I got here as soon as i could tradutor Turco
91 parallel translation
- I got here as soon as I could.
- Mümkün olduğunca çabuk geldim.
I got here as soon as I could.
Olabildiğince çabuk geldim.
I got here as soon as I could.
Elimden geldiğince çabuk geldim.
- I got here as soon as I could, Jason.
- En çabuk şekilde buraya geldim Jason.
I GOT HERE AS SOON AS I COULD.
Buraya gelebildiğim kadarıyla geldim.
I got here as soon as I could.
Ben elimden geldiğince çabuk geldim.
I mean... I got here as soon as I could.
Yani mümkün olabildiğince çabuk buraya geldim.
I got here as soon as I could.
Gelebildiğim kadar hızlı geldim.
I got here as soon as I could.
Mümkün olduğunca çabuk geldim.
I got here as soon as I could.
Elimden geldiğince erken geldim.
I got here as soon as I could.
Elimden geldiğince çabuk geldim Sayın Başkan.
- I got here as soon as I could.
Buraya olabildiğine çabuk geldim.
- I got here as soon as I could.
- Ben en kısa zamanda olabildiğince burada var.
I got here as soon as I could.
Elimden geldiğince hızlı geldim.
- I got here as soon as I could.
- Olabildiğince çabuk geldim. - Tamam, harika.
Burton, I got here as soon as I could.
Burton, olabildiğince çabuk geldim.
I got here as soon as I could.
Mümkün olduğunca çabuk geldim. - Onlarla konuştun mu?
I got here as soon as I could.
Hemen gelmeye çalıştım.
- I got here as soon as I could.
Elimden geldiğince çabuk geldim.
- I got here as soon as I could.
- Olabildiğince çabuk geldim.
I got here as soon as I could.
Elimden geldiği kadar çabuk geldim.
I got here as soon as I could.
Mümkün olduğu kadar çabuk geldim. Ne oldu?
I got here as soon as I could.
Ancak şimdi gelebildim.
I got here as soon as I could- - is she okay?
Elimden geldiğince çabuk geldim. Durumu iyi mi?
I got here as soon as I could.
Gelebileceğim en çabuk şekilde geldim.
- Sir... - I got here as soon as I could. - Oh!
- Hemen geldim.
I got here as soon as I could. Is she okay?
- Gelebileceğim kadar çabuk geldim.
Boss, I got here as soon as I could.
Patron çabucak geliverdim.
I got here as soon as I could.
En kısa zamanda gelmeye çalıştım.
Susan, I got here as soon as I could.
Susan, olabildiğince çabuk geldim.
Grace, I got here as soon as I could.
Grace, duyar duymaz yola çıktım.
I'm sorry, I got here as soon as I could.
Üzgünüm, elimden geldiğince çabuk geldim.
I got here as soon as I could.
Elimden geldiğince erken gelmeye çalıştım.
Oh, hey, I got here as soon as I could.
Gelebildiğim kadar hızlı geldim.
I'm sorry, I got here as soon as I could.
Üzgünüm elimden geldiği kadar erken geldim.
Hey, I got here as soon as I could.
Selam, hemen gelmeye çalıştım.
Got here as soon as I could.
Olabildiğince çabuk geldim.
Got here as soon as I could.
Mümkün olduğunca çabuk geldim.
Got here as soon as I could.
Duyar duymaz geldim.
Got here as soon as I could.
Elimden geldiğince çabuk gelmeye çalıştım.
I got him here as soon as I could.
Onu elimden geldiğince çabuk getirdim.
I'm sorry, Mr Vice President. I got back here as soon as I could.
Özür dilerim, Sayın Başkan Yardımcısı en kısa sürede buraya döndüm.
Agent Jones and I got here as soon as we could.
Ajan Jones ve ben hemen buraya geldik.
- Got here soon as I could.
- Bir an önce gelmeye çalıştım.
Sorry, got here as soon as I could.
Affedersiniz, en kısa sürede geldim.
I got here as soon as I could, but I-I need to get in there.
Olanları haberlerde duyup hemen geldim.
Hey. Got here as soon as I could.
Olabildiğince çabuk geldim.
I got down here as soon as I could just like you asked.
İsteğin üzere en kısa zamanda geri geldim.
♪ We're taking on the bad guys... ♪ I got here soon as I could.
Buraya mümkün olduğunca çabuk geldim.
Got here as soon as I could.
Olabildiğince çabuk gelmeye çalıştım.
Sorry, Jason, but you told me to come find you as soon as I got here, so we could go over your speech.
Üzgünüm, Jason, fakat bana dedin ki buraya gelir gelmez, seni bulup konuşmaya hazırlanacağız.