I noticed tradutor Turco
7,428 parallel translation
Earl, I noticed you're still alive.
Earl, fark ettim ki hala yaşıyorsun.
I noticed you left the festivities early last night, too.
Dün gece şenliği erken terk ettin sen de.
You followed me for over a week before I noticed you.
Sen beni 1 haftanin uzerinde takip ettin ta ki ben seni farkedene kadar.
I noticed it when you were conducting.
Sahnedeyken fark ettim.
I checked his rounds from the night before last, that's when I noticed the maps were gone.
Geçen geceden önceki vardiyalarını kontrol ettim. Haritaların çalındığını o zaman anladım.
I noticed how rarely face cards were coming up.
Resimli kartların ne kadar nadir geldiğini fark ettim.
Yeah, I noticed.
- Evet, fark ettim.
But I noticed he had a tattoo.
Ama dövmesinin olduğunu fark ettim.
Yeah, I noticed that, too.
Fark etmiştim onu.
I watched distance between the tops of the sewer I thought that there must be some just below the guillotine I noticed the loose plank under the basket Calculate the angle at which the sun will be reflected in the glasses momentarily blinding the executioner and chose that moment to put the melon Which gave me the extra weight to facilitate my escape.
Çok basit, Sherman. Lağım kapaklarının arasındaki uzaklıklarına bakınca giyotin'in tam altında bir tane daha olacağını farkettim. sonra farkettim ki sepetin altında gevşek bir tahta var batan güneşin senin gözlüklerinden sekip....... cellatı anlık kör edecek açıyı hesapladım....... ve cellat'ın kavununu alarak bana ağırlık katacak o anı seçtim ki bu benim kaçmamı kolaylaştırdı.
I noticed you're very good with your hands.
Ellerin çok becerikliymiş ama.
Ah, I noticed that part.
- Orası aşikâr da.
Well, I took the bag of money and I ran off into the woods. I noticed there was a Trooper that'd...
Peki, para çanta aldı ve ben ormana kaçtı.
Yeah. I noticed.
Evet, fark ettim orasını.
I noticed something very interesting.
Çok ilginç bir şey fark ettim.
But I noticed that the mail woman had this letter for you.
Ama bir postacı kadında sizin için bir mektup olduğunu fark ettim.
I noticed you didn't drink at dinner.
Akşam yemeğinde içmediğini fark ettim.
I noticed.
Fark ettim.
And what haven't I noticed?
Farketmedim mi sanıyorsun?
Yeah, I noticed.
Evet, fark ettim.
I noticed my intern sure keeps busy. Mr. congeniality. He's a very big hit.
stajerimin hep meşgul olduğunu fark ettim bay canayakın çok büyük bir vurgun o.
I noticed a couple hours ago, you had a meeting with another possible CEO. I saw him arrive.
bir kaç saat önce başka bir CEO ile bir toplantın olduğunu fark ettim onun geldiğini gördüm.
I noticed you always use urinal four, so I put fresh cakes in there for you.
Hep dördüncüyü kullandığınızı fark ettim, bu yüzden oraya koydum.
And in case you haven't noticed, I like older men.
Ve fark etmediysen söyleyeyim ben yaşlı erkeklerden hoşlanırım.
She was so confident, I barely noticed getting dumped.
O kadar özgüvenli konuştu ki terk edildiğimi zor fark ettim.
Well, I've been shadowing Keswick, but yesterday I think he noticed me.
Keswick'in golgesiydim bir kac gundur, fakat dun bence farkedildim.
Charlie, I just noticed this frosting is made in a factory that has peanuts.
Charlie, bu buzlu çikolatanın yer fıstığı da... izleyen bir fabrikada yapıldığını okudum.
Oh, I just noticed a little green fleck in your right eye.
Sağ gözünde yeşil bir benek olduğunu fark ettim.
You may have noticed I've been keeping you rather busy lately.
Farketmişsindir seni son zamanlarda meşgul tutuyordum.
I haven't even noticed, you know,'cause I'm gay.
Ben farketmedim bile. Çünkü ben eşcinselim.
Somebody noticed that you could rearrange the letters of "Alan," and I became "Little Anal Harper." My name's "Herb."
Birisi Alan'ın harflerinin yerini değiştirebildiğini keşfetti ve lakabım "Ufak Anal Harper" oldu.
Someone on an Argentinian website noticed that the car I was driving sported the number plate H982 FKL and they wondered if perhaps this was a reference to the 1982 Falklands War.
Arjantinli internet sitelerinden birisi kullandığım arabanın plakasının H982 FKL olduğunu fark etti. Ve bunun 1982'deki Falkland Savaşı'na bir gönderme olup olmadığını merak ettiler.
I don't think she noticed.
Fark ettiğini sanmıyorum.
Caleb, I'm sure you've noticed that I've been somewhat overdoing it recently.
Eminim son zamanlarda ölçüyü kaçırdığımın farkındasındır Caleb.
Don't think I haven't noticed you following me.
Beni takip ettiğini fark etmeyeceğimi mi sanıyordum.
And it had probably been that way for quite some time. I just never noticed.
Ben fark etmedim sadece.
I hadn't noticed.
- Gözümden kaçmış.
I hadn't noticed.
Ben bir fark göremedim.
But what I couldn't help noticed.
Ama fark edilmemek elimde değildi.
Think I'd have noticed that a little sooner.
- Sanırım daha erken fark edebilirdim.
I went to residential school, and my Elders... had noticed that I could speak your language a bit, so they sent me here.
Yatılı okula gittim ve benim Atalarım... sizin dilinizi biraz konuşabildiğimi fark ettiler... bu yüzden beni buraya gönderdiler.
I don't know if you've noticed, but I have this annoying little disease.
Fark ettin mi bimiyorumama benim sinir bozucu küçük bir hastalığım var.
I hadn't really noticed, but, okay.
Pek fark etmemiştim ama, tamam.
Yeah, I've noticed.
- Evet, fark ettim.
I hadn't noticed.
Fark etmemiştim.
So, I've noticed that we only have two bingo cards... but all the other senior citizens have like ten.
Sadece iki bingo kartımızın olduğunu farkettim... ama diğer bütün yaşlı morukların hepsinde neredeyse 10 tane var.
I'm a fucking drug addict, Leonard, have you noticed?
Farketmediysen lanet bir uyuşturucu bağımlısıyım, Leonard.
I never noticed anything before.
- Hiç dikkat etmemiştim.
I've noticed.
Fark ettim.
You know, have you even noticed... that you're shaking. The last time we met, it looked to me like you were about to have a seizure. And I...
Geçen seferki buluşmamızda titrediğini fark etmedim mi sandın?
That's funny. I never noticed that before.
Tuhafmış, daha önce dikkat etmemiştim.