I told you not to come tradutor Turco
323 parallel translation
- I told you not to come here.
- Sana buraya gelmemeni söylemiştim.
- I told you not to come into the lobby.
- Sana lobiye gelme demiştim.
I told you not to come up here!
- Sana buraya gelmemeni söylemiştim!
I told you not to come any closer.
Sana "daha fazla yaklaşma" dedim.
I told you not to come in here.
Gelmemeni söylemiştim.
I told you not to come back unless I sent for you.
Ben çağırmadan gelme demiştim sana.
I told you not to come back.
Sana geri dönmemeni söylemiştim.
I told you not to come in here.
Buraya bir daha gelme demedim mi?
- I thought I told you not to come here.
- Buraya bir daha gelme dediğimi sanıyordum.
You're crazy! - I told you not to come here!
- Buraya gelmemesini söylemiştim!
- I told you not to come back here tonight.
- Sana bu gece buraya gelmemeni söylemiştim.
I told you not to come here.
Sana buraya gelmemeni söylemiştim.
I told you not to come down here.
Buraya gelmemeni söylemiştim.
I told you not to come in with that cat.
Sana buraya kediyle gelmemeni söylemiştim.
I thought I told you not to come back until next week.
Sana gelecek haftaya kadar gelmemeni söylediğimi sanıyorum.
Anezka, I told you not to come.
Anezka, sana gelmemeni söylemiştim.
- I told you not to come out.
- Sana dışarı çıkma demiştim.
I told you not to come after me.
- Peşimden gelmemeni söyledim.
- I told you not to come here,
- Sana buraya gelme demiştim.
I told you not to come near me. What happened?
Yanıma uğrama demiştim, ne oldu?
I told you not to come.
Sana gelmemeni söylemiştim.
I told you not to come moping around here anymore.
Buraya gelip daha fazla canımı sıkma demedim mi sana.
I told you not to come here.
- Sana buraya gelememeni söylemiştim.
RANDY : I told you not to come.
Sana gelmemeni söylemiştim.
I told you not to come back.
Sana dönmemeni söyledim.
I told you not to come by here too much.
Sana ikide bir buraya gelme demiştim.
I told you not to come in here.
Buraya gelme demiştim.
I told you not to come!
Gelmemenizi söyledim!
I told you not to come in here anymore.
Size buraya bir daha gelmemenizi söylemiştim.
Dammit, Billy, I told you not to come here.
Lanet olsun! Buraya gelmemenizi söylemiştim.
How many times have I told you not to come in through the living room with that grease all over you?
Sana üstün başın yağken oturma odasına girmemeni kaç defa söyledim?
I told you not to come in.
Girmemeni söylemiştim!
- I told you not to come so late.
- Bu kadar geç gelme demiştim.
- I told you not to come.
- Sana gelmemini söylemiştim.
I told you not to come.
Gelmemeni söylemiştim.
I told you not to come up here.
Buraya gelmemenizi söylemiştim.
- I told you not to come here anymore.
- Artık buraya gelmemeni söylemiştim sana.
I told you not to leave the horse when you come down.
Evlat! Sana atı yalnız bırakma demedim mi?
How come you not to do what I told you?
Niçin geldin sana ne söyledim ben?
I've told you not to come back if you hang with these punks.
Eğer bu serserilerle dolaşacaksan geri gelme demiştim.
I told you in my letter not to come.
Mektubumda buraya gelmemeni söyledim sana.
Come. Look here, son, son, I told you not to take your mother's furs.
Bana bak oğlum, sana annenin kürkünü almamanı söylemiştim.
I told you, Arkady, I ought not to come here.
Gitmek hata demiştim sana.
I told you not to let him come.
Sana sakın gelmesin demiştim.
However, I thought I told you very clearly not to come.
Yine de buraya gelmemen konusunda seni açıkça uyarmıştım.
You were told not to come up. Am I right?
Sana gelmemen söylenmişti, değil mi?
I told you to tell your friends not to come around.
Çete arkadaşlarına gelmemelerini söylemeni tembihlememiş miydim?
I told you that we did not have to come.
Olamaz!
I've told you not to come near me when you've been drinking.
İçtiğin zamanlarda yanıma yaklaşmamanı sana söylemiştim.
I have told you not to come around here.
Buraya gelmemenizi söylemiştim.
I told you, tell your friends not to come.
Sana arkadaşlarının gelmemesini söylemiştim