I saw it with my own eyes tradutor Turco
229 parallel translation
I saw it with my own eyes.
Kendi gözlerimle gördüm.
But I - I saw it with my own eyes.
Ama... ama kendi gözlerimle gördüm.
I saw it with my own eyes.
Ben herşeyi kendi gözlerimle gördüm.
I saw it with my own eyes
Kendi gözlerimle gördüm.
- This time I saw it with my own eyes.
- Bu defa kendi gözlerimle gördüm.
Even if I saw it with my own eyes I wouldn ´ t believe it.
Kendi gözlerimle görsem bile buna inanmazdım.
I told you, because I saw it with my own eyes.
Sana söyledim, çünkü kendi gözlerimle gördüm.
I saw it with my own eyes!
Kendi gözlerimle gördüm!
- I saw it with my own eyes.
- Emin misin? - Kendi gözlerimle gördüm.
I saw it with my own eyes.
Gözlerimle gördüm.
I saw it with my own eyes.
Anlamadım? Bunu açıkça görebiliyorum.
But I- - I saw it with my own eyes.
Ama... ama kendi gözlerimle gördüm.
I saw it with my own eyes... how can you confuse the facts?
Gözlerimle gördüm! ... gerçeği nasıl şaşırırsınız? !
I saw it with my own eyes
Kendi gözlerimle gördüm
- I saw it with my own eyes.
- Emin misin?
Even if I saw it with my own eyes I wouldn't believe.
Gözümle görsem inanmam.
I saw it with my own eyes aboard the Rising Star before I was cast out and put here among the Borays of humanity.
Rising Star'da, kendi gözlerimle gördüm... Oradan kovulup, bu insan posalarının arasına atılmadan önce.
I saw it with my own eyes aboard the Rising Star before I was cast out and put here among the Borays of humanity.
Rising Star'ın içinde bunu kendi gözlerimle gördüm alınıp buraya insanlığın baş belalarının önüne getirilmeden önce.
I saw it with my own eyes.
Kendi gözlerime gördüm.
I saw it with my own eyes.
Kendi gözlerimle görmüştüm.
I saw it with my own eyes.
Onu kendi gözlerimle gördüm.
- Affirmative. I saw it with my own eyes.
Kendi gözlerimle gördüm.
- I saw it with my own eyes.
- Kendi gözlerimle gördüm.
I saw it with my own eyes not seven years ago.
Yaklaşık yedi sene önce kendi gözlerimle gördüm.
I saw it with my own eyes.
Onu gözlerimle gördüm.
She was upset that Crichton was to marry the Princess, I saw it with my own eyes!
Crichton Prensesle evlendiği sırada üzgündü, kendi gözlerimle gördüm!
I saw it with my own eyes.
Bunu kendi gözlerimle gördüm.
I saw it with my own eyes
Kendi gözümle gördüm.
I saw it with my own eyes!
Kendi gözlerimle gördüm.
I saw it with my own eyes.
Kendi gözümle gördüm.
I saw it with my own eyes!
kendi gözlerimle gördüm.
I am not a superstitious man, but I saw it with my own eyes down by the wharf.
Batıl inançlı bir adam değilim ama onu aşağı iskele tarafında, kendi gözlerimle gördüm.
I saw it with my own eyes, man.
Kendi gözlerimle gördüm.
I had heard much about your righteousness, knowledge and philosophy... and I did not fully believe it... until I saw it with my own eyes... and heard your strong and well-argued debate... and then I became assured.
Dürüstlüğün, bilgin ve felsefen hakkında çok şey duydum fakat gözlerimle görmeden ve güçlü, güzel tartışılan müzakerelerini duymadan buna inanmadım. Sonra bundan emin oldum.
I saw it with my own eyes, Doctor Weir.
Kendi gözlerimle gördüm, Doktor Weir.
- I saw it with my own eyes The factory, the cartridge, the grease... made with cow and pig fat
Fabrika, kartuşlar, yağlar... inek ve domuzdan elde edildiler.
I saw it with my own eyes, Peter.
Kendi gözlerimle gördüm, Peter.
- I saw it with my own eyes, okay?
- Kendi gözlerimle gördüm, tamam mı?
I do not know how many times I saw with my own eyes It is you
Ya sen?
I saw it with my own eyes.
Radarda arıza olmalı.
I saw it clearly with my own eyes.
Kendi gözlerimle gördüm.
I saw it all with my own eyes.
Anlattığım her şeyi kendi gözlerimle gördüm!
- I saw it clearly with my own eyes.
- Kendi gözlerimle gördüm.
I saw it with my own two eyes!
İki gözümle gördüm seni!
I do know that, I saw it with my my own eyes.
Bunu biliyorum. Kendi gözlerimle gördüm.
I saw it all with my own eyes.
Hepsini kendi gözlerimle gördüm.
I saw it happen with my own eyes.
Burnu ise Lindsay'e benziyor.
I saw it with my own two eyes.
Kendi gözlerimle gördüm.
I saw the wound with my own eyes, I swear it.
Yarayı kendi gözlerimle gördüm. Yemin ederim.
And I saw it go down with my own eyes. I've been investigating Morris for a few weeks now trying to figure out why so many of his suspects over the last five years just vanish or mysteriously wind up dead.
Ve ben bu benim kendi gözlerimle inmek gördüm. veya gizemli kadar ölü rüzgar son beş yılda sadece kaybolmaya şimdi onun şüphelilerin kadar çok neden anlamaya çalışıyorum birkaç hafta l've Morris araştırıyor.
'Cause I saw it with my own two eyes
- Çünkü iki gözlümle birden gördüm.