I tried to stop them tradutor Turco
118 parallel translation
I tried to stop them.
Onları durdurmaya çalıştım.
I tried to stop them, to keep them just as they were when you left, but they got away from me.
Sen ayrılırken ki hallerinde kalmaları için çok uğraştım ama benden uzak durdular.
I tried to stop them!
Onları durdurmaya çalıştım!
And they came... and I tried to stop them.
Onları durdurmaya çalıştım. Ama onu götürdüler.
I tried to stop them.
Denedim ama onları durduramadım.
- I tried to stop them this time.
- Onları bu kez durdurmaya çalıştım.
Listen, I tried to stop them, but I...
Dinle onları dudurmayı denedim ama...
- I tried to stop them!
- Geri kalanını durdurmaya çalıştım!
I tried to stop them, boss.
Onları durdurmaya çalıştım patron.
I tried to stop them, Mr Benedict.
Onları durdurmaya çalıştım Bay Benedict!
Briar, I tried to stop them but there was nothing I could do.
Briar, onları durdurmaya çalıştım ama başaramadım.
I tried to stop them, but would they listen to me?
Onları durdurmaya çalıştım, ama beni dinlediler mi?
I tried to stop them.
Durdurmaya çalıştım.
I tried to stop them, but I was laughing too hard.
Onları durdurmaya çalıştım ama çok kuvvetli gülüyordum.
I tried to stop them. They locked me in the cupboard.
Onları durdurmaya çalıştım.
I tried to stop them.
Korkan sendin.
I tried to stop them from taking him away, but was struck by an alien staff weapon. "
Onu alıp götürmelerine engel olmaya çalıştım ama yabancı bir enerji silahıyla vurulmuştum. "
I tried to stop them, sir, but they overpowered me.
Onları durdurmaya çalıştım ama benden daha güçlüydüler.
I tried to stop them.
Onları durdurmaya çalıştım ama...
- I tried to stop them, Inspector.
- Onları durdurmaya çalıştım müfettiş.
And I tried to stop them, really I tried, but I couldn't.
Durdurmaya çalıştım ama başaramadım.
I tried to stop them but I couldn't.
Onları durdurmak istedim ama yapamadım.
He swam in the open water to this boat and these divers appeared and I tried to stop them. The boat was too fast, so we swam out in the ocean...
Açık sulardaki tekneye doğru yüzdü ve dalgıçlar ortaya çıkınca onları durdurmaya çalıştım fakat tekne çok hızlıydı, yani okyanusta uzaklaştı...
- I tried to stop them. - [Ben] Hey! Hey!
Ayırmaya çalıştım.
I tried to stop them from taking my brother and that's when they hurt my leg.
Kardeşimi götürmelerine engel olmaya çalıştım ve bacağım sakatlandı.
I mean, I didn't mean to help them, I I tried to stop them!
Yani, yardım etmek istememiştim, onları durdurmaya çalıştım!
I tried to stop them, but I couldn't.
Onları durdurmaya çalıştım, ama yapamadım.
When they came, I tried to stop them.
Geldiklerinde, onları durdurmaya çalıştım.
- I tried to stop them.
- Onları durdurmaya çalıştım.
I tried to stop them.
Onları durdurmaya çalış.
I tried to stop them...
Onları durdurmaya çalıştım.
I tried to stop them.
Engel olmaya çalıştım.
I tried to stop them, but they couldn't be stopped.
Durdurmaya çalıştım ama durmak istemediler.
No one ever stayed, no matter how hard I tried to stop them.
Hiç kimse kalmadı, o kadar durdurmaya çalışmama rağmen.
I tried to stop them from the inside.
Onları içeriden durdurmaya çalışıyordum.
Well, I tried to stop one of them from making a fool of himself - Yes. Yes, ovular.
Yanlış yazdılar da ondan engel oldum.
I tried to warn them about the homba, but all they did was try to stop me.
Onları tilki hakkında uyarmak istedim ama yaptıkları beni durdurmaya çalışmak oldu.
I would have tried to stop him, but the security guard told me to just stay away from them until they arrived.
Onu durdurmaya çalıştım, fakat güvenlik görevlileri kendileri gelene kadar onlardan uzak durmamı istediler.
I don't suppose you tried to stop them?
Onları durdurmaya çalışmadınız mı?
I think you tried to stop them.
- Bence onları durdurmaya çalıştın.
Joxer, I once knew a warrior who tried to stop them.
Joxer, bir keresinde onları durdurmayı deneyen bir savaşçı biliyordum.
I tried to save her, but I couldn't make them stop.
Onu kurtarmaya çalıştım ama onları durduramadım.
- You tried to stop them, I suppose.
- Engel olmalıydın.
I tried to make them stop... but they kept pushing me down, and they wouldn't let me get back up.
Onları durdurmaya çalıştım... ama beni sürekli aşağı ittiler, ve ayağa kalkmama hiç izin vermediler.
I tried to protect the children, but I couldn't stop them from running away.
Çocukları korumayı denedim, ama uzağa koşmalarını durduramadım.
If someone tried to steal my son's body, I'd stop them.
Biri oğlumun cesedini çalmaya çalışsaydı, onu kesinlikle durdururdum.
I tried to make them stop, but they didn't.
Onları durdurmaya çalıştım ama beni dinlemediler.
I mean, first of all, nobody ever tried to stop them, right?
Öncelikle daha önce kimse onları durdurmaya çalışmadı? ve iki kişide değillerdi.
You know, I tried to get my parents to make him stop going to your class, but he convinced them you're, like, his best friend or something.
Biliyor musun, ailemin onu kursa göndermesine engel olmaya çalışıyorum ama onun en iyi arkadaşı olduğuna ikna etti. F
I tried to make them stop.
Onları durdurmaya çalıştım.
I've tried to stop them.
Onları durdurmayı denedim.