I just want to be sure tradutor Turco
158 parallel translation
I imagine you simply... This doesn't bore me, Professor, I just want to be sure, that is all.
Bu beni sıkmaz, Profesör, sadece emin olmak istiyorum, o kadar.
I just want to be sure about the Ballefoy thing.
Ballefoy konusunu unutmamanız için söylüyorum.
I just want to be sure we are going after them.
Gerçekten peşlerine düştügümüzden emin olmak istiyorum.
I just want to be sure our airborne carpet consists of live troops, not dead ones.
Ben Yalnızca hava sahamızın canlı bölüklerle dolu olduğundan emin olmak istiyorum. , ölülerle değil.
I just want to be sure.
Emin olmak istedim.
I just want to be sure that you know what it is you're up against.
Nelerle karşı karşıya olduğunu bilmek istiyorum.
I just want to be sure you understand what I'm offering you.
Sadece sana ne teklif ettiğimi anladığından emin olmak istiyorum.
- I just want to be sure.
- Sadece emin olmak istiyorum.
I just want to be sure.
Emin olmak istiyorum.
I just want to be sure of the deal.
Sadece anlaşmadan emin olmak istiyorum.
- Carla, I just want to be sure. You don't want to give him a name, fix the birth certificate...
Adını koymak, doğum belgesini hazırlamak istemiyorsun...
I just want to be sure that you know it.
Senin de bildiğinden emin olmak istiyorum.
Well, it was the first time in my life, and I just want to be sure that it was a memory like on television, like...
Şey, hayatımda ilk kezdi, ve bir anı olduğundan emin olmak istiyorum... televizyondaki gibi kafandaki bir TV Şovu gibi...
I just want to be sure, I need more time to check my data.
Sadece emin olmak istedim, Verileri kontrol etmek için daha fazla zamana ihtiyacım var.
But when I do, I just want to be sure it's the guy.
Ama getirdiğim zaman, istediğimin o olduğundan emin olacağım.
I just want to be sure that I see... something.
Ben sadece gördüğüm şeyin... bir şeyler olduğundan emin olmak istiyorum.
No, I just want to be sure that he gets the best care that he can.
Hayir, sadece alabilecegi en iyi bakimi alacagimdan emin olmak istiyorum.
I just want to be sure you were aware of what's going on.
Neler olup bittiğini anlamanı istiyorum.
I just want to be sure.
Emin olmak için.
I just want to be sure it's going to last more than five minutes.
Sadece bunun beş dakikadan fazla sürmesini istiyorum.
I just want to be sure it's real. - It is real.
Bunun gerçek olduğundan emin olmak istiyorum.
I just want to be sure you're okay.
Sadece iyi olduğunu görmek istedim.
I just want to be sure that... you'll still accept me as a member of the congregation.
Sadece beni hala... cemaat üyesi olarak kabul edeceğinden emin olmak istiyorum.
I just want to be sure that the grade I got is... what I deserve.
Sadece aldığım notu hak ettiğimden emin olmak istiyorum.
I just want to be sure they- - you know, that it went to somebody... worthy.
Ben sadece emin olmalıyım- - bilirsin işte ona değer... birisine.
I just want to be sure before I hit you.
Sana vurmadan önce bundan emin olmak istiyorum.
Be sure to have everything you want so I'll just take everything into my own hands.
Ve istediğiniz herşeyin elinizde olmasından emin omamı. Sadece bu yüzden herşeyi kendi ellerimle getiriyorum.
Mr. Shabby, I just want to make sure - that you'll be able to look after my daughter.
Bay Hırpani, kızıma bakabileceğinizden emin olmalıyım.
But after what you just said, I'm not even sure I want to be that anymore.
Ama bu söylediklerinden sonra öyle olmak istediğimden de emin değilim artık.
I just want to be sure, that's all.
Sadece emin olmak istiyorum.
I'm not going to be around forever, and, well, I... I just want to make sure you're taken care of.
Ben sonsuza dek yanında olamayacağım ve, şey, ben ben sana iyi bakıIdığından emin olmak istiyorum.
Well, I just want to make sure it'll be, you know, not the way we discussed it before?
- Deneyecek misin? Az önce konuştuğumuz gibi olmayacağından emin olmak istiyorum.
It's not much longer. I just want to be absolutely sure she's safe.
Fazla birşey değil, sadece güvende olduğuna emin olmam gerekiyor.
I know Starfleet doesn't intend for this to be a combat mission. But just in case the Tzenkethi have other ideas I want make sure the Ambassador is kept out of harm's way.
Yıldız Filosunun bu görevin savaş görevine dönüşmesini istemediğini biliyorum,... ancak Tzenkethili'lerin başka planları olması durumunda Büyükelçinin tehlikeden uzakta bir yerde tutulduğundan emin olmak istiyorum.
- I just want you to be sure.
- Sadece emin olmanı istiyorum.
It's just, I'm not sure I still want to be a "secretary" anymore.
Fakat hâlâ bir sekreter olup olmamak konusunda kararsızım.
I just want to make sure because Professor Skrumbis said there's going to be a short-answer question on circuits.
Emin olmak istiyorum, çünkü Profesör Skrumbis devreler hakkında küçük bir soru olacağını söylemişti.
If anything happens to me, I want you to be the one to tell her. All right? You just make sure and come back for the both of us, all right?
Bana bir şey olursa bunu ona senin söylemeni istiyorum.
In fact, if you want to tear off my clothes right now I'm sure that jury will be just a few more minutes.
Aslında, şu anda giysilerimi parçalamak istiyorsan eminim, jürinin biraz daha işi vardır.
I'm pretty sure he's still breathing but you might want to hold a mirror up to his breath just to be sure.
- Teşekkürler.
Okay, Sue Ellen, I just want to be absolutely sure.
Tamam, Sue Ellen, sadece tümüyle emin olmak istiyorum.
- Sure, honey, just tell me what you want first, so as I can write it down and then I can lend it to you, that way we'll all be happy.
- Tabi, tatlım, sadece öncelikle ne istediğini söyle bana, ben de not alayım ve sonra sana kalemimi ödünç verebilirim böylece herkes mutlu olacaktır.
I'm sure Gardez will be back pretty soon, if you just want to hang out till -
Gardez yakında gelecektir, o gelene kadar oyalanacak...
" I just want to be sure, Adam.
Emin olmak istiyorum, Adam.
I just want to make sure that you're represented in the book who will be coming out shortly.
Yakında çıkacak yeni baskımızda yer almanız için buradayım.
I'm just not sure if it's because... I want to be with her, or it's because I want her to suffer.
Bunun Stacy'yle birlikte olmak istediğimden mi, yoksa acı çekmesini istediğimden mi kaynaklandığını bilmiyorum.
She's a hurricane jane. But they're supposed to be buried this afternoon, and I just wanted to make sure you didn't want me to give them a closer look.
Bu öğleden sonra gömülmeleri gerekiyor, gidip göz atmam gerekmediğinden emin olmak istedim.
We both want to do what it takes to be successful, and I just want to make sure that when we get there, there aren't any raised eyebrows.
İkimizin de yapmak istediği şey, bu işte başarılı olmak, ve ben sadece buna ulaştığımızda herhangi imalı bir bakışın olmasını istemiyorum.
I just want to say I'm sorry for what I said about Tad. If you love him, I'm sure he must be a wonderful person,
Tad hakkında söylediklerim için özür dilemek istiyorum.
Sure, in a lot of ways, I AM just like you. I want to be happy,
Tabii, bir çok açıdan ben de sizler gibiyim.
I just, I want to be sure.
- Evet, vay canına. Ben sadece emin olmak istiyorum.