I think i can do that tradutor Turco
1,074 parallel translation
- I think I can do that.
- Sanırım bunu yapabilirim.
How can you think that I could do a thing like that?
Nasıl böyle bir şey yaptığımı düşünebilirsin?
One, that I don't mess up as a manager. And B, that Tommy does as good as I think he can do : great. And don't get hurt none.
Bir, menajer olarak başarılı olayım ve ikincisi, Tommy düşündüğüm gibi başarılı olsun ve yaralanmasın.
I don't think there's anything that we can do.
Yapabileceğimiz bir şey olduğunu sanmıyorum.
I really don't think that this is something that I should get involved in... but I'll tell you what I can do.
Bunun karışmam gerek bir şey olduğunu hiç zannetmiyorum ama sana ne yapabileceğimi söyleyeyim.
Think you can handle that... or do I have to call the police?
Ya bunu kendiniz yaparsınız ya da polisi ararım.
You tell me what more you think that I can do.
Söyleyin, sizin için bundan başka ne yapabilirim?
Ed, I think you can do anything that you put your mind to.
Ed, bence kafana koyduğun herşeyi yapabilirsin.
So what do you think now that we can talk about the way I am and what I did?
Ne dersin, artık benim nasıl biri olduğumu ve neler yaptığımı mı konuşacağız?
I don't think that I can do that.
Kalkabileceğimi sanmam.
- Michael, I don't think I can do that.
- Bunu yapabileceğimi sanmıyorum.
Can you do anything about that? I said let me think about it.
"Kaça patlar?" diye sordu.
I don't think I can do that.
- Yapabileceğimi sanmıyorum Nick.
I think that since we're here on this island, there's things we can do on it... primitive things.
Dusunuyorum da bu adada oldugumuza gore, burada yapabilecegimiz seyler var... ilkel seyler.
I think we can do a little better than that.
Bence bundan biraz daha iyisini yapabiliriz.
- I can't just change everything. How do you think I can do that?
- Her şeyi değiştiremem.Bunu yapabileceğimi nasıl düşünürsün?
- We can do better than that, I think. - Yes.
- Daha iyisini yapabiliriz sanırım.
I don't think I can do that.
Bunu yapabileceğimi sanmıyorum.
I think that like all people who try to justify their stand... do what they want to do anyway... yet still want to justify it in a universal manner - He, too, fell in this trap... of somewhat exaggerating the morality of his decision.
Kendini haklı çıkarmaya çalışan, canının istediğini yapıp buna evrensel kıstaslarda kulplar takan insanlar gibi o da kararlarındaki etikliği etkileyen bu tuzağa düşmüştü.
Can I still do my number? Oh, my god. Is that all you can think of?
Senin tek derdin bu mu?
Do you think that I, who have gazed upon the face of God and have experienced the eternal joy of Paradise, can still escape the torture of 10,000 hells and enter a personal realm of perfect bliss? .
Tanrı'nın suretini görmüş, Cennet'in sonsuz zevkini tatmış olan ben, 10,000 cehennem işkencesinden kaçabileceğimi ve kendi havamda kusursuz zevk-ü sefaya daldığımı mı düşünüyorsun?
You can all go home if you want to, that's the best thing to do, I think.
İsterseniz hepiniz evlerinize gidebilirsiniz, sanırım bu yapılabilecek en iyi şey.
Your Highness, this is a battle I do not think that we can win.
Ekselansları, bu savaşı kazanacağımızı hiç sanmıyorum.
Well, that's all well and good, but, frankly, I can't think of anything else we can do.
Peki ala daha iyi bir şeyler yapalım, ama dürüst olmak gerekirse, herhangi birinin, bir şeyler yapabileceğine inanamıyorum.
Is it possible that you, I mean you're fairly hip, and fairly Americanized, are you too western for our oriental audiences do you think?
Bu mümkün mü, yani senin oldukça canını sıkan... ve oldukça Amerikalılaşmış olduğun, sence bizim doğulu seyircilerimiz için aşırı batılı mısın?
What, do you think I can't handle that?
Bununla baş edemeyeceğimi mi düşünüyorsun?
I know that, beetle brain, but it's common knowledge that if you tongue kiss a boy, he'll automatically think you'll do the deed with him, they can't help it, they are driven, it's the male curse!
Bunu biliyorum. Ama şu da bilinir ki, bir oğlanı dilinle öpersen otomatik olarak onunla imzayı atacağını düşünür. Buna engel olamazlar.
And the best way I can think to do that is with the International Brigades.
Ve bunun için düşünebildiğim en iyi yol Uluslararası Tugaylar.
- I don't think I can do that. - Come on!
- Bu yapabileceğimi sanmıyorum.
Just think what I can do with that money.
Bu parayla neler yapabileceğimi düşünsene.
We'll have to reroute the preignition plasma from the impulse deck down to the auxiliary intake to generate that much power but I think we can do it.
O kadar güç üretmek için ateşleme öncesi plazmayı itki güvertesinden destek girişe yönlendirmemiz gerekecek ama sanırım başarabiliriz.
I want to be with you more than anything but I don't think that I can do this.
Her şeyden çok seninle olmak istiyorum ama yapabileceğimi sanmıyorum.
I just don't think you can say, "If I do this, then that will happen."
"Böyle yaparsam şöyle olur" diyemezsin bence.
Yeah. I don't think we can do that.
Bunu yapamayız.
'Cause that's the worst thing I can think to do to you.
Çünkü bu sana yapacağım en büyük kötülük.
I think we should continue this discussion in my office. In your office? Is that all you can do?
Ama hala şirinsin, dayanılmaz, küçük kızlara asılan, kan emici bir cani olmana rağmen.
Look, I think that he just wants to see what he can do about your relationship.
Bak, bence sadece ilişkinizi düzeltmeye çalışıyor.
I don't think I can do that.
- Ben bunu yapamam.
And you think I'm to hand you a career making case so you can destroy me? What do you think, I'm an idiot, you momser? That's a word of my people.
Eline, beni mahvedesin diye kariyer davalarından birini vereceğimi mi sanıyorsun?
No, I think I can do without that.
Hayır, sanırım onsuz da yapabilirim.
Not on you. So, do you think you can convince my self-righteous son that I'm not nuts?
Sizce kibirli oğlumu deli olmadığıma ikna edebilir misiniz?
I don't think I can do that, Ben.
Bunu yapabileceğimi sanmıyorum, Ben.
I don't think I can do that just now.
Şu anda çıkarabileceğimi hiç sanmıyorum.
That's L as in "lacerate," O as in "obliterate" B as in "disembowel," and O as in I guess I can use "obliterate" twice. What do you think?
"Lime lime etme"'nin "L"'si, "Oyma"'nın "O"'su, "Bağırsaklarını sökme"'nin B'si ve, "Oyma"'yı tekrar kullanabilirim herhalde.
Do you think I can do something with that?
Sence onunla bir şey yapabilir miyim?
Do you think I'm such an old fool that I can be tricked into believing that I am speaking to my own child?
Sence kendi çocuğumun sesini başkasıyla ayırt edemeyecek kadar aptal mıyım?
I don't think I can do that.
Teslim olmayı düşünmüyorum.
If I don't think about 14 down, then I'm just gonna have a nervous breakdown in this elevator, and I can't do that right now.
Yukarıdan aşağıya 1 4'ü düşünmezsem sinir krizi geçireceğim. Şu an bunu yapamam.
I can't really defend it... ... but it's certainly not as despicable as what John Cage did. Do you think that was despicable?
Tamam, bununla gurur duyduğumu söyleyemem, ama kesinlikle John Cage olayı kadar aşağılık bir durum değildi.
I think there are little pockets of intimacy you can't get to with me that you do get to with her.
Ama onunla benimle olmadığın kadar samimi olduğunu düşünüyorum.
Well, sure, we could do that but I think that years of love and commitment can best be represented by a hearty handshake.
Öperiz tabii neden öpmeyelim? Ama bence yıllar süren bir sevgi ve bağlılık, kendini en iyi içten bir tokalaşmada gösterir.