I saw him this morning tradutor Turco
106 parallel translation
I saw him this morning when I arrived.
Bu sabah geldiğimde onu gördüm.
He was wearing a light gray suit and a gray hat when I saw him this morning.
Bu sabah gördügümde açik gri bir takim elbisesi ve gri bir sapkasi vardi.
- Yeah, I saw him this morning.
- Evet, bu sabah gördüm onu.
- Yeah. I saw him this morning.
Onu daha bu sabah gördüm.
I saw him this morning.
Onu bu sabah gördüm.
I saw him this morning in the crowd at the award ceremony.
Onu bu sabah ödül törenindeki kalabalığın arasında gördüm.
I saw him this morning in the fog. He was all bloody.
Bu sabah onu siste dolaşırken gördüm.
I saw him this morning.
- Onu bu sabah gördüm.
- I saw him this morning.
- Onu bu sabah gördüm.
No, I saw him this morning, he's well.
Hayır, onu daha bu sabah gördüm. Gayet iyi.
I saw him this morning.
Bu sabah gördüm.
I saw him this morning, and I said hello.
Onu bu sabah gördüm ve selam verdim.
I saw him this morning by the river.
Onu bu sabah nehrin kıyısında gördüm.
and he said, "No, she's not. I saw him this morning, and he never met anyone,"
O da dedi ki, "hayır değil, adamı bu sabah gördüm, kimseyle buluşmamış".
- I saw him this morning, but he's not here.
- Bu sabah onu gördüm ama burada değil. - Burada olmadığını biliyorum.
I thought I saw him this morning outside the coffee shop... but then it was just some poor homeless guy.
Bu sabah onu kahve dükkanının orada gördüğümü sandım ama anladım ki sadece zavallı evsiz bir adammış.
I do. I saw him this morning.
Ben biliyorum. Onu bu sabah gördüm.
Then I saw him this morning in class.
Sonra onu bu sabah sınıfta gördüm.
I think I saw him this morning! Yeah, yeah, yeah, you probably did.
- Bu sabah gördüm galiba.
I saw him this morning. He made no mention
Onu bu sabah gördüm.
I saw him this morning.
Bu sabah onu gördü.
Well, I saw him this morning and we're printing the rest of the pictures.
Şey, onu bu sabah gördüm ve kalan fotoları beraber basıyoruz.
Yeah... Yeah, I saw him this morning over at Sunny Acres.
Evet... evet, Bu sabah onu Sunny Acres'in dışında gördüm.
- Okay. Well... I saw him this morning.
Emi... bu sabah onu gördüm.
I saw him this morning.
Onu daha bu sabah gördüm.
I saw him this morning in the park.
Bu sabah, onu parkta gördüm.
I saw him this morning, and he said if I ever step foot in his room, something bad will happen to my pretty little face.
Onu bu sabah gördüm ve bana, odasına adım atarsam tatlı minik yüzüme kötü şeyler olacağını söyledi.
Yes, I saw him this morning.
Evet, sabah gördüm.
I saw him this morning.
Daha bu sabah gördüm.
But I saw him on the truck this morning...
Fakat onu kamyonda gördüm bu sabah...
But, sugar, I saw him work out this morning.
Ama tatlım, bu sabah çalıştığını gördüm.
No, when I remember the feeling in my chest this morning as I saw him run away. From us.
Bu sabah onun bizden nasıl kaçtığını gördüğüm zaman hissettiklerimi hatırladığımda, hayır.
That's where I first saw him, this morning.
O zaman ilk defa bu sabah onu gördüm.
I just saw him this morning at the office.
Onu sadece bu sabah büroda gördüm.
He wasn't so cocky when I saw him at 7 : 00 this morning.
Bu sabah gördüğümde o kadar kendini beğenmiş değildi.
I saw him go in here this morning and the door wasn't off its hinges.
Bu sabah onu buraya girerken gördüm. Kapı da menteşelerinden sökülmemişti.
This morning I saw him once again.
Bu sabah onu bir kez daha gördüm.
Yeah, he's really.... I only saw him for a second this morning.
Bu sabah onu bir saniye için gördüm.
I saw him kill Dr. Winninger this morning.
Onu bu sabah Dr. Winninger'ı öldürürken gördüm.
I'm saying that this kid saw him leave a hustler bar At 2 : 00 o'clock in the morning With someone that he knew was a cop,
Bu çocuğun Jason'ı, gece yarısı 2 : 00'de bir fahişe barından bir polisle birlikte çıkarken gördüğünü ve bir kaç saat sonra da Jason'ın çöpte ölü bulunduğunu söylüyorum.
I saw him, big as life, just this morning.
Daha bu sabah onu capcanlı gördüm.
'Cause I thought I saw him here this morning, man.
Çünkü bu sabah sanki onu gördüm de.
I saw you with him this morning at a coffee shop!
Seni bu sabah bir kafede onunla gördüm.
I spoke to on-set security and they said that he arrived here this morning in a taxicab, and they swear that they never saw him leave, so...
Set güvenliğiyle konuştum. Sabah buraya bir taksiyle gelmiş. Giderken görmediklerine yemin ettiler.
I just saw him this morning.
Saçmalık bu. Onu bu sabah gördüm.
I saw him when I opened up this morning.
Onu bu sabah açınca gördüm.
In fact that i saw him on this morning.
Onu bu sabah gördüm.
I know that because i saw her in the car with him this morning
Biliyorum çünkü bu sabah arabasında gördüm.
I saw him just this morning near San Nicholas with a friend.
Onu daha bu sabah gördüm. Bir arkadaşıyla Saint Nicholas'taydı.
I saw them in the barber shop with him earlier this morning.
Geçen sabah berber dükkânında üçünü beraber gördüm.
His name is Eddie and I just saw him this morning.
Adı Eddie ve kendisini bu sabah gördüm.