I like the way you think tradutor Turco
205 parallel translation
And I like the way you think, Barb.
Bu düşüncelerini seviyorum Barb.
I like the way you think.
Aklından geçen şey hoşuma gitti.
I like the way you think.
Düşünce şeklini sevdim.
Audrey, I like the way you think.
Audrey. - Düşünme tarzın hoşuma gitti.
I like the way you think.
Aklından geçenleri sevdim.
I like the way you think, my dear.
Düşünceni sevdim hayatım
- I like the way you think.
- Düşünme biçimini beğendim.
Hey, I like the way you think.
Hey, düşünme tarzını sevdim.
Mr. April, I like the way you think.
Düşünme tarzını seviyorum Bay April.
I like the way you think.
Düşünüş tarzını sevdim.
I like the way you think.
Seni sevdim çocuk.
Hey, Carrie, you done good. " I like the way you think, big guy.
Fikrini beğendim, koca adam.
- I like the way you think.
- Seni düşünüyorum yolu gibi.
I like the way you think.
Düşündüğünüz yolu gibi l.
I like the way you think, cuz. Yeah, boy!
Düşünce şeklini seviyorum, kuzen.
I like the way you think.
Düşünce tarzını sevdim.
I like the way you think, Architect Mosby.
Böyle düşündüğüne sevindim, Mimar Mosby.
I like the way you think.
Düşünme şeklini beğendim.
I like the way you think, too.
Ben de senin düşünme şeklini beğendim.
You know, I like the way you think sometimes.
Senin işi halletme yolunu seviyorum.
Oh-ho, I like the way you think.
Fikrini beğendim.
I don't like the way you think.
Düşünme tarzından hoşlanmadım.
I don't think I like the way you're talking.
Konuşma tarzın hiç hoşuma gitmiyor McCanles.
By the way, I think you might like to know, I'm Jerry's sponsor.
Bu arada, belki bilmek istersin, Jerry'nin kefili benim.
I gather from the way you talk and think you're like a lot of the tough guys we got coming in here. I guess we're gonna have to knock some of that out of you, fella.
Konuşmana ve kendini buradaki sert çocuklardan biri sanmana bakılırsa, seni yola getirmemiz gerekecek.
I like to think you felt the same way, and still do.
Aynı şekilde hissettiğini ve öyle düşündüğünü umuyorum.
This is my dress and I like it and I think Mr Shahbandar is going to like it and the way I've done my hair whether you like it or not.
Bu benim kıyafetim ve hoşuma gidiyor. Ayrıca saçımı yaptığım şekil de Bay Shahbandar'ın da hoşuna gidecektir beğen ya da beğenme.
I know there's no reason in this whole world why you wouldn't like to step on something like me but do you think you could ever take to a man who dragged you from your home and done you the way I done you?
Benim gibi bir şeyi çiğneyip geçmemen için dünyada hiçbir neden olmadığını biliyorum ama seni evinden sürükleyip başına böyle işler açan bir adamı acaba hic sevebilir misin?
You're going to think I'm crazy... but I loved the way his hair smelled like raisins.
Deli olduğumu düşüneceksin ama saçının kuru üzüm gibi kokmasını severdim.
Think I don't know how to use it? I just don't like the way you use it.
Onu kullanma şeklinden hoşlanmıyorum sadece.
By the way, I didn't tell you this but... I'd like to think this is our finest film.
Bu arada, sana söylemedim ama bence birlikte yaptığımız en iyi film bu olacak.
Because, you see, I think that if you put on serious, contemporary plays... by writers like yourself... you may only be helping to deaden the audience in a different way.
Çünkü, bak, eğer senin gibi yazarların, ciddi ve çağdaş oyunlarını sahneye koyarsan başka bir yönden seyirciyi uyuşturmaya yardım etmiş olursun.
You think I like the way you look?
Tipini beğeniyor muyum sanıyorsun? Ya da Ed'in tipini?
The only way that I was going to find you, was to think like you.
Seni bulmanın tek yolu senin gibi düşünmekti.
I don't like the way you think and I don't like the way you run this colony.
Düşüncelerinden ve bu koloniyi yönetme biçiminden hoşlanmıyorum.
I don't think you should go. I like the way the wall is.
Duvarı olduğu gibi seviyorum.
I was getting to think that it actually pays like to drop a bomb the way you did.
Aslında senin yaptığın gibi bombayı bir anda bırakmanın yararlı olduğunu bile düşünmeye başlamıştım.
Meanwhile, I suggest you go back to the Gaim and think up all those questions you didn't think up before because we have an assault fleet on the way and I'd like to have at least a fighting chance of surviving the next 12 hours.
Bu arada Gaim'le tekrar konuşup daha önce düşünmediğin soruları düşünmeni istiyorum çünkü yaklaşan bir saldırı filosu var ve ben hayatta kalmak için bir şansım olmasını istiyorum.
I believe that you are punishing me because I do not think the way that you do, because I am not becoming more like you.
Sanırım, sizin gibi düşünmediğim için beni cezalandırıyorsunuz, çünkü daha fazla sizin gibi olamıyorum.
I think it's adorable the way you talk like a real cop. Yeah?
Sanırım onunla ciddi bir konuşma yapmanın zamanı geldi.
If you really like this girl, I don't think flirting is the right way- -
Bu kızdan gerçekten hoşlandıysan flörtün doğru yol olduğunu sanmıyorum.
I'm with you all the way on this, Dave. And you can count on me. And I'd like to think that I can count on you.
Bende sana güvenebileceğimi... biliyorum.
And I don't think you're gonna like the way I have to go either.
ve gitme şeklimden hoşlanacağınızı sanmıyorum.
I g--I guess I just- - I think I just had this idea that this was all supposed to go a certain way or that maybe we weren't ready but what I realized is that the part of me that's been telling me those things is the exact part that you make me feel like I don't want to listen to anymore
Ben düşünmüştüm ki kesin bir yolda gitmemiz gerektiğini veya veya hazır olmadığımızı düşündüm ama içimden bir parçanın artık dinlemek istemediğimi hissettiren asıl parça olduğunu anladım.
I think it's sweet how much he seems to take after you and the way he dresses like you, as well.
Bence sana bu kadar çekmiş olması çok hoş bir şey. Ayrıca senin gibi giyiniyor.
But before that promise goes into effect... I would like it duly noted for the record that I think Casey's all wrong for you... and I think you guys are moving way too fast.
Ama bu sözümü tutmaya başlamadan önce... şunu da belirtmek istiyorum ki Casey sana uygun biri değil... bence siz çok hızlı gidiyorsunuz.
Jake, I'd like to think you came all the way out here to see me but I don't think so.
bunca yolu beni görmek için gelmene teşekkür etmek isterim ama bunun için geldiğini sanmıyorum.
Even if she can't do some things like you're able to, I think she feels the same way.
Senin gibi yapamasa da aynı şekilde hissedeceğini düşünüyorum.
Andy, the way these things are flying off your shelf... you know, I think you could actually make like... maybe like $ 100,000.
Andy, bu zımbırtıların satışına bakılırsa sanırım ciddi bir para geçecek eline. Belki 100,000 dolar kadar.
Like, I think you're taking the commissioner thing way... Look, you lost the chugging contest, man.
Şu yetkili şeysini fondip yarışmasını kaybettin diye..
I think this special ability you have, this talent for sensing the Wraith, connects you to them in your mind, maybe in a way you would like to deny.
Bu özel yeteneğin, Wraithleri sezmendeki becerin zihninde onları sana bağlıyordur, belki bir şekilde bunu inkâr etmek istiyorsundur.