I got a plane to catch tradutor Turco
110 parallel translation
I got a plane to catch.
Yakalamam gereken bir uçak var.
I got a plane to catch.
Uçağa yetişmeliyim.
- I got a plane to catch in three hours.
- Üç saat sonra uçağa biniyorum.
I got a plane to catch.
Neyse, uçağı kaçırmayayım.
Well, listen, I got a plane to catch.
Bakın, uçağa yetişmem gerek.
I can't. I got a plane to catch.
Yapamam.Uçağa yetişmem lazım.
I got a plane to catch!
Yetişmem gereken bir uçak var.
Well, I got a plane to catch.
Yetişmem gereken bir uçak var.
I got a plane to catch.
Ama şimdi yakalamam gereken bir uçak var.
Look, I got a plane to catch.
Bak, yetişmem gereken bir uçak var.
Hey, I got a plane to catch.
Uçağa yetişmeliyim.
- I got a plane to catch. - You can't go.
- Yetişmem gereken bir uçak var.
I got a plane to catch to Singapore in 20 minutes.
Senin için çok çekici dedi, sanırım söylediği buydu.
I got a plane to catch to Singapore tonight, and if that Rockwell doesn't arrive in time and I disappoint my buyer, then you is a dead man.
Bu gece Singapore gidecek uçağa yetişmem lazım, eğer Rockwell zamanında yetişmezse ve alıcımı üzersem, o zaman ölü bir adam olursun.
I got a plane to catch to Singapore in 20 minutes.
Singapur'a 20 dakika içinde kalkacak uçağa yetişmeliyim.
I got a plane to catch.
uçağa yetişmem gerekiyor.
No, I got a plane to catch.
Uçağıma yetişmem lazım. Gitmeliyim.
I got a plane to catch.
Yetişmem gereken bir uçuş var.
Look at the time. I got a plane to catch.
Yetişmem gereken bir uçak var.
And I got a plane to catch.
Benim de yakalamam gereken bir uçak var.
I got a plane to catch.
Yetişmem gereken bir uçak var.
- I've got a plane to catch.
- Uçağa yetişmem lazım.
I've got a plane to catch.
Yetişmem gereken bir uçağım var da.
Well, Chuck, it's been fun. But I've got a plane to catch and a story to write.
Neyse Chuck, çok eğlenceliydi ama yetişilecek bir uçak ve yazacak bir hikayem var.
- I've got a plane to catch.
- Uçağa yetişmeliyim.
- I've got a plane to catch.
- Doğru ya. Uçağa yetişmem lazım.
Look, I've got a plane to catch.
Yetişmem gereken bir uçağım var.
I mean, we got a plane to catch.
Uçağa yetişmemiz gerek.
Look, uh, I know you've got a plane to catch in Anchorage on Saturday, and I know I'm supposed to fly you there, but I have this errand... I have to run Saturday afternoon, and by the time I'm finished we'll be really late.
Bak, ee, biliyorum Cumartesi Anchorage'da yakalaman gereken bir uçak var ve biliyorum seni oraya benim götürmem gerekiyordu, ama Cumartesi öğleden sonra yapmam gereken bir iş var ve ben onu bitirene kadar çok geç kalırız zaten.
I got a plane to catch.
Uçağa yetişeceğim de.
I've got a plane to catch in about two hours.
Yaklaşık 2 saat içinde yakalamam gereken bir uçak var.
I know you've got a plane to catch and the traffic to the airport is probably very bad, so in the spirit of the Christmas season, why don't you just take off early, hmm?
Bak Roz, uçağı yakalaman lazım ve hava alanı trafiği muhtemelen kötüdür. Noel hatırına erken ayrılsana.
Looks like I've got a plane to catch.
Duruma bakıIırsa yakalamam gereken bir uçak var.
I have a plane-o to catch-o, got it?
Uçağa bineceğimos, yetişmemos, anladın mı?
I've got a plane to catch.
Uçağa yetişmeliyim.
Well, you have got a plane to catch, and I have got some work to do.
Uçağına yetişmen gerekiyor, benim de yapacak işlerim var, o halde...
I got a plane to catch.
Evet.
I've got a plane to catch.
Bir uçağa yetişmem lazım.
Because I got to catch a plane here.
Çünkü uçağı yakalamam gerekiyor.
I got to catch a plane to Florida.
Florida'ya kalkan uçağa yetişmem lazım.
I've got a plane to catch.
Yakalamam gereken bir uçak var.
- Excuse me. I got to catch a plane.
Uçağıma yetişmeliyim.
I've got a plane to catch.
Yakalamam gereken bir uçağım var.
BUT, UH, WE GOT A PLANE TO CATCH. I'LL, UH, I'LL SEND YOU POSTCARDS, FROM RIO AND...
Sana Rio'dan, Positano'dan ve Pekin'den kart atarım.
Sorry, I'm going to Africa today, I've got a plane to catch.
Üzgünüm, bugün Afrika'ya gidiyorum. Uçağa yetişmem gerek.
- I got a plane to catch.
Uçağıma yetişmem lazım.
If you'll excuse me, boys, I've got a plane to catch.
Eğer izin verirseniz, yakalamam gereken bir uçak var.
Anyway, I got to catch a plane.
Üzgünüm. Her neyse, uçağa yetişmeliyim.
I got to catch a plane in two hours for Geneva, and if I'm late,
İki saat içinde Cenova'ya giden uçağı yakalamam gerekiyor ve geç kalırsam,
I've got a plane to catch!
Yakalamam gereken bir uçak var!
Well, I could watch you two all day, but I've got a plane to catch.
İkinizi bütün gün izleyebilirim, ama yakalamam gereken bir uçak var.