I need you to go tradutor Turco
2,470 parallel translation
I need you to go tell the villagers to pack up and run for their lives.
Eşyalarını toplayıp kaçmaları için köylüleri uyarman gerekiyor.
I need you to go to school today and pretend that nothing happened.
Bugün okula gitmeni ve hiçbir şey olmamış gibi davranmanı istiyorum.
Carrie, I need you to go get my family right away.
Carrie, hemen ailemin yanına gitmelisin.
And Annabeth, I need you to go make sure that whoever lives in that trailer votes for Lavon.
Ve Annabeth, senden gidip o karavanda her kim yaşıyorsa, Lavon'a oy vereceğinden emin olmanı istiyorum.
I need you to go to that trailer and pick up the Matraca.
-... karavana gidip Matraca'yı alman lazım.
I need you to go to my house. In my bedroom, you'll find a model rocket.
Bizim eve gitmeni istiyorum, odamda bir model roket bulacaksın.
I need you to go to the cabinets inside the scrub room and find Propofol so we can keep him unconscious.
Temizlenme odasındaki dolaba gidip bana oradan propofol getir ki bilincini kapalı tutabilelim.
Hey, I need you to go to the witness in the interview room, get a detailed description of a man named "Tommy," put an APB out.
Sorgu odasındaki kadının yanına gidip Tommy adındaki adamın detaylı tarifini almanı istiyorum.
I need you to go there and locate the Stormtrooper base.
Oraya gitmeni ve Stormtrooper üssünün yerini saptamanı istiyorum.
Okay, honey, I need you to go with your mom now.
Tamam, tatlım, şimdi annenin yanına git.
Carrie, I need you to go get my family right away. Take them somewhere safe.
Carrie hemen gidip ailemi alıp, onları güvenli bir yere götürmen gerek.
You, I need you to go get my car.
Sen. Gidip arabamı getirmen lazım. 4.
I need you to go home with Rizzo tonight.
Rizzo'yla eve gitmeni istiyorum.
Too late. I need you to go by the party place and pick up the rental chairs.
Parti dükkanına gidip kiralık sandalyeleri alman gerek.
Now I need you to go to the store.
Şimdi dükkana gitmen gerek.
I need you to go now.
Hemen gitmen gerek.
I need you to go to the Drakes'place of business while I visit their home.
Ben evlerine ziyarete giderken sizin de onların işyerlerine gitmeniz gerekiyor.
Hope, I need you to go back to bed and go to sleep, okay?
Hope, şimdi yatağına yatacaksın ve uyuyacaksın, tamam mı?
I need you to go see your mother.
Gidip anneni görmeni istiyorum.
I should go alon - - And... they say that in order you need to bring a master smith along.
Gerçekten tek- - usta bir demirciye ihtiyacın var.
I need you to look at someone before you go.
- Gitmeden önce birine bakmanı istiyorum.
I'll go for you. Actually, there's things I need to buy that I'd rather you not know I need.
Aslında, bilmemen gereken ve bana lazım olan şeyler var.
Okay, so after school, you're going to your friend Ashley's to swim, so I'm gonna need you to go get your swimsuit, your swim goggles, and your sunscreen, okay?
Gidip yüzme mayonu yüzme gözlüğünü ve güneş kremini getir bakayım.
I can reach you at the paper if I need to. Okay, well, go.
Tamam, peki, git.
I feel like I need to be letting you go.
Seni özgür bırakmam gerektiğini hissediyorum.
I didn't get anything from the surveillance footage. I need you to turn around and go back to the house immediately.
Peki Kono, hemen eve geri dönmeni istiyorum.
I can make Kandinsky go away, but I'll need you to write one final article... a piece about the corrupt city planning Commissioner.
Kandinsky'den kurtulmanı sağlayabilirim ama yolsuzluk yapan bir şehir planlama müdürü hakkında son bir makale daha yazmanı istiyorum.
You need to put this away, and go to sleep. I can't.
Kaldır şunu ve uyu.
I just need to go get those files that are germane to the issue at hand, you understand?
Mevzunun içine dışına konu olan o defterleri almaya gitmem lazım anlıyor musun?
I need you to go now, Kono.
Şimdi gitmen gerekiyor, Kono.
What are you saying? When we're done here, I need you all to go down to the station.
- Buradaki işimiz bittiğinde hepinizin karakola gitmesini istiyorum.
Hardison, here's what I need you to do immediately... go over to that barn.
Hardison, hemen ambara gidip şunu yapmanı istiyorum ;
I'm sorry. Hey, you need to go binge-shopping?
Çılgınca alış veriş etmeye ihtiyacın var mı?
Now before I tell you anything, I need to make sure, that if Doyle energy goes down, or should I say, when they go down, I get immunity.
Bir şey söylemeden önce emin olmalıyım. Doyle Energy batarsa daha doğrusu battığı zaman dokunulmazlığım olmalı.
I need to know if I go public with this, whether you'll back me up, verify its existence. - Olivia.
Thorngate'i halka açıklarsam bana destek olacağından programın varlığını teyit edeceğinden emin olmalıyım.
I'm going to need you to let the mailman go, okay?
Postacıyı serbest bırakman gerek, tamam mı?
I need you to take him home, sprinkle some of this in his nightcap. He'll go right out.
Onunla eve git, birkaç içki içirdin mi sızıp kalır zaten.
So, is there anything else I need to know before you go to school?
- Sen okula gitmeden bilmem gereken bir şey var mı?
Mom, I'll go home with Soo-min, you don't need to pick me up
Anne, eve Soo-min ile gideceğim. Beni almana gerek yok.
We've been planning this for months, and then he says, "I need you," and all of a sudden, you go and do what he wants you to do?
Aylardır bunun planını yapıyorduk, sonra o diyor ki "sana ihtiyacım var" ve aniden sen gidip onun istediklerini mi yapıyorsun?
He says, "I need you," and all of a sudden you go and do what he wants you to do?
"Sana ihtiyacım var" diyor, sen de birdenbire gidip onun istediklerini mi yapıyorsun? - Hayır, öyle demedim.
Well, Max and I need to have a little meeting right now, so if you could go over to the waiting room, that'd be great.
Max'le biraz konuşmamız gerekiyor. Şuradaki bekleme odasına geçersen harika olur.
I'm sorry, but we need to fatten you up before you go back to Wyoming.
Kusura bakma ama Wyoming'e dönmeden önce şişmanlatmamız gerek seni.
I know where you need to go.
Nereye gitmen gerektiğini biliyorum.
I need to stay and watch over our things. Go by yourself if you want to go.
Bunlara sahip olmalıyım, eğer istiyorsan sen git.
I need to wake up and be rational. Time for you to go back on.
İçime atıp devam edeyim.
I need you to say, "Caroline, I love you, and I want to be with you. " I want to spend the rest of my life with you and never let you go. " Can you please say that?
" Caroline, seni seviyorum, hayatimin sonune kadar seninle olmak istiyorum, ve seni asla birakmayacagim, dediginiduymak istiyorum soyleyebilir misin lutfen?
You have a long drive tomorrow, and I need to go to City Hall and pull up Oline's legal history.
Yarın uzun bir yola çıkacaksın ve benim de Belediye'ye gidip Oline'ın adli geçmişini bulmam gerekiyor.
Are you sure I don't need to go out there, Misato-san?
Dışarı gitmemem gerektiğinden emin misiniz, Misato?
What I need is for you to go home, be with your mom, keep your trap shut, guard the suit, and stay connected to the telephone, because if I call, you better pick up.
Şimdi eve gitmeni istiyorum, annenin yanına git. İçeride kal, giysiyi koru. Ve telefonla aranda bir bağ kur çünkü seni aradığımda telefonu açsan iyi edersin.
I'll go over there and blow out the candles, but you need to know something.
Oraya gideceğim ve mumları söndüreceğim fakat bir şeyi bilmen gerekiyor.