I haven't seen you in a while tradutor Turco
149 parallel translation
I haven't seen you in a while!
Seni uzun süredir görmedim!
Besides, I haven't seen you in a while, and it's a fucking gorgeous day,
Ayrıca seni uzun bir süredir görmedim, ve hava cok güzeI.
I haven't seen you in a while.
Seni görmeyeli uzun zaman oldu. - Öyle.
I haven't seen you in a while.
Bir süredir görmedim.
- I haven't seen you in quite a while.
- Seni epeydir görmedim.
- I haven't seen you in a while.
- Sizi bir süredir görmedim.
I haven't seen you in the movies in a while.
Sizi bir süredir filmlerde görmüyoruz.
So here we are up here. Well, I haven't seen you in a while.
Sizleri görmeyeli uzun zaman oldu.
I haven't seen you in a while, but they woulda sent me papers if you were divorcing me.
Seni uzun süredir görmüyorum ama beni boşuyor olsan belgeleri gönderirlerdi.
I haven't seen you around here in a while.
Seni bir süredir buralarda görmüyordum.
I haven't seen you this way in a while. You're usually so sedate.
Genellikle çok ağırbaşlısın.
I'm glad you came, I haven't seen you in a while.
Gelmenize çok memnun oldum, bir süredir görmüyordum sizi.
I haven't seen my father in a while, and, you know, it's...
Babamı bir süredir görmedim, ve, biliyorsun...
I just haven't seen you in a while...
Seni bir süredir göremedim...
I haven't seen you in a while.
Seni bir süredir göremiyordum.
I haven't seen you in a while.
Bir süredir yoktun.
I guess I haven't seen you in a while.
Seni bir süredir görmedim sanırım.
Berg, you had to happen on two trains and a ferry to get there! - Hey! I haven't seen her in a while
- Onu uzun zamandır görmüyordum.
Tres bien. - I haven't seen you in a while.
- Seni epeydir görmedim.
I haven't seen you in a while. Hey, Hamilton! We're going to Nell's.
Hamilton, limuzin ön tarafta!
Listen, I was taking a little vacation and I was headed in your direction, and I thought maybe I'd stop in and check on you since I haven't seen you in a while.
Dinle, Ufak bir tatile çıkmıştım ve o tarafa doğru geliyordum, düşündüm ki uzun zamandır seni görmediğim için belki sana uğrar hatrını sorarım.
I haven't seen you in a while. Keep your head on.
Seni bir süredir göremiyorum.
I haven't seen you here in a while.
Seni burada bir süredir görmemiştim.
I haven't seen you this drunk in a while.
Sen burada sarhoş olurken...
Besides, I haven't seen you in a while, and it's a fucking gorgeous day,
Ayrıca seni uzun bir süredir görmedim, ve hava çok güzeI.
I know we haven't seen each other in a while... and I feel a little funny leaving this on your machine... but I just wanted to let you know...
Bir süredir görüşmediğimizi biliyorum... ve telesekreterine bu mesajı bırakmak bana garip geliyor.
I haven't seen you in a while... and I just wanted....
Seni uzun zamandır görmedim ve sadece...
Thanks. Just when I thought I haven't seen you in a while... Sorry.
Seni bir süredir görmediğimden biraz seninle vakit geçirmek istiyorum... başka sefere artık.
Hey, I haven't seen you in a while.
Hey, hiç görünmüyorsun.
I haven't seen you here in a while, Christian.
Seni bir süredir burada görmedim Christian.
- I haven't seen you in a while. I know.
Bir süredir seni görmedim.
I haven't seen you and Jenny in a while.
Nerelerdeydin? Seni ve Jenny'i uzun zamandır görmedim de.
- I haven't seen you like this in a while.
- Seni ne zamandır böyle görmüyordum.
I haven't seen you in a while.
- Merhaba. Seni epeydir görmedim.
You know, I haven't seen you in the downtown club for a while, sir.
Siz uzun zamandır kulübe gelmiyordunuz efendim.
I just haven't seen you around in a while.
Etraflarda görünmüyorsun.
I haven't seen you in a while.
Bir süredir göremiyorum seni.
I haven't seen you in a while.
Uzun zamandır sizi görmemiştim.
I guess you haven't seen your ass in a while.
Kıçını uzun zamandır görmediğin belli, Helene.
Now that you mention it, I haven't seen brother in a while
- Ne? abimi ben de bir süredir görmedim.
Maybe it's not a big deal to you, but i just haven't seen a friendly face in a while, not since... roy went away.
Belki senin için pek bişey değildir, ama bir süredir arkadaşça bir yüz görmemiştim, Roy gittiğinden beri.
I haven't seen you in a while.
Görüşmeyeli epey oldu.
I haven't seen you in a while.
Son zamanlarda seni göremiyordum.
So, uh, I haven't seen you guys in a while, man.
Uzun zamandır sizi göremiyordum.
I haven't seen you in a while.
Seni uzun zamandır görmedim.
I haven't seen you in a while.
Görüşmeyeli baya oldu.
So I haven't seen you in a while.
Sizi bir süredir görmüyorum.
I haven't seen you in a while.
Çoktandır seni görmemiştim.
Chase, I haven't seen you in a while.
Chase, bir süredir görmemiştim seni.
Just drinking the coffee, thinking I haven't seen you in a while.
Kahve içiyorum, bir süredir görüşmediğimizi düşünüyorum.
I haven't seen you in Observation for a while, Ducky.
- Seni uzun süredir gözlem odasında görmemiştim Ducky.