I told you about him tradutor Turco
491 parallel translation
Well, my uncle's just visiting. I told you about him.
Dayım sadece ziyaretçi.
I told you about him.
Sana bahsetmiştim.
- I told you about him.
- Sana bahsetmiştim.
Dad, this is Mr. Gauge, you remember I told you about him?
Baba, bu Bay Gauge, sana ondan bahsetmiştim hatırladın mı?
Yes, I told you about him, he's... he's going to coach me for my bar exams.
Evet, sana ondan bahsettim, o... Baroya giriş sınavlarımda bana özel hocalık yapacak.
- I'm happy for you. It's Modigliani, I told you about him.
Bu Modigliani, sana ondan söz etmiştim.
I told you about him dozens of times.
Sana ondan onlarca kez bahsettim.
Don, this is Ralph Santori. I told you about him. - He's directing the play.
Don, bu bay Ralph Santore, sana bahsetmiştim, oyunun yönetmeni.
- I told you about him.
- Sana ondan söz etmiştim.
I told you about him... the one in my dreams.
Hani onu gördüğüm bir rüyadan bahsetmiştim.
I told you about him.
Sana ondan bahsetmiştim.
When I told him what salary you made, he was a little worried but then I promised him you'd get a raise, and he felt better about it.
Ona ne kadar kazandığınızı söylediğimde biraz endişelendi ama sonra size zam yapacağıma söz verdim ve o zaman biraz rahatladı.
Then I told him I had come to talk about you.
Sonra ona senin hakkında konuşmak için geldiğimi söyledim.
- And I've told you all about him.
- Onu da sana anlatmıştım.
This man I told you about, his name is Leonard Eels... but, uh, you won't go to him directly.
Sana anlattığım şu adam, adı Leonard Eels ama onunla doğrudan irtibata geçmeyeceksin.
- I told him all about you.
- Ona senin hakkındaki şeyleri anlattım.
I told him about gettin'some money and gettin'you well.
Para kazanacağımı ve seni iyileştireceğimi.
He believed the lie I told him about you.
Senin hakkında söylediğim yalana inandı.
- I told you not to worry about him, Charlie.
- Sana onu kafaya takma dedim, Charlie.
Oh, but I expect you've told Oliver all about him.
Oh, fakat Oliver'e onun hakkında her şeyi anlatmışsındır.
He asked about you, I told him you're good.
Seni sordu, iyi olduğunu söyledim.
I've told you about him.
Size bahsetmiştim.
Remember the story I told you about Runty, my sparrow, how I turned him loose?
Çiroz hakkında anlattığım hikayeyi hatırlıyor musun hani serbest bıraktığım serçemi?
I told him all about myself, Griff. And about you and the $ 20.
Ona 20 doları ve seni anlattı, Griff.
Herbie, I told him if he opened his mouth about you, I'd tell them who he is.
Herbie senin hakkında ağzını açarsa onun kim olduğunu söylerim dedim.
You know what I told him about the railroad?
Demiryolu hakkında ne dediğimi biliyorsun.
Yes, I told him all about you.
Evet, ona senden bahsettim.
I told him about you.
Ona sizden bahsettim.
I'll tell him that you told me you were coming and that I forgot to tell him about it.
Geliyorum dediğini söyleyeceğim, ve bunu ona söylemeyi unuttuğumu söylerim.
You see, Banjo, I told you not to worry about him.
Gördün mü Banjo? Onun için endişe etme demiştim sana.
I told you about him.
Katerina İvanovna'dan haber mi getirdiniz?
I've told him a lot about you.
Ona senden çok bahsettim. Daha dün kulaklarını çınlatıyorduk.
Nora, I've never told him anything about you.
Nora, ona senin hakkında hiçbir şey söylemedim.
I told him a lot about you, Andrew.
Ona senin hakkında çok şey anlattım, Andrew.
I told him about the big turkey party you're having and he's sure his folks will let him come.
Senin verdiğin büyük hindi partisini ona söyledim ve o da ailesinin gelmesine izin vereceğinden emin.
I called the U.S. Attorney up there... and told him you were instrumental in bringing about a major arrest.
Bölge savcısını arayıp büyük bir suçluyu yakalamamızda önemli payın olduğunu söyledim.
When my old man got home, I told him about it... and he kind of gave me a weird look... and he said, "Look, let me tell you something."
Βabam eνe gelince, οlanlarι anlattιm. Βana tuhaf bir bakιş fιrlattι... νe dedi ki, "Βak, sana bir şey söyleyeyim."
Nora, I've never told him anything about you.
Nora, Ona bir şey söylemedim
He has seen you in Istanbul. You've given him 7000 lira. I told about it.
Seni görmüş İstanbul'da, 7000 lira vermişsin ona.
I've told you about him, haven't I?
- Onu size anlatmıştım, değil mi?
I told you I had good reports about him.
- İyi haberler aldım demiştim.
I told him all about you, Violet, and he insisted that we come and get you.
Ona senden bahsettim, Violet... ve gelip seni almamız için ısrar etti.
I haven't told him about you.
Ona senden bahsetmedim.
We told you about him last night.
Bu İncil'i sağ elinize alın.
Look, are you a cop? I told you guys I don't know anything about him.
Polisseniz size onun hakkında hiçbir şey bilmediğimi söylemiştim.
I think they want to kill him, but they never told me about you.
Sanırım onu öldürmek istiyorlar, ama bana sizden hiç bahsetmediler.
I've told you a lot about him he lives next to us he is the security chief Xiao of my dad's security bureau
Sana ondan bahsetmiştim, Bizle komşular, Babamın güvenlik bürosunda güvenlik şefidir
And I told him about you.
Ve ona senden bahsettim.
- Yeah. I told him all about you.
Ona senden bahsettim.
I have told him so much about you, Pop.
Ona senin hakkında çok şey anlattım baba.
I guess I should have told you about him then.
Keşke daha önce söyleseydim sana Nan.