I see what this is tradutor Turco
674 parallel translation
I see what this is all about.
Şimdi anladım.
- I see what this is.
- Ne olduğuna bakıyorum.
I see what this is.
Ne olduğu çok açık.
I see what this is.
Ne olduğunu anlıyorum.
What is this nothingness I see?
Bu gördüğüm hiçlik de ne?
But anyway, as soon as we land, I'm going to see Madge... and I am going to find out from her just who and what this Tremont person is.
Neyse, iner inmez gidip Madge'i bulacağım şu Tremont denen kız neyin nesiymiş ondan öğreneceğim.
You see, what I'm getting at, Duke, is this :
Söylemeye çalıştığım şey şu Duke :
- Do I actually see this? - What is it?
- Bu gördüklerim doğru mu?
And one thing more, Macarena... and this is what I really came to see you about.
Bir şey daha var, Meryem ana... senin görmeye gelmemin esas nedeni..
What I don't see is how you figure it getting out tomorrow in al this smug.
Ama bu elbiselerle yarına nasıl çıkarsın orasını bilemem.
If you will stay by me this evening, you will see that what I say is not always of the greatest importance but, dear, that doesn't keep me from talking.
Bu akşam yanımdan ayrılmazsan söylediklerimin her zaman çok önemli olmadığını görürsün. Ama tatlım, bu beni konuşmaktan alıkoymaz.
From what I see in the papers, this museum is even better.
Bu müze kağıtlardan gördüğümden daha da iyi.
- This is what I wanted you to see.
- Görmeni istediğim şey buydu.
You see, what I need to know is... could a man actually be in one place doing one thing... and still in his mind be elsewhere... doing something else, but so vividly, with such detail... that this is the real, the living part of his life to him?
Şimdi öğrenmek istediğim şu : Bir adamın, gerçekte bir yerde bir şey yaparken aynı anda, kafasında tüm detaylarıyla başka bir yerde başka bir şey yapması, ve bunu da asıl gerçeklik gibi hissetmesi mümkün müdür?
See what I got? What's that? The boyfriend went up to Las Vegas... to win enough to buy me a mink coat, and this is what he came back with.
- Erkek arkadaşım bana kumar oynayarak vizon ceket almak için Las Vegas'a gitti ama getirdiği tek şey bu.
I see what that auto repairman was talking about when he said : "This boy is a peculiar talker."
Oto tamircisinin, "Bu delikanlı kendine has bir konuşmacıdır." derken neden bahsettiğini anlıyorum.
I can't tell you what a pleasure it is to see a village like this.
Böyle bir kasaba görmenin ne büyük bir zevk olduğunu anlatamam.
If this is where you work, I can't wait to see what you work at.
Eğer çalıştığınız yer buraysa, kim bilir çalıştığınız şeyler nasıldır.
I will try to see what is afoot at this... Camp Sunshine.
Ben de, şu Güneş Işığı Kampı'nda neler döndüğünü anlamaya çalışayım.
You see, this is what I was telling you about.
İşte, sana bahsettiğim şey.
You see, what I have in mind is to recreate what it must've felt like to be a prisoner in this place.
Kafamda canlandırdığım şey burada bir mahkum olmanın nasıl bir his olduğunu yansıtmak.
This is what I wanted you to see.
Görmeni istediğim buydu.
As a matter of fact... This bounty for Apache scalps is what I came to see you about, Mr. Carden.
Gerçek şu ki Apaçi kafa derilerine konan şu ödül hakkında konuşmak için geldim, Bay Carden.
You know, Mitchel... Yes Sir? When I see young people, today,... behaving like that, I just I can't help wondering what this God-damned country is coming to?
Zamane gençliğinin nasıl davrandığına bakın... bu lanet ülkede başka neler çıkacak merak ediyorum.
This is what I want to see. This is what I want. This is good.
Ben böyle görmek istiyorum, Böylesi daha iyi..
See, this is what I get for betting on my own hometown ball team.
Bak, kendi kasabamın takımı lehine bahse girince bu oluyor.
But what I don't see is... what you plan to do with your damned knives this weekend.
Fakat senin bu lanet bıçaklarla hafta sonu ne yapmayı planladığını..... neden bilemiyorum?
You ladies listening in on radio will have to see the newsreel for this big event to really know what I mean... Another car is driving up!
Siz radyo başındakiler, bu büyük olayı görmeden ne demek istediğimi anlayamazsınız...
You see, this is what I mean.
Ne demek istediğimi anlıyor musun?
This is what I see.
Gördüğümü söyleyeyim.
I thought I might... just sort of come along and see what this bullshit is all about.
Düşündüm de... biraz takılıp bu boktan şey neymiş görebilirim dedim.
I see this body. I don't know what it is.
Bir ceset gördüğümde onun ne olduğunu anlar mıyım.
You see, this is what they're interested in.
Iºte bunlarla ilgilenirler.
See, this is just semi-like, what I would call it.
Bak, bu yarım gibi, onu nasıl isimlendirmeliyim.
My God, what is this vision I see before me?
Aman Allah'ım, daha önce gördüğüm bu hayal neyin nesi?
Yes, and what ever this is, it's important to him... that I see it.
Evet, bu her ne ise anladığım kadarıyla onun için önemli.
Now then, Mr. Cocksure, you see these here books here, well, this is a list of all the folk what I buy off.
Şu halde, Bay Cocksure, bütün bunları bu defterde bulabilirsiniz, pekala, bu satın aldığım bütün kümes hayvanlarını gösteren bir liste.
What I do need you for, is to see that this dear child is returned safely to the palace... with both the treasure and her virginity intact.
senden yapmanı istediğim, bu çocuğu sağ salim saraya geri getirmen hazineyle birlikte, ve bekareti bozulmamış olarak.
All this reporter can say is I hate to see what he could do if he was serious.
Bu muhabirin tek söyleyebileceği, eğer ciddiyse ne yapabileceğini görmekten nefret ediyorum.
I'm not sure if any of us can see what this is supposed to mean!
Aramızda tüm bunların ne anlama geldiğini bilen var mı acaba!
If this is what you do second best, I'd love to see you play basketball.
Bu en iyi yaptığın ikinci şeyse basket oynayışını görmek isterim.
You see, I know what she is doing this very second.
Şu anda ne yaptığını çok iyi biliyorum.
See, I started in this business because this is what I wanted to do.
Bakın, bu işe giriştim, çünkü bu yapmak istediğim bir şeydi.
I see a neon sign blinking a name and address, because these special numbers, what they do is, they connect this check to the buyer's name and address.
Bir isimle bir adresi yanıp sönerek gösteren bir neon lambası görüyorum, çünkü bu özel rakamların yaptığı... bu çeki hamilinin isim ve adresiyle ilişkilendirmesi.
I'll go back myself see what this is.
Geri gideceğim ve bunun ne olduğunu kendim göreceğim.
See, this is what I need.
İşte ihtiyacım olan şey bu!
Yeah, Your Honor. See what we're trying to tell you is like, all the bad feelings, I mean all the hate, the anger and violence of this city is turning into this sludge.
Peki, bütün bu şehirdeki nefret öfke ve şiddet bir tür balçığa dönüşüyor.
What is this sudden interest in who I see? - You " re my sister.
Bu şimdi neden birdenbire seni ilgilendirmeye başladı?
This isn't like making furniture, see what I mean?
Bu iş mobilyacılığa benzemiyor, anlatabildim mi?
I don't know who you are or where you came from, but you're a guest in this house, and there was a Janey, but no one is mad at you, and we don't want to judge you, and I don't think... you should be so fast to judge other people's blow jobs... because what you see isn't always what you get.
Sizin kim olduğunuzu bilmiyorum. Ama siz misafirsiniz. Bir Janey vardı eskiden.
See, this is what I'm talking about.
İşte, bunu kastediyorum.