I tried to save him tradutor Turco
86 parallel translation
I tried to save him, but it was impossible.
Onu kurtarmaya çalıştım fakat imkansızdı.
I tried to save him.
Onu kurtarmağa çalıştım.
- I tried to save him, doctor.
- Onu kurtarmaya çalıştım doktor.
- My God, man! I tried to save him!
Ben onu kurtarmaya çalıştım.
I tried to save him.
Kurtarmaya çalıştım!
I tried to save him, but, being a ghost already, well, I was way too late.
Onu kurtarmaya çalıştım, ama, zaten hayalet olmuştu. Çok geç kaldım.
I tried to save him.
Onu kurtarmaya çalıştım.
I tried to save him, but they cut the ladder and... I fell.
Onu kurtarmaya çalıştım ama merdiveni kestiler ve... düştüm.
Even worse, when I tried to save him, he wound up saving me.
Onu kurtarmaya çalıştım, Daha da kötüsü, beni tasarruf yara.
I tried to save him, I tried.
Onu kurtarmaya çalıştım, denedim.
I tried to save him...
Onu kurtarmayı denedim...
I tried to save him...
- onu kurtarmayı denedim
- I tried to save him.
- Onu kurtarmaya çalıştım.
That's what I was trying to tell you, I tried to save him...
Ben de size bunu anlatmaya çalışıyordum. Onu kurtarmaya çalıştım.
I tried to save him I swear.
Yemin ederim, onu kurtarmaya çalıştım.
I tried to save him but...
Kurtulsun dedim.
I tried to save him.
Kurtarılması için çaba sarfettim.
I swear to God. I tried to save him, but it was just too late.
Yemin ederim.Kurtarmak istedim ama çok geçti
I tried to save him, and that's how my hand got broke.
Kurtarmaya çalıştım. Elim bu esnada kırıldı.
'I tried to save him.
Onu kurtarmaya çalıştım.
" I tried to save him, but it was too late.
Onu kurtarmaya çalıştım ama çok geç kalmıştım.
I tried to save him, but when someone tries to kill me, I defend myself.
Onu kurtarmayı denedim, ama biri beni öldürmeye kalkışınca, kendimi korurum.
And you know how hard I tried to save him.
Onu kurtarmaya ne kadar uğraştığımı biliyorsun.
I pulled him away, I tried to save him, I was saying :
Nick? Onu çıkardım, kurtarmaya çalıştım, Şöyle diyordum " Yangın tugayı nerede?
I tried to save him. I tried to save him.
Onu kurtarmayı denedim.
I tried to save him, but I couldn't.
Onu kurtarmaya çalıştım, fakat yapamadım.
No, I tried to save him.
Ama onu kurtarmaya çalıştım!
I tried to save him. I really tried.
Onu kurtarmayı denedim.
I tried to think of a way to save him.
Onu kurtarmanın bir yolunu bulmaya çalıştım.
When I tried killing my husband nothing happened to me....... now I'm trying to save him and I'm being punished.
Tuhaf. Kocamı öldürmeye çalışırken bana hiçbir şey olmadı onu kurtarmaya çalışırken cezalandırılıyorum.
I tried to save him.
- O halde...
Not of the loyalty I gave to the Nation of Islam and Mr. Muhammad. During the previous 12 years, if Mr. Muhammad had committed any crime punishable by death, I would have tried to prove I did it to save him.
İslam ulusuna ve Bay Muhammed'e gösterdiğim sadakat nedeniyle şu son 20 yıl içinde, Bay Muhammed, idamına neden olacak bir suç işlese onu kurtarmak için, suçu üzerime almaya, uğraşırdım.
I don't mind telling you, I've tried my best to save him.
Onu kurtarmak için elimden geleni yaptım ama nafile
Although Batman tried to save him Dent's left-brain damage turned him into a violent criminal who blamed Batman and who has vowed to destroy him.
Batman'in onu kurtarmaya çalışmasına rağmen... Dent'in beyninin sol tarafındaki zarar onu korkunç bir canavara dönüştürmüştü. Dent bu yüzden Batman'i suçlamış ve onu öldürmeye ant içmişti.
My brother Ram tried his best to save him, but...
Benim kardeşim Ram'i Onu kurtarmak için en iyisini denedi, ama...
He tried to kill a friend of mine to save his own ass, so I don't care about him either.
Kendi kıçını kurtarmak için arkadaşımı öldürmeye kalkıştı, o yüzden o da umurumda değil.
I should have tried to save Nathan and get him out of there.
Nathanı kurtarmaya çalışıp onu oradan çıkarmalıydım.
You know I think is so interesting there was six sisters who are tried to save dad or at least help him die without feeling any pain.
Altı hemşirenin yatağın başında toplanıp babanın daha fazla yaşaması ya da en azından acı çekmeden ölmesi için uğraşması ilginç aslında.
I should have tried to save him.
Onu kurtarmaya çalışmalıydım.
I saw the crash. you tried to save him.
Kazayı gördüm. Onu kurtarmaya çalıştınız.
You tried to save him, remember?
Epps'i öldürmediniz ki.
I said that you'd tried to save him.
Onu kurtarmaya çalıştığını söyledim.
I tried my best to save him in court.
Mahkemede onu kurtarmak için elimden geleni yaptım.
Because I think that I yelled at him When he tried to save me.
Çünkü sanırım, o beni korumaya çalışırken, ben ona bağırdım.
I... I tried to save him. I did.
Onu kurtarmaya çalıştım ama o kadar çok kan vardı ki ne yapacağımı şaşırdım.
I tried to get there in time to save him, but I was too late.
Vaktinde yetişip kurtarmak istedim ama çok geç kalmıştım. - Öyle mi? Kim bunu yapanlar?
My father still died no matter what I tried to do to save him.
Babam yinede öldü onu kurtarabilmek için herşeyi yaptım.
Had I known that Ben was in the house, I would've tried to save him.
Ben'in o evde olduğunu bilseydim onu kurtarmaya çalışabilirdim.
I tried and failed to save him from conscription, but I will certainly attend his wedding.
Denedim ama askere alınmasını engelleyemedim ama kesinlikle düğününe katılacağım.
Nick shot Sam, the man who tried to save him.
Nick, kendisini kurtarmaya çalışan adamı, Sam'i vurmuş.
he was bleeding everywhere, and I tried to save him.
Onu kurtarmaya çalıştım.