I need you to breathe tradutor Turco
72 parallel translation
Sofia, I need you to breathe,
Sofia, nefes almak için sana ihtiyacım var,
Okay, I need you to breathe nice and easy.
Tamam, şimdi yavaş yavaş nefes al.
Megan, I need you to breathe and calm down and stop crying, so we can leave now.
Megan, nefes alıp, sakinleşip... ağlamayı kesmelisin ki gidelim. Tamam mı?
Okay, honey, I need you to breathe.
Tamam tatlım, ben nefes gerekir.
I need you to breathe.
Nefes al, canım.
Lois, i need you to breathe for me.
Lois, nefes vermen gerekiyor.
Now I need you to breathe for him.
Şimdi senden ona suni teneffüs yapmanı istiyorum.
I need you to breathe, Violet.
Violet, nabzın artıyor.
I need you to breathe through your nose.
Burnundan nefes al.
Okay, I need you to breathe.
Tamam, nefes almanı istiyorum.
Alix, I need you to breathe.
Alix, sakin olman lazım. Derin bir nefes al.
So I will run a tox screen, I would like a list of the prescription drugs in your possession, and I need you to breathe into this tube.
Bu yüzden, bir toksikoloji testi yapacağım elinizdeki ilaçların listesini isteyeceğim ve bu tübe üflemenizi isteyeceğim.
I need you to breathe with your contractions,
Rahatla ve derin nefes al.
I need you to breathe.
Nefes alman lazım.
Calm down... and I need you to breathe.
Sakinleşin ve nefes alın. İşte böyle.
Sir, I need you to breathe, okay?
Nefes alın, tamam mı?
I need you to breathe in my face.
Yüzüme hoh yap. - Neden?
Why? I need you to breathe in my face right now.
- Hemen suratıma hoh yapman lazım.
I believe you. All right? But I need you to breathe for me, all right?
Nefes almanı istiyorum, tamam mı?
Mozzie, I'm gonna get you out of here, but I need you to breathe.
Mozzie, seni buradan çıkaracağım ama nefes alman gerekiyor.
Hannah, I need you to breathe deeply.
Hannah, derin nefes al.
I need you to breathe into this.
Bunun içine üflemeni istiyorum.
Astrid, I need you to breathe.
Astrid, cesur olman gerekiyor.
Okay, Kyle, I need you to breathe.
Tamam Kyle, nefes alman gerek.
I need you to breathe through here.
Şuradan nefes al.
I need you to breathe for him, okay? Hold that.
Onun için nefes alıp vermeni istiyorum, tamam mı?
"To even breathe, I shall forever need you"
"Nefes almak için bile, hep sana ihtiyacım var."
I bet you need to breathe don't you?
Nefese ihtiyacın var mı?
Honey, I know you want the perfect day, but you need to relax a little bit and breathe.
Tatlım, biliyorum mükemmel bir gün olmasını istiyorsun ama biraz rahatlayıp nefes alman gerek.
"I need you, as much as I need to breathe."
Tıpkı bir nefes gibi sana ihtiyacım var.
Okay, honey, I need you to get down and try not to breathe the smoke, all right?
Pekala tatlım, senin eğilmen gerekiyor dumanı da solumamaya çalış tamam mı?
If you need room to breathe, I got this mate down in Kent.
Eğer nefes almak için bir yere ihtiyacın varsa..... Kent'te bir dostum var.
I just need you to breathe for me.
Bebeğin iyi olacak. Benim için nefes alman gerek, tamam mı?
No, Dad, I think you just need to loosen your knees and breathe through the nose.
Hayır baba. Sanırım dizlerini rahatça bırakıp burnundan nefes alman yetecek.
I'm going to need you to breathe into this for me.
Şuna üflemenizi istiyorum.
Any who, I'm still going to need you to breathe into this for me.
Yine de sizden şuna üflemenizi isteyeceğim.
I need you to live and breathe Dinki Donuts..
Dinki Donutları'nı soluman ve yaşaman gerek.
I need you to take in some deep breathe, breathe, breathe, breathe.
Derin bir nefes almanı istiyorum. Nefes al, nefes al, nefes al.
I just need you to lean forward and breathe.
Sadece öne eğilip nefes almanı istiyorum.
I don't need you to tell me when to get married, and I don't need you to tell me how to breathe, dang it!
Ne zaman evleneceğimi söylemene gerek yok ya da.. Ne zaman nefes alacağımı, anla artık şunu!
That I can carry with me into eternity. You need to breathe with this for half an hour
Sonsuza kadar benimle birlikte gidecek bu tekil deneyimi yaşayabilirsin.
Kathryn, I just need you to breathe with me.
Kathryn, benimle birlikte nefes al.
Sometimes all I need is the air that I breathe and to love you.
Bazen tek ihtiyacım olan, soluduğum hava ve seni sevmek.
All I need is the air that I breathe and to love you.
Tek ihtiyacım olan, soluduğum hava ve seni sevmek.
* And it's peaceful in the deep * * feed you where you cannot breathe * * no need to pray * * no need to say "now I am under" * * and it's breaking over me * Just put the siren on!
Sireni aç!
d The way you threw me d hurt like a stone d I need some space to breathe d d I need some...
d Beni fırlattığın yer d sanki taş gibi d Nefes almak için d d Benim...
- Okay, I just... you need to breathe.
Öncelikle derin bir nefes alman gerekiyor.
I need you to calm down and breathe.
Sakin olup derin nefes almalısın.
I need you to just... just breathe. - Okay.
Sadece nefes almanı istiyorum.
Saul, I need you to calm down and breathe.
- Saul, sakin ol ve nefeslen.
I hear ya. Actually, now that we have a minute to breathe, there's something I need to talk to you about.
Aslında hazır vaktimiz varken seninle bir konuyu konuşmak istiyorum.