I think i can do it tradutor Turco
934 parallel translation
At least, I think I can do it.
En azından öyle sanıyorum.
- I think I can do it now.
- Şimdi bir de bunu düşüneceğim.
And I think I can do it.
Sanırım bunu yapabilirim.
Teaching all that great literature, making me think I can do it, too.
Muhteşem edebiyatımızı öğretmek benim de yazabileceğimi düşündürttü.
But i can't make i t out why she would... um, do you think that this has got her... give it to me.
Neden böyle yaptığını hiç... Bu mektup sana Fred, galiba...
- l don't think I can do it, Nick.
- Yok, yapamayacağım Nick.
It's a forty foot dive into a tub of water, but I think you can do it.
Yüzlerce metreden bir bardak suya atlayacaksın, ama bence yapabilirsin.
But I think in your case, it can do no harm.
Sizin durumunuzda ise sanırım bir sakıncası olmaz.
You think I can do it?
Sence başarabilir miyim?
I'm extremely grateful to all of you. It's all we can do for the present I think.
Sanırım şimdilik yapabileceğimiz bu kadar.
It's funny. From faces I can tell what people think, what they do, sometimes even who they are.
Yüzlerden insanların ne düşündüğünü, ne yaptığını anlarım.
You still think I can do it?
Hala yapabileceğimi düşünüyor musunuz?
I think I can see it all now... Except, I wonder what he proposed to do with the body when the time came.
Zamanı geldiğinde cesetle ne yapmayı tasarladığını merak etmek dışında... sanırım, artık her şeyi anlayabiliyorum.
You don't think I want to do it?
Ben buna can mı atıyorum sanki? !
And I think they can do it.
Başaracaklarını sanıyorum.
- I think. I can look it up. - Do that.
- Yukarıya bir göz atmayı düşünüyorum.
It's gonna be kind of tough to leave the Thunder but I really think I can do them some good.
Thunder'dan ayrılmak zor olacak ama onlara yardımcı olabileceğimi düşünüyorum.
Well, we can tell him what the situation is now, but I think you'd better let me do it.
Durumu artık ona açıklayabiliriz... ama bunu bana bıraksanız iyi olur.
She said "I always do", then she got angry and... well, in American I think it would be "Drop dead"!
"Hep ben yapıyorum" dedi ve sinirlendi. Amerika'da "Canın cehenneme!" diyorlar sanırım.
Do you think I can forget it?
Onu sen öldürdün.
Even if I can't prove that I did it, why do you think Jenkins did it?
Yaptığımı kanıtlayamasam da, niçin Jenkins'in yaptığını düşünüyorsunuz?
I can't think of anyone else I'd do it for ; it's become sort of a need.
- Başka kim için olabilir ki? Bu bir tür ihtiyaç haline geldi.
You really think I can do it?
Başarabileceğime emin misin?
If you think I can do it.
Eğer becerebilirsem.
Do you think I'm one of these lousy, small-time bootleggers you can double-cross for the fun of it?
Benim eğlence olsun diye aldatabileceğin şu iğrenç ufak çaplı kaçakçılardan biri olduğumu mu sanıyorsun?
No need to tell him that, I should think it can't do any good.
Bunu ona söylemeye gerek yok sanırım.
I think I can do just about as well without it.
Onsuz daha iyi yapabileceğimi düşünüyorum.
I think about it too, but what can I do?
Bazen düşünüyorum. Ne yapmalı?
What's the matter, don't you think I can do it?
Sorun ne? Yapamayacağımı mı düşünüyorsun?
What d'you think I can do about it?
Benim bu konuda ne yapmamı bekliyorsun?
And what are you gonna do, grunt? Never mind, I think I can make it.
Tamam, sen ve Pete çıkın ve itin.
I think I got all the venom out. Taken orally, it can't hurt you, Mr Eckland, but if she were bitten and its entered her bloodstream, there's nothing we can do. I'm afraid she's bought it.
Ağız yoluyla alındığında size bir zararı dokunmaz Bay Eckland ama ısırık yoluyla damarlarına girmişse, kızı kurtarmanın yolu yoktur.
No, no, I don't think there's anything you can do to patch it up.
Hayır, hayır, durumu tamir edecek bir şeyler yapabileceğini sanmıyorum.
No, I can do without it, sir, but I think you've got other plans for me.
Hayır, onsuz da yapabilirim, komutanım, ama sanırım benin için başka planlarınız var.
And I think it only fair that you see what you can do...
Ve senin ne yapabileceğini görmek mantıklı...
You think this Companion can do anything. I said it was very powerful.
Sizce bu Arkadaş neredeyse her şeyi yapabilir mi?
It's very important, but I don't think there's anything you can do about it.
Evet, önemli, ama bu konuda yapabileceğin bir şey yok.
I think you can do it.
Bence yapabilirsin.
I think skinny dipping is just beautiful if, if you want to do it, if you can do it.
Eğer yapabilirsen çırılçıplak yüzmek olağanüstü birşey.
In your case could be a catastrophe. I do not think the world can be prepared for it.
Belki de sen onları hiç anlayamadın.
Truly, I do not think that it can.
Gerçekten, hiç sanmıyorum.
- I don't think I can do it.
- Yapabileceğimi sanmıyorum.
I think it's a waste if you don't show the others what you can do.
Eğer başkaları bilmeyecekse... bir şeye çaba harcamak zaman kaybıdır!
I mean, do you think that people get to a point of pain where they just can't bear it?
İnsanların artık dayanamayacakları kadar ağrı çekebileceklerini düşünür müsün?
How long do you think it will be before I can come back?
Sence en erken ne zaman dönebilirim?
I just don't think you can do it.
Bunu yapabileceğini sanmıyorum.
How long do you think it would be before I can talk to her?
Sizce kendisine gelmesi icin ne kadar zaman gecmesi lazim?
I don't think I can do it until about 9 : 30 or 10 o'clock.
Saat 9 : 30'a kadar gelebileceğimi sanmıyorum...
You think I can do it as well as you?
Benim bu işi senin kadar iyi yapabileceğime inanıyor musun?
You don't think I can do it, do you?
Yapabileceğimi düşünmüyorsun, değil mi?
Shit. I just don't think I can do it.
Bunu yapabileceğimizi hiç sanmıyorum.