I know you don't wanna hear this tradutor Turco
30 parallel translation
I know you don't wanna hear this, but Adam leaving school isn't that bad.
Bunu duymak istemediğini biliyorum ama Adam'ın okuldan ayrılması dünyanın sonu değil.
I know you don't wanna hear this, but... the kid's gone again.
Çocuk gene gitti.
You know, I really don't wanna hear about this all day.
Biliyor musun, bütün gün bununla ilgili şeyleri gerçekten duymak istemiyorum.
Look, I don't like telling you this. And I know that you don't wanna hear it.
Sana bunu söylemekten hoşlanmıyorum ve duymak istemeyeceğini de biliyorum.
Now, I know you don't wanna hear this, but you need to be practical.
Bunu duymak istemediğini biliyorum ama pratik olmak zorundasın.
Listen, I know you don't wanna hear this... but Jonathan said he was gonna take care of Lionel, once and for all.
Dinle, bunu duymak istemediğini biliyorum ama Jonathan, Lionel'la son bir kez ilgileneceğini söyledi.
Shaun, babe... I know you don't wanna hear this...
Bebeğim, bunu duymak istemediğini biliyorum...
Look, I know you don't wanna hear this, but if you blow off this English final, you're not gonna even be eligible to shoot the...'weak-ass jump shots'.
Bak, biliyorum bunu duymak istemiyorsun, ama eğer bu İngilizce sınavında çuvallarsan'zayıf, berbat jump-şutlar''ı atamayacaksın.
Look, I know you don't wanna hear this, so please, please promise me you won't take it the wrong way... but as your friend I feel it's my obligation to tell you.
Bak, bunu duymak istemediğini biliyorum. Bu yüzden lütfen ama lütfen beni yanlış anlama ama arkadaşın olarak söylemek görevim.
I still have a couple more I gotta check out, but look, I know you really don't wanna hear this shit, okay?
Bir kaç kez daha kontrol etmeliyim, ama bak, bu pisliği duymak istemezsin, tamam mı?
I know you don't wanna hear this, but my people, my voters, are demanding action on this issue.
Bunu duymak istemediğinizi biliyorum ama halkım, seçmenlerim bu konuda gerekenin yapılmasını talep ediyor.
I know you don't wanna hear this.
- Alan. Seni uyarıyorum.
I know you don't wanna hear this, but now's the time to stay calm.
Bunu duymak istemediğini biliyorum ama şimdi sakin olma zamanı.
Luke, I know you don't wanna hear this, but what if she doesn't?
Luke, bunu duymak istemediğini biliyorum, ama ya dönmezse?
I know you don't wanna hear this, but I think heard her name being mentioned.
Bak bunu duymak istemediğini biliyorum ama ismini duymak manidar.
You know, I don't wanna hear this.
Bunları dinlemek istemiyorum.
And I know you don't wanna hear this, but I still think we should talk to Ingrid.
Ve biliyorum ki bunu duymak istemiyorsun, ama hala Ingrid ile konuşmamız gerektiğini düşünüyorum.
Parker, I know you don't wanna hear this right now. But you need to trust me.
Parker, biliyorum bunu şimdi duymak istemezsin ama bana güvenmen gerekli.
You know, I know you don't wanna hear this, but as quickly as you came up in this business, that's how fast you can disappear.
Bunları duymak istemiyorsun biliyorum. Ama bu işte ne kadar çabuk parladıysan o kadar çabukta kaybolursun.
You know, I don't wanna hear any of this.
Bunların hiçbirini duymak istemiyorum, tamam mı?
I know you don't wanna hear this, Bax, but I do... really love you.
Bunu duymak istemiyorsun, biliyorum Bax, ama ben gerçekten seni seviyorum.
I know you don't wanna hear this, but I've been with you a long time and listened to a lot of doctors promise you a lot of things.
Bunu duymak istemeyeceğinizi biliyorum ama uzun zamandır sizinle birlikteyim ve doktorların size pek çok şey vadettiğini gördüm.
Han, I don't wanna have to tell you this, I know this is the last thing you ever want to hear- - oh, just say it!
Han, bunu sana söylemeyi hiç istemezdim ve biliyorum bu duymak isteyeceğin son şey...
Look, um, I know you don't wanna hear this, but you are still a very wealthy man.
Bunu duymak istemediğini biliyorum. Ama hala çok zengin birisisin.
I know you don't wanna hear this, but I can't help him anymore.
Bunu duymak istemezsin biliyorum ama artık ona yardım edemem.
I know you don't wanna hear this, Ian, but you show signs of bipolar disorder.
Bunu duymak istemedigini biliyorum Ian ama bipolar bozukluk belirtileri gosteriyorsun.
I know you don't wanna hear this, Agent Danvers, but she's dangerous.
Bunu duymak istemediğinizi biliyorum Ajan Danvers ama o oldukça tehlikeli biri.
- Kurt. - Look, I know you don't wanna hear this.
- Bunu duymak istemediğini biliyorum.
I know you don't wanna hear this... but you really, really need to, Jules.
Bunu duymak istemediğini biliyorum ama gerçekten duyman gerek, Jules.