Ben asıl ailesi için üzülüyorum.
In the certain form, I feel sorry for her.
Onun için de insan üzülüyor, bir anlamda.
I feel sorry for her.
Üzülüyorum.
I feel sorry for her.
Jane için üzülüyorum.
Sometimes I think my mom would like me to stay home in a wheelchair with a tube down my throat. She's always worrying. I feel sorry for her.
Bazen, tekerlekli sandalyede boğazıma bir tüp bağlanmış ağlarken, annemin evde kalmamı istediğini düşünüyorum.
Yes, I know, but she's always been awfully kind to me, and I feel so sorry for her.
Evet, ama bana karşı hep çok nazik davrandı, onun için üzülüyorum.
Anyway, I feel sorry for him
Her neyse, onun için üzülüyorum.
I can only feel sorry for her.
Sadece onun için üzülüyorum.
I really feel sorry for her.
Onun için gerçekten üzülüyorum.
I feel kind of sorry for her.
Onun için üzülüyorum.
I feel so sorry for her.
Onun için çok üzülüyorum.
I'm trying to make you feel sorry for her.
Onun için üzülmenizi sağlamaya çalışıyorum.
I feel sorry for you, though.
Senin için her ne kadar üzülsem de.
I feel almost sorry for her.
Onun için neredeyse üzüleceğim.
I feel a bit sorry for her sometimes.
Bazen, onun için biraz üzülüyorum.
In a way, I feel sorry for you because from now on I'm gonna do everything I can to break you down
Bir bakıma, senin için üzülüyorum çünkü şu andan itibaren seni konuşturmak için elimden gelen her şeyi yapacağım.
I feel sorry for the poor bastard, trying to keep his eyes on her.
Herif için üzgünüm, karısına göz kulak olmaya çalışıyor.
- I feel a little sorry for her.
- Ona biraz acıyorum.
I don't feel sorry for her.
Ben acımıyorum.
I feel sorry for you What's going on? Why are you so sad?
Sana çok üzülüyoruz hayat ne acımasız ama herkes her istediğini yapamıyor
I feel sorry for anyone who -
Bu eve her kim gelirse -
I still feel sorry for her.
Hâlâ onun için üzülüyorum.
- I don't feel sorry for her.
- Onun için üzülmüyorum.
- I feel so sorry for her.
- Onun için üzüldüm.
But I feel kinda sorry for her.
Ama onun için üzüldüm.
Those children want to be helped. They've done everything we've asked, but i feel sorry for them.
İstediğimiz her şeyi yaptılar ama ben onlar için üzgünüm.
Every time I see I feel sorry for him.
Onu her gördüğümde üzülüyorum.
I may feel sorry for her and tell you.
Belki o zaman söylerim.
I'd feel sorry for her...
Onun için üzülüyordum.
I feel sorry for whoever that is.
Her kimse acıyorum ona.
She's useless, I'd give her away but I feel too sorry for her.
İşe yaramazdır, kovucam ama onun için çok üzülüyorum.
- I feel so sorry for her.
- Onun adına çok üzüldüm.
In fact, I feel sorry for NBC, because as soon as you start in on them, they're gonna be sorry they ever fired her in the first place.
Aslında ben NBC için üzülüyorum çünkü sen onlara saldırmaya başlayınca onu kovdukları için çok, pişman olacaklar.
This is the first time I didn't feel sorry for her.
Bu O'nun adına üzgün olmadığım tek andı...
I feel very sorry for her.
Onun için çok üzülüyorum.
I feel sorry for the one who has to mop up her tears
Çabuk kurur!