I give you my word tradutor Turco
734 parallel translation
"I give you my word, Count!"
"Söz veriyorum Sayın Kont."
" I give you my word, Mr.Helius, that during the hour after an agreement would be found,
" Sana söz veriyorum, Bay Helius, anlaşmamızdan bir saat sonra,
- I give you my word of honor.
- Size şeref sözü veriyorum.
I give you my word that you will never be troubled with Hyde again.
Size söz veriyorum, Hyde tarafından bir daha asla rahatsız edilmeyeceksin.
But, Mignette, I give you my word.
Ama Mignette, sana söz veriyorum.
I give you my word.
Söz veriyorum.
I give you my word of honour.
Şeref sözü veriyorum.
I give you my word, if anything else happens, I'll go insane.
Bak söylüyorum, bir şey daha olursa kafayı yiyeceğim.
I give you my word of honor.
Söz veriyorum.
- I give you my word
- Yemin ederim! - Sözümü kesme bir!
I give you my word, they were confiscated legally.
İnanın bana onlara yasal olarak el konmuştu.
I give you my word.
Doğru söylüyorum.
I give you my word, madame I would not allow my political beliefs to affect my teachings of your children.
Söz veriyorum madam çocuklarınızın eğitiminde politik inançlarımın etkili olmasına izin vermem.
I give you my word as an embezzler that I'll be back in two minutes.
Zimmete para geçiren biri olarak söz veriyorum, iki dakikada geleceğim.
I give you my word.
Size söz veriyorum.
In the meantime, I give you my word of honor :
Bu arada, Şeref sözü veriyorum :
No, I give you my word.
Hayır, Bunun olmayacağına söz veririm.
I give you my word that Sherlock Holmes will be the first person to open it.
Size söz veriyorum, onu ilk açacak kişi Sherlock Holmes olacaktır.
I give you my word of honor that there isn't a thing to say the police know we're alive.
Polisin bizden hiç haberi yok. İnan bana lütfen.
I give you my word.
- Sana söz veriyorum.
I give you my word, it's weeks since I read it.
Emin olun, kitabı okuyalı haftalar oldu.
You will never hear of him again. I give you my word.
Bir daha onun adını duymayacaksınız, size söz veririm.
I give you my word.
Söz veriyorum ya.
I give you my word.
Sana söz veriyorum.
- I give you my word, if I do, Daughter, I'll take you right out of there with me.
- Şunu iyi bil kızım, oradan seni de yanımda çıkarırım.
- If I give you my word, will you give me yourn?
- Sana söz veriyorum ama sen de bana söz verecek misin?
- I give you my word that I'll escape if I can.
- Sana söz veriyorum kacabilirsem kacacağım.
I give you my word
- Söz. Sözüm söz.
Look, Lieutenant, I give you my word of honor, I- -
Bak teğmeni sana şeref sözü veriyorum ki...
You'll see him in a few minutes, I give you my word.
Onu birkaç dakika içinde göreceksiniz. Söz veriyorum.
I give you my word not to fire before you do.
Sizden önce ateş etmeyeceğime söz veriyorum.
Emiliano, I give you my word.
Emiliano, söz veriyorum.
I give you my word, I feel, to you like...
Sana söz veriyorum Billy.
And for the rest of that tour i'll give you my word, sir john, she was tallulah.
Ve turnenin sonuna kadar, inanın bana Sir John tek kelimeyle müthişti.
I'll give you my word... and you know that I never break my word.
Sana söz veriyorum ve bilirsin sözümden asla dönmem.
I'll give you my word I won't report you.
Sizi ihbar etmeyeceğime dair söz veriyorum.
- Swear it. - I'll give you my word.
- Söz veriyorum.
I'll give you my word, till Lordsburg.
Lordsburg'e kadar kaçmayacağıma dair söz veriyorum.
I give my word. You can have it as soon as Carol's home.
Sana söz veriyorum, Carol buraya gelir gelmez adresi alacaksın.
One more bad word about my boss, and I'll give you what for!
Patronum hakkında tek bir kötü söz daha ederseniz gösteririm size!
All i can do is give you my word that any information you give me i'll treat as confidential.
Söylediklerinizin gizli kalacağına söz vermekten başka bir şey yapamam.
You have only my promise, but I give it sincerely that if we are allowed to leave peacefully no word of what we have seen shall be passed on to a living soul.
Sözüme güvenin, içtenlikle söylüyorum ki eğer barış içinde buradan ayrılmamıza izin verilirse yaşayan tek bir canlıya gördüklerimiz hakkında tek bir söz edilmeyecektir.
I gave you my word, and I still give it to you.
Sana söz vermiştim ve hâlâ veriyorum.
I give you my solemn word nothing irregular will occur.
Usulsüz bir şey olmayacağına söz veriyorum.
I'll give you my word on that, he'll retire as top soldier.
Söz veriyorum önemli bir asker olarak emekli olacak.
I give you my word.
Söz veririm.
I've made a fair start. While you're my prisoner, it will make it a lot easier if you'll give me your word not to try to escape.
Ben ufak bi baslangıc yaptım sen benim mahkumumken daha kolay olacak.
I'll give you my word to return.
Geri döneceğime söz veriyorum.
I give you my word I'll go easy on him.
... söz veriyorum ona karşı merhametli olacağım.
I'll give you my word because I believe you.
Sana inandığım için söz veriyorum.
I give you my word, Billy.
Tamam.