English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ I ] / I left it at home

I left it at home tradutor Turco

104 parallel translation
I left it at home.
- Evde bırakmıştım.
I was sure I brought my checkbook, maybe I left it at home.
Eminim, çek defterimi getirmişimdir, belki de evde unuttum.
And I left it at home.
Oda evde kaldı.
I left it at home.
Evde bıraktım.
- I left it at home.
- Evde bıraktım. Ne kadar?
He goes, "Let me see your ID" I go, "I left it at home."
"Kimliğini göreyim." dedi. "Evde bıraktım." dedim.
- I left it at home.
- Evde unutmuşum.
I left it at home.
Evde kaldı.
I also have a secret decoder ring that protects me from bullets and spiders but I left it at home.
Kurşunlara ve örümceklere karşı gizli bir koruyucu kalkanım var. Ama evde unuttum.
I got Miss Ellen a chocolate pie, but I left it at home.
- O, evet, Çikolatalı pasta almıştım ama, evde kaldı.
I left it at home.
Evde bıratım.
I left it at home.
Evde unutmuşum.
Yeah, man, oh, I left it at home.
Evet yav, of.. evde unutmuşum.
Okay, look, I have a really good explanation for this, but I left it at home.
Tamam, bak, bunun için iyi bir açıklamam var, ama eve gitmeliyim
Today, I left it at home..
Ona vurmayacağım.
Today, I left it at home.. It's that late, you know.. I'm alone, obviously.
Rui o niye sende?
I left it at home.
- Anahtarımı evde unutmuşum.
I'm sorry, I left it at home.
Özür dilerim, evde bıraktım.
Yes. But apparently, I left it at home.
Var ama evde bırakmış olmalıyım.
- I left it at home.
- Evde unuttum.
I'm telling you, I did. I left it at home.
Söyledim ya, evde unuttum.
Sorry. I left it at home.
Kusura bakma, evde bırakmışım.
I'm back on it. I left it at home.
Ama evde unutmuşum.
I left it at home.
Evde unuttum.
I don't know, I left it at home.
Sanırım evde bıraktım.
Yeah, but I left it at home.
Ama evde bıraktım.
I think I left it at home.
Sanırım evde unuttum.
- No, I left it at home.
- Hayır, evde bıraktım.
It's cold, and I left my muff at home.
Hava soğumaya başladı. Eldivenlerimi evde unutmuşum.
It's all right. I left the office at 8.30 and went straight home and to bed.
Önemli değil. 8.30 da ofisten çıktım ve doğruca eve gidip yattım.
I thought it would be easier on her, on everybody... If we left this down at the funeral parlor, but... She wanted it brought back home.
Bunu cenaze evinde bırakmamızın onun için ve herkes için daha iyi olacağını düşündüm ama o eve getirmek istedi.
Sorry, Officer, I must have left it at home.
Üzgünüm memur bey, evde unutmuşum sanırım.
No, I must've left it at home.
Evde unutmuş olmalıyım.
I most obviously did not address it to her, and left it at your home.
Ona göndermemiştim ki. Sizin evinize bıraktım.
I WAS HOPING YOU'D MAKE IT HOME LAST NIGHT OR AT LEAST BEFORE I LEFT.
Dün gece ya da en azından ben çıkmadan eve gelirsin diye umuyordum.
It was like I left part of my brain at home.
Sanki beynimin bir parçasını evde bırakmış gibiydim.
Uh, no, I must have left it at home, on account of we're supposed to only wear'em on Fridays.
Hayır, sadece cumaları takıldığından dolayı evde bırakmış olmalıyım.
I must've left it at home.
Evde bırakmış olmalıyım.
I must have left it at home.
Evde bırakmış olmalıyım.
No, I left it at home.
Evde bırakmıştım.
- I must've left it at home.
- Evde unutmuşum galiba.
It's just, when I left to move out here, everything was kind of a mess at home.
Sadece ben buraya geldiğimde evde bir takım karışıklıklar vardı.
So then, that night I go home and I realize... I left the earring at her gallery even though I could have sworn that I put it back on my ear.
Ve sonra, eve gitim ve fark ettim ki... küpeyi sergide unuttum, onu kulağıma geri takacağıma söz verdiğim halde.
And Carrie left hers at home, so I can pick it up when I get her mail later.
Onun postasını alırken Carrie'ninkini de alabilirim.
- I didn't have my wallet. - Why? - I'd left it at home.
- Cüzdanım yoktu.Evde bırakmıştım.
I must have left it at home.
Evde unutmuş olmalıyım.
I left the rest of my cash at home, which I can call it because I live there.
Paramın kalanını evde bırakmışım. Onu arayabilirim, çünkü orada yaşıyorum ben.
I left your gift at home, and it was so good, too.
Hediyeni evde unuttum. Çok da güzeldi oysa ki.
His mother gave it to him and I left mine at home.
Annesi vermişti, benimki de evde kalmış.
I left my phone at home and it's six in the morning, why are you up?
Telefonumu evde unutmuşum. Saat sabahın altısı ve sen neden uyanıksın?
I left my car at home in case my wife needed it.
Karıma lazım olursa diye arabayı evde bıraktım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]