I heard a lot about you tradutor Turco
508 parallel translation
I heard a lot about you!
Hakkında çok şey duydum!
I heard a lot about you.
Senin hakkında çok şey duydum.
I heard a lot about you.
Hakkınızda çok şey duydum.
I heard a lot about you and your husband, Mrs. Thorrsen.
Siz ve eşiniz hakkında çok şey duydum Bayan Thorrsen.
I heard a lot about you.
Hakkında çok şey duydum.
I heard a lot about you.
Sizin hakkınızda çok şey duydum.
I've heard a lot about you.
Senin hakkında çok şey duydum.
I sure heard a lot about you.
Hakkınızda çok şey duydum.
The pleasure's mine. I've heard a lot about you.
O şeref bana ait.
I've heard a lot about you.
Hakkınızda çok şey duydum.
I've heard a lot about you, Johnny Farrel.
Hakkında çok şey duydum Johnny Farrel.
I've heard a lot about you too, Doc.
Ben de senin hakkında çok şey duydum Doc.
I asked to see you because I've heard a lot about you.
Sizi görmek istedim çünkü hakkınızda çok şey duydum.
Mmm, I've heard quite a lot about you.
Senin hakkında çok şey duydum.
We heard a lot about you, but I guess they forgot to tell us about the gun under the table.
Hakkınızda çok şey duymuştuk. Masa altı silahından sözetmeyi unutmuşlar.
I have heard a lot about you, Mrs. Gill.
Hakkınızda çok şey duydum Bayan Gill.
I've heard a lot about you, lover-boy.
Hakkında çok şey duydum zampara.
It is a pleasure, my dear Princess, to get to know you. I have heard a lot about you.
Sevgili Prenses, sizi tanıdığıma memnun oldum.
I have heard a lot about you.
Hakkınızda çok şey duymuştum.
I've heard a lot about you.
Evet, hakkında çok şey duydum!
I've heard a lot about you, too.
Ben de senin hakkında çok şey duydum.
- I've heard a lot about you.
- Hakkında çok şey duydum.
I've heard a lot about you.
Tanıştığımıza memnun oldum. Adınızı çok duydum.
I've heard a lot about you, but I never expected I'd meet you.
Hakkınızda çok şey duydum, ama sizinle tanışmayı hiç beklemiyordum.
We heard a lot about you, but you're better than I imagined.
Giulietta sizden çok bahsetmişti, ama düşündüğümüzden daha hoşsunuz.
I've heard a lot about you.
Hakkınızda çok şey duyduk.
- I've heard a lot about you.
- Hakkınızda çok şey duydum.
Mrs. Crater. I've heard a lot about you.
Hakkınızda çok şey duydum.
I've heard a lot about you.
Adınızı çok duydum.
I've heard a lot about how beautiful you are, Madame... but I see they were understatements.
Bayan Mahé'nin güzelliğini duymuştum ama söylenenlerin gerçeği yansıtmadığını sanıyordum.
As a matter of fact, I've heard a lot about you, not all of it bad either.
senin hakkında gerçekten çok duydum, fenada deil.
I've heard a lot of interesting things about you.
Hakkınızda hayli ilginç şeyler duydum.
I've heard a lot about you
Namınızı çok işitmiştim
I've heard a lot about you
Senin hakkında çok şey duydum
But all I heard about you, Mr. Aiello is you got a lot of muscle over on Division Street.
Ama sizin hakkınızdaki her şeyi duydum, Bay Aiello bölgenizde çok güçlü olduğunuzu.
I have heard a lot about you, Mr. Robertson.
Sizin hakkınızda çok şey duydum Bay Robertson.
I've heard a lot about you
Sizi duymuştum!
I've heard a lot about you, Chicken George.
Senin hakkında çok şey duydum Tavuk George.
- Hey, man, I've heard a lot about you.
- Hey dostum, hakkında çok şey duydum.
I've heard a lot about you, Captain, so I knew that terrific perfume wasn't yours.
Sizin hakkınızda çok şey işittim, kaptan, yani o muhteşem kokunun size ait olmadığını bilirim.
I've heard a lot about you.
Sizden çok bahsedilmişti.
- I've heard a lot about you.
- Sizden çok söz edildi bana.
I've heard a lot about you.
Bana senden çok söz ettiler.
Mr Jones, I've heard a lot about you, sir.
Bay Jones, hakkınızda çok şey duydum efendim.
I've heard a lot about you
Sizinle tanışmak büyük bir onur!
Heather, I've heard Diane babble about you a lot.
Memnun oldum. Heather! Diane sürekli senden bahseder.
I've heard a lot about you.
Hakkında çok şey duydum.
Oh, Colonel Braddock, I've heard a lot about you.
Albay Braddock, Sizin hakkınızda çok fazla şeyler duydum.
I've heard a lot about you.
Sizin hakkınızda çok şey duydum.
I've heard a lot about you too from Eve.
Eve, senden çok bahsetti.
I just heard a lot about you.
Senden bahsedildiğini duydum.