I gathered tradutor Turco
687 parallel translation
- No... I-I-I I gathered. - Yeah.
Hayır, tamam, çıkardım.
So I gathered.
Ben de öyle düşündüm.
Would you mind telling me what this is all about?
Lütfen bana tüm bu olanların ne olduğunu söyler misiniz? - So I gathered by this, but you O'na söylemedin mi? - Ben gidiyorum.
I hardly know him. I gathered as much.
Hiç kuşkum yok.
- No, I gathered that.
- Bunu anladım.
I gathered that.
O kadarını anladım.
But I gathered Mr. Craig doesn't share your sympathy for children.
Ama anladığım kadarıyla Bay Craig sizin çocuk sevginizi paylaşmıyor.
I didn't. I gathered as much when I heard you were here.
Burada olduğunu öğrenince anladım.
You know how I gathered and destroyed every single item in Germany and Poland that might have served as a clue to my identity.
Almanya'da ve Polonya'da kimliğimi ele verebilecek herşeyi yok etmeyi başardım.
I gathered that.
- Orasını anlamıştım.
Yeah, so I gathered.
- Evet, orasını anladım.
- I gathered that.
- Tahmin etmiştim.
I gathered she resented you knowing anybody else.
Anladığım kadarıyla başkalarıyla da görüşüyor olmana içerledi.
So I gathered!
Tam da tahmin ettiğim gibi!
I gathered myself and finished school and entered a university.
İstemesem de çalışmak zorunda kaldım.
I gathered.
Anlıyorum.
- I gathered.
- O kadarını anladım.
- Honey, I gathered that.
- Tatlım, o kadarını anladım.
So I gathered from your chauffeur.
Şoföründen bunu anladım.
I gathered them here
Onları buraya ben topladım.
So I gathered. By a pretty girl with no references.
Yani toparlarsak, referansı olmayan güzel kız.
I gathered as much from the Sergeant.
Çavuştan gerekli bilgiyi aldım.
So I gathered.
Tamam, şimdi anlıyorum.
Well, I gathered so he could spend more time with one of the guests.
Anladığım kadarıyla konuklarından biri ile fazla vakit geçirmek istiyor.
I gathered that.
Bunu tahmin etmiştim.
" I remember when the people gathered at the Moscow Council
"Hatırlıyorum insanlar Moskova Konseyinde toplandı"
- So I'd gathered that too.
- Ben de aynıydım.
- So I gathered by this, but you.......... didn't tell him? - I'm going away. What would be the good.
Ne iyi olacak. o sadece onu endişelendirir ve gitmesine neden olur..
All these things I've gathered in my journeys.
Tüm bunlar bu yolculukta topladıklarım.
The war has been over for many years, but I've gathered, as Zola says there were times in that campaign when our staffwork wasn't brilliant.
Savaş yıllardır devam ediyor, ve Zola'nın söylediklerinden çıkardıklarım yürütülen mücadele esnasında kadromuzun çok da parlak işler yapmadığı zamanların var olduğu.
- I sorta gathered that.
- Peki, dediğin gibi olsun.
We're gathered here to join Zerelda Cobb and Jesse Woodson James in the bonds of holy matrimony...
Burada, Zerelda Cobb ve Jesse Woodson James'i evlendirmek için biraradayız.
I went to your lodging and gathered your belongings the police had not confiscated.
Pansiyonunuza gittim ve polisin el koymadığı eşyelerınızı topladım.
Am I to understand you gathered this information before doing your last stretch?
Bu bilgileri, son tutuklanışınızdan önce topladığınızı anlıyorum, öyle mi?
In the meantime, I'm sure you'll want to hear from some of the folks... who have gathered here to hope and pray for Leo's rescue.
Bu arada, Leo için dua etmek üzere buraya toplanmış olan bazı kişilerin düşüncelerini duymak isteyeceğinize eminim.
When I tied her veins above her hand, I hear how people gathered there predict her future misfortunes.
Damarlarını elinin yukarısında bağladığımda, insanların onun hakkında gelecekteki talihsizlikleri tahmin ettiklerini duydum.
I have heard many stories, my lord, of the treasure you have gathered.
Sizin topladığınız hazineyle ilgili pek çok hikaye duydum, efendim.
I guess you've gathered I'm not the man she was screaming about.
Sayıklayıp durduğu adamın ben olmadığını anlamışsındır.
I say it in my heart, it's a welcome sight to see you folks here gathered.
Bana böylesine sıcak bir karşılama töreni düzenlemek için bir araya geldiğinizi yüreğimde hissedebiliyorum.
Yes, I kind of gathered that.
Evet, ben de bunu öğrendim.
We're gathered here to unite this man and this woman I trust it will symbolize your union.
Bugün burada bu kadın ve adamı evlendirmek üzere toplandık. ... beraberliği sembolize eder...
I rather gathered that.
Ben zor toparladım.
Where several are gathered together in my name there will I be.
Benim adıma birkaçınız bir araya geldiğinizde ben de orada olacağım.
I know the time by the lowing of the cow ready to be milked... and the cackle of the hen when the egg shall be gathered.
Zamanı ineğin sağılmak için eğilmesiyle biliyorum ve tavuğun yumurtlayınca gıdaklamasıyla.
As you already gathered this afternoon Lady Dean, I have a passion for gadgets.
Bugün öğle gördüğünüz gibi Leydi Dean, mekanik aletlere tutkum vardır.
A crowd was gathered by the Yamakawa embankment, so I stopped to look.
Yamakawa setinin etrafında toplanmış bir kalabalığa bakmak için durdum.
I name you names Marat the names of those who have gathered at Caen.
İşte söylüyorum isimleri Marat Caen'da toplananların isimlerini.
I thought you might have gathered a little from...
Ohh, sanıyorum ki ondan biraz alabilirsin
Would it have hurt us, I wonder, just to have gathered a few laurel leaves?
Acaba biraz defne yaprağı toplasaydık, bize bir zararı olur muydu?
"And I saw the beast, and the kings of the earth," "and their armies gathered together to make war with him" "that sat upon the horse..."
Sonra canavarı, dünya krallarını ve onların ordularını, ata binmiş Olan'la O'nun ordusuna karşı savaşmak üzere-- -
I hadn't gathered three sprigs of it
3 bahar boyu derleyemedim...