I knew you'd like it tradutor Turco
98 parallel translation
I knew you'd like it.
Hoşuna gideceğini biliyordum.
- I knew you'd like it.
- Hoşuna gideceğini biliyordum.
- I knew you'd like it.
- Beğeneceğini biliyordum.
I knew you'd like it.
Beğeneceğinizi biliyordum.
# Hello, world, it's like a different way of livin'now # # And thank you, world, I always knew that we'd be free somehow #
# Merhaba, Dünya, sanki yeni bir yaşam şimdi # # ve sağol, Dünya, biliyordum bir gün özgür olacaktık bir şekilde #
Yeah, I knew you'd like it.
Evet. Seveceğini biliyordum.
I knew you'd like it.
- Hoşuna gideceğini biliyordum.
Kev, I knew you'd like it.
Kev, beğeneceğini biliyordum.
I KNEW YOU'D LIKE IT.
Seveceğini biliyordum.
Somehow I knew you'd like it.
Nedense hoşuna gideceğini düşündüm.
I overheard her say that to Father "It's just like her, you knew she'd do it"
Annem, babamla konuşurken duydum ; onun bunu yapabileceğini biliyorsun.
I knew you'd like it.
Biliyorum, hoşuna gitti.
I knew you'd like it.
Beğeneceğini biliyordum.
Sometimes it's like you ain't even the same man I knew before the war.
Bazen savaştan önce tanıdığım adam değilmişsin gibime geliyor.
You understand, I knew Harry was lying, saying this wasn't any good but holding on to it like, man, you'd have to break his fingers to get it away from him.
Harry'nin yalan söylediğini biliyordum. Bunun iyi olmadığını söylemişti ama bunu elinden almak için parmaklarını kırmam gerekecek. - Çok komik.
- I knew you'd like it.
- Beğeneceğini biliyordum.
I knew you'd like it.
Seveceğini biliyordum.
If you knew you had a limited amount of time, you'd sort it out. You'd ask your mum questions regardless of whether she got vexed. Like, I don't know.
Eğer çok kısıtlı bir zamanın olduğunu bilseydin, kızar mı kızmaz mı diye düşünmeden annene yığınla soru sorardın.
I knew you'd like it, neighbour.
Seveceğini biliyordum komşu. Evet, o konudan bahsedelim Bob.
Oh, I knew they'd find you. I knew you were OK. It's just like the psychic said.
Pekala Peter, Konuyu tam bilmiyorum ama sen benim en iyi dostumsun ve aynı şeyi sen de benim için yapardın.
'Can you imagine what it was like when the team and myself knew that we had a signal and we'd soon get an answer?
NasıI bir şey olduğunu hayal etmeye çalışın. Tüm ekip bir araya gelmişti. Geleceğini bildiğimiz sinyali bekliyorduk.
I knew you'd like it,'cause it's got a wrist strap, and you can hook it up to your belt.
- Bak, bunu biliyordum. Çünkü bilek kayışı var. Hem beline de takabiliyorsun.
I knew you'd need some help keeping it real... so I figured I could be like your co president.
İşleri yürütmek için yardıma ihtiyacın olduğunu biliyordum. Bu yüzden eş başkan gibi bir şeyin olmaya geldim.
- I knew you'd like it. - Thanks.
Beğeneceğini biliyordum.
I knew that they needed it and I know that he'd finished it, so I just figured I'd run it down there myself, like what you were talking about last week, just taking care of stuff when we see it,
Ve Rob da bitirmişti. Ben de gidip kendim vereyim dedim. Tıpkı senin geçen hafta dediğin gibi.
I knew you'd like it.
Burayı seveceğini biliyordum.
I'm sure if they knew you didn't like it, they'd be willing to...
Eğer hoşunuza gitmediğini bilseler, eminim ki- -
I knew you'd take it like that.
Böyle davranacağını biliyordum.
That doesn't go without saying. But, like I told you on the phone, I knew it'd be a nice evening.
Hatılrlatmama gerek yok ama size telefonda harika bir akşam geçireceğimizi söylemiştim.
- I knew you'd like it.
Hoşuna gideceğini biliyordum.
It's just... you look like someone I once knew.
Bu sadece... sanki daha önce tanıdığım birisi gibisin.
- Yeah, I knew you wouldn't get to it. So maybe I'll start painting,'cause I'd like it done before the holidays, because, you know, I actually care.
Evet, yapamayacağını biliyordum o yüzden belki boyamaya ben başlarım çünkü tatilden önce bitmesini istiyorum.
I knew you'd like it.
Beğeneceğini düşünmüştüm.
I think it was stolen in the robbery, and you'd like to get what's left of it back, so you hired Joe Genest's brother because you knew he had a deep, personal interest.
Bence bu para soygunda çalındı ve paradan kalanı geri almak istediniz sonra Joe Genest'in kardeşini tuttunuz çünkü onun derin kişisel ilgisini biliyordunuz.
It's like... sometimes, he was this All-Star, and then he'd act like this tough street kid... and I never really knew which one he was, did you?
Bu... bazen, All-star'dı, ve bazen sert sokak çocuğu gibi davranırdı.. ve hangisi olduğunu hiçbir zaman bilemedim, sen?
I knew you'd like it.
Sevdiğini biliyorum.
I knew you'd like it so much.
Seveceğini biliyordum.
- I knew you'd like it.
- Seveceğini biliyordum.
I knew you'd like it.
Bunu istediğini biliyordum.
There was this glowing grid cutting through my brain, and - You know, I knew when it got all the way through... that I'd just be, like, this sketched-out vegetable.
Korlaşıp beynimi parçalara bölen bir ızgara vardı ve olması gereken olduğunda her şeyi anladım ortaya kabataslak çizilmiş, sebzeyi andıran bir şey çıktı.
That way, I knew you'd like it.
- Seveceğini biliyordum.
- They knew by putting someone like you with a quick trigger finger next to that door where I do my pre-game walk, it'd end up bad. Bad for both of us.
- Oraya senin gibi birisini koyarak tetik çekmeye çok meraklı birilerini koyduklarını biliyorlardı ve sonu kötü bitti tabii.
It's like, wait a minute, my mom has been working her ass off for years and if she knew all she had to do was tell you to go fuck yourself and you'd actually do your job, I'm sure she would have done that two and a half years before.
Yani annem yıllardır kıçını yırtıyordu ve yapması gerekenin Amınıza Koyayım demek olduğunu gerçekten işinizi yapacağınızı bilseydi, eminim çok önceden iki buçuk yıl önce yapardı.
I knew you'd like it.
- Haydi, haydi söyle. - Beğeneceğini biliyordum.
Yeah, i knew you'd like it.
Evet, hoşuna gideceğini biliyordum.
I knew you'd like it, and I'm glad you enjoyed it, Brian, I really am.
Hoşlanacağını biliyordum ve beğendiğine sevindim, Brian, çok sevindim.
It's like I knew you. Even though I'd never seen your face.
Sanki daha önce yüzünü hiç görmemiş olmama rağmen seni tanıyor gibiydim.
Just... it seemed like you were so torn up about being in the closet, and I knew that once you came out, you'd feel so much better.
Kapana kısılmış gibiydin. Ve ondan kurtulduğunda çok iyi hissedeceğini biliyordum.
Because I knew you'd screw it up like you just did.
! Çünkü batıracağını biliyordum, aynen şimdi yaptığın gibi!
I mean, if you knew five years ago, why'd you make it sound like this is something recent?
Madem beş yıl önce öğrendin, neden yeni bir şeymiş gibi gösteriyorsun?
Just like the second you smiled at me, I knew I'd screw it up.
Bana gülümsediğin ilk anda işleri batıracağımı biliyordum.