I gotta hand it to you tradutor Turco
169 parallel translation
I gotta hand it to you, Doc, you're all right.
İtiraf etmeliyim ki Doktor, çok iyisin.
- I gotta hand it to you.
- Seni kutlamam gerek. - Neden, Frank?
I gotta hand it to you.
Beni kötü bir tuzağa düşürdünüz.
I gotta hand it to you, Shark.
- Hakkını vermeliyim Köpekbalığı.
I gotta hand it to you.
Çok iyisiniz Bay Fisher.
Oh, I gotta hand it to you.
Sana hakkını teslim edecektim.
I gotta hand it to you.
Seni alkışlamam lazım.
I gotta hand it to you, kid.
Hakkını vermem lazım, evlat.
I gotta hand it to you, kid.
Hakkını yememeliyim.
Billy, I gotta hand it to you.
Billy, hakkını vermeliyim.
I gotta hand it to you about those handcuffs.
Şu kelepçeler hakkında size onu vermem gerekiyordu.
I gotta hand it to you... you hung on longer than anybody else.
Ama hakkını vermeliyim herkesten fazla dayandın.
I gotta hand it to you.
Ne adamsın.
I gotta hand it to you.
Hakkınızı vermeliyim.
I gotta hand it to you, Barn, super dope grown in super time means a super buzz.
Sana yardım lazım, Barn, Süper zamanda süper uyuşturucu yetiştirme eşittir süper uçuş.
I gotta hand it to you, doc.
Sana havluyu ben uzatmalıydım doktor.
Maddie, I gotta hand it to you, getting us this job.
Maddie, bu işi alarak bizim için iyi birşeyler yapmaya başladım.
You know, most drug dealers are morons, Joey, but I gotta hand it to you, you're one silky son of a bitch.
Dinle eroinciler aptal olur, Joey ama sen kuralı bozuyorsun. Sen çok zeki bir pisliksin.
ha, i gotta hand it to you, tanner.
Hakkını vermeliyim, Tanner.
- I gotta hand it to you.
- Hakkını vermeliyim.
You know, Gerald, I gotta hand it to you. You got balls.
Al bakalım cesur çocuk.
I gotta hand it to you people. You got the resiliency of ants.
Size hakkınızı vermeliyim.Sizde karıncaların çalışkanlığı var.
I gotta hand it to you, Ed.
Hakkını vermeliyim, Ed.Bu çok iyi bir fikir.
But I gotta hand it to you. There are real possibilities here.
Ama hakkını teslim edeyim, buranın imkanları harika.
I gotta hand it to you, Barbara. You got quite a wallop there.
Hakkını teslim etmem gerek Barbara, iyi dövüştün.
Jonas, I gotta hand it to you.
Jonas, hakkını vermeliyim.
I gotta hand it to you, Clarence.
Hakkını vermeliyim, Clarence.
I gotta hand it to you you're a formidable adversary.
Hakkını teslim etmem gerek. Dişli bir düşmansın.
I gotta hand it to you, Jefferson these knockoffs look just like the originals.
Hakkını teslim etmem gerek Jefferson. Bu sahteler tıpkı orijinallerine benziyorlar.
I gotta hand it to you.
Hakkını vermeliyim Roy.
I gotta hand it to you, Doc.
Hakkını yememeliyim, Doc.
I gotta hand it to you.
Hakkını vermeliyim.
I gotta hand it to you. When you showed up that day, I thought you blew the whole deal.
İtiraf etmeliyim ki, o gün eve geldiğinde her şeyi mahvettiğini düşünmüştüm.
I gotta hand it to you, Magnus.
Sana bunu söylemem gerek, Magnus.
I gotta hand it to you, Clive.
Hakkını yememek lazım, Clive.
I gotta hand it to you - - you know, this was... outstanding You know, most people don't get to enjoy their thirtieth birthday party because they're too freaked out about turning thirty.
Bunu sana borçluyum. Bu olağanüstüydü. Çoğu insan 30. doğum günü partisinde eğlenemez çünkü 30 yaşına girmenin korkusunu duyar.
Well, I gotta hand it to you, Homer.
Hakkını vermek gerekir Homer.
I gotta hand it to you, sir.
Hakkınızı vermeliyim.
Everybody thought Dad was ruthless, but I gotta hand it to you.
Babamdan bile acımasızdın.
I gotta hand it to you, man.
Seni tebrik etmeliyim, adamım.
I gotta hand it to you.
Sana el atmam gerek.
- I gotta hand it to you.
John, hakkını vermeliyim.
Stanley, I've gotta hand it to you.
Hakkını vermem lazım Stanley.
I've really gotta hand it to you, Uncle Jarv.
Onu aslında sana vermem gerek, Jarv Amca.
Wow, I gotta hand it to you Sokka.
Bu harika.
I gotta hand it to you, Al.
Sana hakkını teslim etmem gerek Al.
I've gotta hand it to you your new room looks pretty good.
Hakkını vermeliyim. Yeni odan oldukça güzel görünüyor.
No, Efrum, I've gotta hand it to you you're gone.
Hayır, Efrum, hakkını vermeliyim, sen gitmişsin.
Well, I've gotta hand it to you, Seymour.
Seni tebrik etmeliyim, Seymour.
- I gotta hand it to you, Frasier.
Hakkını vermeliyim, Frasier.
I gotta hand it to you, Homer.
Seni tebrik ederim Homer. Çok iyi bir grup.