I haven't seen her in tradutor Turco
291 parallel translation
- I haven't seen her in months.
- 2-3 aydır görmedim onu.
Why, I haven't seen her in a month of Sundays.
Görmeyeli yıl oldu.
I'm afraid that's going to be a little difficult... because we haven't been told much about her in here... and we certainly haven't seen Doris Attinger in this courtroom.
Korkarım biraz zor olacak... çünkü bize burada ondan fazla bahsedilmedi... ve bu mahkeme salonunda Doris Attinger'ı görmedik.
I haven't seen her in a long time.
Onu uzun zamandır görmedim.
Well, there are a few shades that I haven't seen her in yet.
Henüz üzerinde görmediğim birkaç renk tonu daha var.
I haven't seen her in over two years.
Onu iki yıldır görmedim.
I haven't seen her in a couple of days.
Eileen mi? Onu iki gündür görmüyorum.
I haven't seen her this happy in a long time.
Çoktan beri bu kadar güldüğünü görmemiştim.
I haven't seen Kit since one of your countrymen kidnapped her from my shack in Bermuda last summer.
Kit'i geçen yaz sizin buralı biri tarafından Bermuda'da ki kulübemden... kaçırıldığından beri görmedim.
I thought I've found her A friend I haven't seen in 20 years
20 yıldır özlemini çektiğim... dostumu bulduğumu zannettim!
For the past few years I've been performing in South I haven't seen her for a long time
Onca sene güneyde çalışıyordum onu uzun zamandır görmedim
I bet you haven't seen her in ten years.
O geri döndü. Yıllardır onu görmüyorsun, değil mi?
I haven't seen her in over a year.
Onu görmeyeli bir yılı geçti.
The reason you haven't seen me is because I normally pick Susan up at her apartment in town.
Beni görmemenizin nedeni Susan'ı şehirdeki dairesinden almam.
I haven't seen her this happy since Chris was alive.
Chris'in ölümünden bu yana onu bu kadar mutlu görmemiştim.
- I haven't seen her in a long time. - No.
Onu uzun zamandır görmedim.
I haven't seen her in a long time, we split up.
Onu uzun süredir görmüyorum, ayrıIdık.
I haven't seen her in ages.
Uzun zamandır görüşmüyorduk.
I haven't seen her in five years.
Beş yıldır görmüyordum.
I love her so much and I haven't seen her in so long.
Onu öyle çok seviyorum ve öyle uzun zamandır görmedim ki.
So I haven't seen her in three years, you know, and...
Onu üç yıldır görmüyorum, bilirsin, ve...
No, I haven't seen her in a couple of days.
- Hayır, birkaç gündür görmedim.
- Tony, I haven't seen her in a long time.
- Tony, onu... - Gail'ın burada olduğunu biliyorum.
We used to be so close, but I haven't seen her in years.
Eskiden çok yakındık, ama onu yıllardır görmedim.
I haven't even seen her in six, seven months.
Onu 6, 7 aydır hiç görmedim bile.
I haven't seen her in two days!
Onu iki gündür görmedim!
I haven't seen her in over ten thousand years. ZACK :
Bu kötü Isırgan Scorpina, onu on bin yıldır görmüyordum.
- I haven't seen her in, like, two years.
- Onu neredeyse 2 yıldır görmemiştim.
I haven't seen her in forever.
Onu sonsuza dek göremem sanıyordum.
It's my wedding anniversary... and I haven't seen her, my wife... since we made love here in Brussels nearly a year ago.
Benim evlilik yıldönümüm. Ve onu, karımı Brüksel'de seviştiğimizden beri hiç görmedim. Mektuplarımı geri çeviriyor.
I haven't seen her in months.
Onu aylardır görmedim.
And the one in the middle, she's got burn scars all over her body. I haven't seen them, but friends of mine have.
Ortadakinin her tarafında yanık izleri var, o yüzden arkadaşlarım...
Dropped her off at the theater today, and there was a smile on her face that I haven't seen in... well, far too many years.
Bugün onu tiyatroya bıraktım ve yüzünde uzun süredir görmediğim.. ... bir gülümseme vardı. Yıllardır.
I haven't seen her in like six months, and...
Altı aydır onu görmüyorum, ve...
I haven't seen you in 14 years... and now you're right next door to me every day.
Seni 14 yıldır görmedim ama şimdi her gün neredeyse kapı komşusuyuz.
I haven't seen her in over a year.
Bir senedir de görüştürmüyorlar.
I haven't seen her in a while.
Onu bir süredir görmedim.
I haven't even seen her recently because she's always at Vince's, which is definitely right, but what does that say about our friendship?
Son günlerde hiç görmüyorum. Zamanının çoğunu Vince'in evinde geçiriyor. Doğrusu da bu.
- I haven't seen her in six weeks.
- Altı haftadır yüzünü görmedim.
Berg, you had to happen on two trains and a ferry to get there! - Hey! I haven't seen her in a while
- Onu uzun zamandır görmüyordum.
I haven't seen her around here in a while.
Bir süredir onu görmemiştim.
I haven't seen her in 18 years.
Onu 18 yıldır görmedim.
I haven't seen her in over a month.
Onu bir aydır görmüyorum.
- I don't- - I haven't seen her in six years.
Bilmiyor- - 6 senedir onu görmüyorum.
I haven't seen her in ages.
Uzun zamandır onu görmedim.
I haven't seen her in such a long time.
Onu çok uzun zamandır görmemiştim.
I haven't seen her in three years.
Onu üç yıldır görmedim.
In fact, I haven't seen her for days.
Aslına bakarsan onu günlerdir görmüyorum.
I haven't seen too many naked women in my life, but her... holy Jesus... God almighty....
Hiç öyle olmamıştım.
I mean, I haven't seen her in almost a year.
Neredeyse bir yıldır hiç görmedim.
I haven't seen her in 7 years.
7 yıldır görmedim.